HAİNLİĞİN BU ÇEŞİDİ
17 Nisan 2014’de yayınladığımız bu yazıyı önemine binaen tekrar yayınlıyoruz.
Dün sitemizde yayınladığımız ADIM ATIYORUZ başlıklı yazıda ifade ediliyordu: “Baş nereye giderse ADIM oraya gider.” Bağlılıkta şahsiyet bulma, lider ve aksiyon konusuna dair harika söz. Bunun bir de Kumandan Mirzabeyoğlu’nun ifade ettiği tersinden versiyonu söz konusu: “Dudaklar başka söyler, ayaklar başka yürür.”
Ayaklar ile baş arasında bir istikamet farkı varsa burada sorgulanacak olan ayakların başa bağlılığıdır. Bir hareket için olabilecek en büyük tehlike dudakların başka söyleyip, ayakların başka yürümesidir.
Lafı eveleyip gevelemeye lüzum yok. Dudakların İbdacıyım demesine bakılmaz; ayakların istikametine bakılır. Kumandan’ın Yeşilırmak şiirinde “İstikamet olmazsa iman derdi bedava” demesindeki incelik.
Bir kişinin gündemini kim belirliyorsa o kişinin lideri odur. “Baş nereye giderse adım oraya gider.” Dudakların şuna bağlıyım demesine bakılmaz. Hangi başın peşinde adımlıyorsan başkanın odur, kimin gözleriyle dünyaya bakıyorsan bakanın odur.
Bir kişinin dost düşman algısı kime göre biçimleniyorsa o kişi ona bağlıdır. Bir kişi kimin sözleriyle heyecanlanıyor, kim eleştirildiğinde onu eleştirenlere buğz ediyor, kim övüldüğünde onu övenlere sempati gösteriyor, kimin için etrafındakilere sataşıyor, kimin için analizler yapıyorsa o kimsenin lideri o kişidir. Lider senin gündemini, önceliklerini seçendir.
AKP iktidarı her harekete olduğu gibi maalesef bizim içimize de sızma operasyonu yaptı ve aramızdan bazılarını devşirdi. Bunlar dudaklarına İbda kelimesini alırken dost düşman algısını hükümetin çıkarları ekseninde biçimlendiren , politik duruşlarını başbakanın söylemlerine göre düzenleyen, Kumandan’ı ise hükümete lazım olduğu yerde ve “lüzumu kadar” hatırlayan bir güruhtur.
Kimse kimseyi zorla bir hareketin içinde tutamaz. Kimin canı AKP’li olmak istiyorsa gider olur ve kim kendisine lider olarak Recep Tayyip Erdoğan’ı seçmek isterse seçer. Türkiye’nin yüzde kırk dördü gibi. Bunda sıkıntı yok. Ancak hiçbir kimse İbdacı etiketiyle kendisini ihaleye çıkaramaz. Satılacaksanız kendi başınıza, kendi öz isminizle satılın; bu hareketin adını fiyat etiketi olarak sırtınıza yapıştırıp “var mı alan” diye piyasaya çıkarsanız ADIM platformu olarak buna hiçbir şekilde izin vermeyeceğimizi buradan ihtar ediyoruz.
Başbakanın ağzından çıkanları ayet hadis ezberler gibi ezberleyip etrafa İbdacılığın bakış açısıymış gibi sunanlar var. Başbakana bağlılığı İbdacılık diye yutturmaya kalkan kerameti kendinden menkul utanmazlar var. Türkiye’de Müslüman sayısını AKP’ye verilen oyla ölçecek kadar gözü dönmüş şaşkınlar var.
Bunlar iç ve dış politikada memlekete ve dünyaya AKP hükümetinin çıkarları doğrultusunda bakıp, bunun adına İbdacılık demekten utanmayan yüzsüzlerdir. Tayyip Erdoğan emperyalist Amerika’yla içli dışlıyken Irak’ta, Afganistan’da öldürülen Müslümanlar için başlarını kuma gömerler. Antiemperyalizm kavramıyla alay eder, suret-i hak maskesiyle gavurun kılıcını sallarlar. Tayyip Erdoğan hükümetiyle Fethullah Gülen cemaatinin arası iyiyken ve başbakanın “baş düşmanı” Ergenekon iken bunların hepsi sürü halinde ülkede ne kadar muhalif insan varsa Ergenekoncu diye onlara küfreder ama o günlerde cemaat hiç birisinin aklına gelmez.
Ne zaman başbakanın düşman algısı değişir, bunların da düşman algısı değişir. Başbakan cemaati düşman ilan ettiği gün bu devşirilmiş ahmaklar İbda külliyatından cemaat aleyhinde yazı derlemeye başlarlar. İşlerine gelen bölümleri kırpıp yayarlar. İşkence kitabında Özal’la ilgili bölümü es geçip, Fetullahçı polislerle ilgili yerleri kopyalamaları gibi. Çünkü Özal şu anda Tayyip Erdoğan’ın değer verdiğini iddia ettiği bir figür. İşkence’nin niçin yapıldığı, Irak savaşında antiemperyalist duruş gibi konulara da hiç girilmez. Çünkü BOP projesi doğrultusunda AKP’nin zihinlere zerk ettiği ezberi bozmaktan çekinirler. İşkence kitabından Fetullahçı polislerle ilgili alıntı yaparlar ama İbda’nın işkenceye bakışını görmezden gelir, AKP polislerinin tomalarını, kadınlar,a ihtiyarlara, engellilere tazyikli su sıkmasını, çocukları öldürüp gençleri sakat bırakmasını alkışlarlar. Polisin kötülüklerini muhalif gösterilerde insanlık dışı şiddet uygulanırken değil; AKP’ye operasyon yapıldığında akıllarına getirirler.
Anayasa mahkemesi başkanı Haşim Kılıç’ın bir zamanlar Salih Mirzabeyoğlu ile arkadaş olduğunu da, (bunda ne gibi bir anormallik varsa) Haşim Kılıç AKP’yi tek oyla kapanmaktan kurtardığı günlerde değil, başbakanla ters düştüğü zaman hatırlar ve bir dönem Aydınlık çevresinin peşine düştüğü o fotoğrafı basına servis ederler . O günlerde Ergenekoncu diye Zekeriya Öz’e ihbar ettikleri bazı İbdacılardan o fotoğrafı 2008 senesinde Aydınlık gazetesi istemiş ama onların “Ergenekoncu” diye karaladığı İbdacılar bunu reddetmiştir. Oysa şimdi bunlar bu fotoğrafı ifşa ederek muhbirlikte kendilerini aşmışlardır. Ne demeye getiriyorlar? Haşim Kılıç Cumhurbaşkanı olamaz, bu adam zamanında Salih Mirzabeyoğlu ile içli dışlı fotoğraflar çektirmiştir ihbarı mıdır bu? Aynen öyledir. Bunu da kendisine İbdacı adını veren bir grubun yapması oldukça düşündürücüdür. Demek ki, sizin nazarınızda Salih Mirzabeyoğlu şaibeli bir isimdir ve onunla beraber görünmek Cumhurbaşkanı adaylığının önünde engel teşkil edecek bir durum. Hangi kelimelerle ifade edilirse edilsin, bu fotoğrafları servis etmenin iki izahından birisi budur. İkincisi de şu: Salih Mirzabeyoğlu anayasa mahkemesine bireysel başvuru hakkını kullandığı zaman orada onun davasına Tayyip Erdoğan değil, Haşim Kılıç bakacak. Anlıyoruz ki, bu fotoğrafları sızdıranların niyeti Salih Mirzabeyoğlu’nun hapisten çıkmasına engel olmak.
Bunlar başbakanın menfaati için en yakınlarını bile pazara çıkaracak kadar şahsiyetini yitirmiş tetikçilerdir. İddia ediyoruz, bu muhbir takımı yarın hükümetin menfaati öyle gerektiriyor diye Bandırma davasından ceza alan İbdacıların fotoğraflarını ifşa ederse biz ADIM olarak hiç şaşırmayacağız. Yeter ki liderleri Tayyip “onları bulun bana” desin; kendi öz evlatlarını bile afişe ederler. Kaldı ki İbdacıları devlete ispiyon etmek ilk defa yaptıkları şey değil bunların. Bir zamanlar kahraman diye alkışladıkları meşhur savcıya verdikleri ifadelerde kimleri sattıklarını biliyoruz. Tabii o savcı da başbakanla ters düşünce bunların “dinsiz, münafık” listesine girenlerden.
Bunlar değil miydi daha birkaç ay önce Yeni Şafak’ın tahrif ettiği Salih Mirzabeyoğlu röportajının orjinali Oda Tv’de haber oldu diye röportajın orjinalini Oda Tv’ye verenleri bilindik ithamlarla karalayan zenneler. Bunlar ve Akit çevresi. Şimdi ne değişti, el ele omuz omuza haber servis ediyorsunuz? Ne değişti de Akit gazetesinde Doğu Perinçek röportajları yayınlanıyor, siz de buna tepkisiz kalıyorsunuz? Ne değiştiğinin cevabını biz verelim: Çünkü bu işin ucunda Tayyip Erdoğan’ın menfaati olduğunu görüyor ve ona göre kılıç sallıyorsunuz.
Bugün Akit gazetesiyle el ele düne kadar darbeci-Ergenekoncu diye sürekli saldırdığınız çevrelere haber servis etmenin muhbirlikten başka izahı var mıdır? Oda Tv’de ve Yeni Akit’te ortaklaşa çıkan haberi Oda Tv’den alalım:
( Anayasa Mahkemesi ile hükümet arasında twitter kararıyla başlayan gerginlik büyürken, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın İBDA-C Lideri olduğu iddiasıyla ömür boyu hapse mahkum olan Salih Mirzabeyoğlu’yla fotoğrafları servis edildi. Hükümete yakınlığıyla bilinen İBDA fikriyatının yayını Furkan Haber’in yayınladığı fotoğraflarda Kılıç, Mirzabeyoğlu’yla birlikte görülüyor.
İsmailağa Cemaati’nin lideri Mahmut Ustaosmanoğlu’nun yeğeni Saadet Ustaosmanoğlu’nun da yazarları arasında bulunduğu Furkan Haber, Kılıç’ın eskiden İBDA’cıların çıkardığı Gölge Dergisi’nin Ankara Temsilcisi olduğunu doğruladı ve şu ifadeleri kullandı:
“Haşim Kılıç önce Fikri terk etti. Salih Mirzabeyoğlu ile birlikteliği döneminde Gölge Dergisi’nin Ankara temsilcisi idi ve İbda Fikriyatı’nın ciddi savunucusuydu. Makam sevgisi Kılıç’ın fikirden uzaklaşmasına ve makamları nefs meselesi yapmasına sebep olmuş ki, hükümetin doğru icraatlarının önünü kesmekte bir beis görmüyor… Kılıç’ı tanıyanlar; nereden nereye, diyorlar. Makam hırsıyla yanıp tutuştuğu son icraatlarıyla ortaya çıkan Kılıç, Salih Mirzabeyoğlu’ndan sonra şimdi de Başbakanı terk ettiği için tanıyanlarınca kınanıyor… Kılıç’a karşı kamuoyu tepkisinin artacağını söyleyen tanıyanları şöyle diyorlar: Yalancıdan cumhurbaşkanı olmaz. Haşim Kılıç Salih Mirzabeoğlu’nun çıkardığı derginin Ankara temsilcisi olmadığını iddia ederek yalan söylemiştir. H. Kılıç isminin, Hüsnü Kılıç olduğunu iddia etmiştir ki, resimde hem Hüsnü Kılıç vardır hem de Haşim Kılıç. Altmış küsür eser sahibi olan bir fikir adamıyla arkadaşlığını gizleyen, dahası inkâr eden birinin cumhurbaşkanlığı koltuğuna yakışmayacağı âşikârdır.” –Oda Tv, 16.04.2014)
Kaç türlü ihanet bir arada görüyorsunuz değil mi? Aydınlık gazetesi bundan 5 sene önce bu konuda haber yaptığında Hüsnü Kılıç televizyonlara çıkıp “H.Kılıç benim” demiş ve bu sözde İbdacı ama gerçekte Tayyipçi muhbir çevresinden çıt çıkmamış, hatta sağda solda tıynetleri gereği o zamanlar bizim idaremizde çıkan Baran dergisini suçlayıcı dedikodular yapmış, haberi bizim yaptırdığımızı ima etmişlerdi. Bunlar anlaşılan herkesi kendileri gibi muhbir, tetikçi sanıyor.
Yukarıdaki haberde kaç türlü algı operasyonu bir arada görüyor musunuz? “Hükümete yakınlığıyla bilinen İBDA fikriyatının yayını Furkan Haber” ifadesinden başlayalım. Bunun böyle olmadığını kendileri de, o haber metnini yazıp veren muhbirde biliyor. İBDA Fikriyatının yayını sadece Salih Mirzabeyoğlu’nun eserleridir ve kimse onun adına konuşup söz söyleyemez. Kendisini onun adına hüküm yetkisinde gören haindir, alçaktır.
“Hükümete yakınlığı ile bilinen İBDA Fikriyatı” tertibiyle “hükümete yakınlığı ile bilinen Salih Mirzabeyoğlu” demeye getirerek kusura bakmayın bizce ihanetin nihai noktasında durduklarını ilan ediyorlar. Salih Mirzabeyoğlu’nun hükümete yakın ya da uzak olduğuna dair beyan verecek kimsiniz siz? Onun kitapları ortada, kendisi her hafta Baran dergisinde yazıyor, böyle bir çıkarımda bulunma selahiyetini size kim verdi? Hangi cümlesine, noktasına, virgülüne bakarak bunu diyebiliyorsunuz? Kaldı ki Salih Mirzabeyoğlu sanki 12 Eylül’de ülkücülerin “fikrimiz içeride kendimiz iktidarda” durumunda birisiymiş gibi, kendisine 12 sene boyunca muhalefet partileri dahil özgürlük istenirken bırakın özgürlüğü cezaevi şartlarında bile en ufak iyileştirmeye gitmeyen bir hükümete yakın duracak mazoşistmiş gibi algı oluşturuyorsunuz kamuoyunda. AKP hükümetine tetikçilik etmek için onun özgürlüğü etrafında oluşan toplumsal mutabakatı dahi harcama niyetinizin farkındayız ama sizin sorununuz onun özgürlüğü değil, gerçek lideriniz Tayyip’in Çankaya yürüyüşünde engelleri ortadan kaldırmak. Sinek keyfiyetindesiniz, lideriniz Tayyip’e sinek keyfiyetinizle hizmet edebilirsiniz. Mide bulandırarak. Bugün dört bir yana servis ettiğiniz haberle yeterince mide bulandırmayı başardınız. Size Tayyip’in sofrasından düşecek kırıntılar da bir sineğin hakkı kadardır. Bulaşıklara konarak.
Gelelim ikinci cinayete. Akrabası olduğu Mahmut Efendi hazretlerini sattıkları cümleye. Haber metninin içine köylü kurnazlığı ile sıkıştırdığı ya da sıkıştırılmasını istediği cümle: İsmailağa Cemaati’nin lideri Mahmut Ustaosmanoğlu’nun yeğeni Saadet Ustaosmanoğlu.” Bunlar en yakınlarını bile hükümet için satar diye boşuna demiyoruz. “Hükümete yakınlığı ile bilinen İBDA Fikriyatı (Salih Mirzabeyoğlu)” vurgusuyla yaptıklarının benzerini bu defa akrabalık ilişkisini kullanarak Mahmut Efendi için yapıyorlar. Sanki Mahmut Efendi’de hükümete yakınmış gibi. Bunu senelerdir yapıyor, Mahmut Efendi adına yalan yanlış sözler uyduruyorlar. Cübbeli Ahmet Hoca bu oyunu bozduğu için hapse girdi. Ayrıca şunu da belirtelim ki, öyle birinci dereceden yeğenlik filan söz konusu değildir. Mahmut Efendi bu muhbirin öz amcası değildir, babalarıyla amca çocuğudur. Fakat bu Tayyip aşkıyla gözü dönmüş ahmak soyadını pazarlayarak şahsiyet devşiren bir muhbir olduğu için her vesileyle öz yeğeniymiş gibi piyasa yapmaktadır. Hoş, istikamet yittikten sonra öz oğlu olsa neye yarar? Yapılan pisliğin vebalini katlatmak dışında.
Üçüncüsü, bu haberin niçin yapıldığı ortada. Muhbir “yalancı birisinin Cumhurbaşkanlığına engel olmak için” yapmış. Nasıl engel olacak? Salih Mirzabeyoğlu ismi Haşim Kılıç’ı yıpratma amacındaki kişiler tarafından tartışılmaya açılacak ve bugün onun özgür kalması yönünde oluşan toplumsal mutabakat sırf Tayyip’in Çankaya yürüyüşü uğrunda bir rakibini alt etmesi için kaşla göz arasında harcanacak. Ulan demezler mi adama, sen yalancının Cumhurbaşkanlığına karşıysan bir numaralı yalancı senin uğruna kılıç salladığın, ispiyonlar yaptığın hükümetin başındaki kişidir. Aç google’ı yaz Tayyip’in yalanları diye yüzlerce video çıkar karşına. Belgeli, kendi konuşmaları, montaj dublaj değil.
Sen Mirzabeyoğlu’na ihanet edenlerin Cumhurbaşkanlığına karşıysan bu konuda da kimse Tayyip’in eline su dökemez. Haber yapıyorsun ama yanlış bir algı oluşturarak yapıyorsun. Kumandan’ın eserlerinde Haşim Kılıç’ın aleyhinde bir ifadesi yoktur ama senin 1999 arefesinde bağlılık beyanında bulunduğun ve okuyucularını “sohbetinin sıcaklığına” buyur ettiğin ve hala ilişki içinde olduğun Hüsnü Kılıç’ın hainliği apaçık yazılıdır. İçli dışlı olduğun İbda hainleriyle olan kirli birliktelik geçmişinin hesabını vermeden Haşim Kılıç’ın geçmişini sorgulamak sana mı düştü maymun? Hüsnü’yle aranda geçenlerin hesabını vermeden kimsenin geçmişini sorgulayamazsın. Dinime söven Müslüman olsa denir.
Bu ifşa edilen fotoğraflardan sonra bazı güçler Haşim Kılıç’ı yıpratmak uğruna Salih Mirzabeyoğlu’nu tartışan yayınlara başlarsa bunun mesulü söz konusu ettiğimiz muhbirlerdir. Sanki Salih Mirzabeyoğlu gibi bir fikir adamıyla beraber görünmek suçmuş gibi gammazlık yapan ve muhbirliklerine suret-i hak perdesi veren ibişler. Tayyip Erdoğan uğruna “Salih Mirzabeyoğlu’na Özgürlük” toplumsal mutabakatına dinamit döşemekten ve ONUN ADINI BAŞKA TARTIŞMALARIN ORTASINA ATMAKTAN GOCUNMAYANLAR bizce İbda davasına ihanet halinde bir zümredir. Onun içeride kalmasını isteyen derin güçlere bilerek ya da bilmeden piyonluk ettiklerini düşünüyoruz.
Kimin kılıcını sallarsan onun adamı olursun. Bu fotoğrafı servis edenler bugün dosta düşmana ilan etti ki, Recep Tayyip’in kılıcını sallıyorlar.
Biz ADIM kadrosuna gelince!.. İBDA bağlısıyız. Salih Mirzabeyoğlu’ndan başka önder, baş bilmeyiz ve tanımayız. Bizi bu muhbir soyuyla karıştırmayın. Biz onlardan değiliz. Biz AKP adıyla organizeleşen bu harami hırsız çetesinin mubiri, ayak takımı, tetikçisi değiliz. Biz işkence, yargısız infaz, toma şakşakçısı değiliz. Biz emperyalizme BOP projesinde taşeronluk edenlerden değiliz. Biz bu hırsızlıkları görmezden gelecek tıynette değiliz. Biz Tayyip dininden değiliz. Biz işbirlikçi muhbir değiliz. Biz bağımsızlık sevdalısı, Amerika’nın bölgedeki talan ve işgal planlarının karşısında, gerçek iman ve İslam davası dışında kaygı gütmeyenleriz. Bizi onlarla karıştırmayın.