RECEP TAYYİP DEMİREL

Adımlar istişare ve dayanışma toplantısında Ali Osman Zor ağabeyin iktidara bakış, mevcut iktidarın dost mu düşman mı olduğuna karar verme noktasında vurguladığı bir husus, “Biz 90’lardaki tavrımızdan çok uzağız!” Hani iktidar dostsa dükkânı kapat git zaten ama düşman diyorsan ve buna sahiden inanıyorsan o zaman iktidara karşı duruşta niçin 90’lardaki kesin tavır yok? Meselenin bam teli olan nokta, iktidarın düşman olduğu noktasında bir kararsızlık var. Ve ihtilâlci hareketler için en büyük düşman, düşmanın kendisi değil, bu kararsızlık halidir. Karar olmayınca kesin tavır da alınamıyor. 90’lara geri dönelim ve o zamanki hem yazdıklarımız, hem de yaşadıklarımızı bir hatırlayalım. İktidarlara karşı tavrımızı bir hatırlayalım. Kimler gelip geçmedi ki? Özal’lar, Akbulut’lar, Demirel’ler, Çiller’ler, Mesut’lar, Ecevitler vs… İçlerinden en tehlikelilerinden olanı da malûm Demirel’di. Ve biz de Demirel’e karşı ne kadar kesin bir tavırla karşı koyduk malûm… Şimdi, karşımızda, Mirzabeyoğlu tarafından “Bunun yaptığını kimse yapamaz, Demirel belki!” denilerek yaftalanmış, yılanın yeni derisi olarak tavsif edilmiş bir ihanet şebekesi ve o şebekenin elebaşı olduğu halde, Demirel’e karşı yapmış olduğumuz muhalefetin milyonda birini RTE ve çetesine karşı yapamıyoruz, niçin? Demirel’e karşı koyuşumuz mu yanlıştı yoksa bu günkü karasız ve kesin tavırdan uzak halimiz mi yanlış? Şehitlerimizin, zamanının Demirel’ine karşı verdiği mücadeleyi biz günümüzün Demirel’ine karşı niçin veremiyoruz? Ne oldu da bu günün Demirel’ine karşı şehidlik şuurunu fiiliyatta rafa kaldırdık? Şehidlerin kanı boşuna mı aktı? Onların kanını akıtmasından maksat, başka Demirel’ler iktidar olsun diye miydi? “Süleymanname” sırf Demirel’in şahsına mı yoksa Demirel’lere ve Demirel’leşeceklere karşı yazılmış bir hicviye miydi? İşte Üstad Necip Fazıl’ın o muhteşem “Süleymannâme”si: SÜLEYMANNAME Sen gül diyarının yapma gülüsün! Aynı yapmacıkla Çoban Sülü’sün! Yoktur izlediğin bir dâva yolu; Bir bu yan, bir şu yan, büküntülüsün! Türk’e zıt sermaye merkezlerinden, Bu zikzaklı yolda hep, güdülüsün! Millî yekpârelik gelmez işine; Bu yüzden parçalı, bölüntülüsün! Ve devlete mason biraderlerin, Tam da maslahata denk ödülüsün! Ne sırdır sendeki bedava oluş! Problemler içinde en müşkülüsün! Fikir dağlar boyu kocaman kitap; Sen de o kitabın bir virgülüsün! Böyleyken ustasın gözbağcılıkta; Cüceler sirkinin baş Herkülüsün! Gözyaşı ve çığlık vatanında sen, Hüzün bahçesinin şen bülbülüsün! Büzülmüş susarken mahzun hakikat, Davuldan ziyade gümbürtülüsün! Teokratik rejim olmaz deyip de, Peşinden müslüman görüntülüsün! Kolera, vergiler, zamlar, enflâsyon; Bir felâketsin ki, binbir türlüsün! Gelirsiz giderli bütçelerinle, Her yıl, milyar milyar köpürtülüsün! Okka okka vicdan satın alırsın; Topuzu altından oy baskülüsün! Bir gökdelen sanır seni gören göz; Bilmez ki, temelden çöküntülüsün! Büyük Kongre, dikiş tutturduğun yer; Meclise gelince söküntülüsün! Bağlısın hak bilmez yeminlilere; Hakkı bilenlerden çözüntülüsün! Üçbuçuk mebusa kaldı diye fark, Kimbilir, ne kadar üzüntülüsün! Millet gökten adam dilensin, dursun! Ümit fakirinin baş keşkülüsün! Kuzum, senin neren Anadoluludur? Türk’e Amerikan püskürtülüsün! Farkın şu ki, eski Başbakanlardan, Sen o belâların son püskülüsün! (1971)

İKİNCİ ATATÜRK

Bizim için Ermeni meselesinin omurgası, künhü, içinde Efendi Hazretleri’nin de bulunduğu Peygamber nesli başta olmak üzere, emperyalizmin maşası konumuna düşmüş Ermenilerin, Müslüman Anadolu’ya karşı açmış oldukları savaş mânâsını haizdir. Müslümanların halifesine karşı İttihat Terakki ile işbirliği yaparak Ulu Hakan’ı tahtından indiren bu zalimlere bir zaman gelmiş İttihatçılar da artık tahammül edemez olmuşlar ve adeta Efendi Hazretleri’nin ailesiyle birlikte yollara düşüp muhacir olması ve o yollarda onlarca aile üyesinin yokluk, hastalık gibi sebeplerden vefat etmesine yol açmalarının karşılığı olarak ilahi adalet tecelli etmiş ve kendileri de tehcire tabi tutulup, o yollarda binlerce Ermeni Efendi Hazretlerinin ailesindeki kayıplarla aynı sebeplerden ölümü tadmışlardır. Ulu Hakan’a suikast tertip etmeye kadar şımaran bu Ermeni tacavüzkârlığı karşısında, rüzgâr eken fırtına biçer demekten başka yapacak bir şey yok. Şimdi RTE çıkmış, içeride kuyruğu sıkıştırmış olmanın verdiği panikle, Ermenilere şirin gözükmenin, böylece Batı’yı arkasına almanın yollarını arıyor. O’nun bu şirin gözükme atraksiyonları Ermeni vatandaşlarımızdan birinin çok hoşuna gitmiş ve gazetelere ilân vermiş; RTE’yi ikinci Atatürk ilân ediyor. Hatta bütün gayrı Müslim vatandaşlar adına konuşan bu Ermeni vatandaş, dünkü 5n1k programında, “Daha ne isteriz, Van’daki kilisemizi açtı, Trabzon Maçka’daki manastırı açtı…” diye sayıp duruyor. Ruhban okulunun açılması da sıradaymış. Müslümanlar yönelik olarak İkinci Atatürk açısından Ayasofya’nın açılması veya İncirlik’in kapatılması ise mevzubahis bile değil. ADIMLAR HABER – YORUMLAR

9 MAYIS BOLU ÇAĞRISI

Genel Yayın Yönetmenimiz Sn. Ali Osman Zor, Kumandan Salih Mirzabeyoğlu’nun 9 Mayıs 2013 de “maddi manevi istikametinizi bugüne göre tayin edin” Sözüne istinaden yaptığı çağrıda “Kumandan Özal Ailesini kitapların da tasvir eder… Bugün ise o aile portresi kime benziyor diye sorduğumuz da tabiki mevcut iktidara denk geliyor… O zaman bize sorarlar:” Sen “Kumandan’ın çizdiği potre üzerinden bugüne “Neden siyasetini yürütmedin,” “Neden üretmedin,” “Üreten varsa üretenin önünü niye kestin” sorularının sorulması gerektiğini ve AKP nin doğru yerde konumlandırılması gerektiğini” belirterek artık “doksanların dili” niye kullanılmıyor? “yoksa İslam hakim’mi oldu?” diye sordu. Zor, “Kumandan Salih Mirzabeyoğlu’nun çıkışıyla alakalı Yeni Nizam ve Aylık dergisinde hatırlatmıştık Biz hala bu noktadayız ve hareketlerimiz bu hedef doğrultusundadır.” dedi Zor Bütün gönüldaşlar doksanların ruhuyla 9 Mayıs da Bol Cezaevi önünde unutulmuş ibdacılığı tekrar göstereceğiz. Bütün gönüldaşları 9 Mayıs da Bolu Cezaevi’nin önüne bekliyoruz. Mirzabeyoğlu’nu hemen şimdi istiyoruz…” Diyerek tüm gönüldaşlara çağrıda bulundu. Ali Osman Zor un O Konuşması 9 MAYIS BOLU ÇAĞRISI paylaşan: adimlardergisi ADIMLAR Dergisi