YUSUF GÖREVDEN ALINMIŞ

YUSUF GÖREVDEN ALINMIŞ

Soma’da polisin yere yatırdığı madenciyi tekmeleyen Yusuf Yerkel görevinden alınmış.

Yere düşen, düşmeyi bırakın üzerine birkaç polisin birden çullandığı bir kişiye kin ve öfkeyle tekme üzerine tekme atan Yusuf…

Tayyip ilk kelleyi vermek zorunda kaldı.

Mecliste, bakanlar hakkındaki gensoru reddedilerek, “bakanların kellesi vermeyiz” mesajı verilmek istendi ve Yusuf’un kellesi ile işi atlatmak istemekteler anlaşılan.

Ama ok yaydan çıktı, geçmiş olsun.

Belki daha ilk anda Yusuf’u savunmaya çalışmak yerine görevden alındığı hemen o ân, RTE daha Soma’dan ayrılmadan açıklanmış olsaydı, hadiseye bakış açısı, hadiseye bakan gözün zihniyeti bu şekilde millet merkezli olmuş olsaydı, zaten hadiseler de bu noktaya gelmeyebilirdi. O zaman RTE’nin millet merkezli düşündüğüne dair bir karine ileri sürülebilirdi ama artık iş işten geçti, Yusuf’u savunmaya çalıştınız ama beceremeyip geri adım atmak, bir kez daha millet karşısında zorla dizlerinizin üzerine çökmek zorunda kaldınız.

Daha dün, “Yusuf Yusuf” yazımızda belirtmiştik, “diktatör olmak istiyorsun ama milletin direnci karşısında buna güzün yemiyor ve diz üstü çöküyorsun, bunu da sanki kendi iradenle yapıyor, sanki kendi gerçek emel ve niyetin buymuş gibi sunmaya çalışıyorsun!” diye…

“Yanlıştan dönmek erdemdir!” derler…

Yusuf’un görevden alınması ise yanlıştan dönme erdemi cümlesinden değerlendirilebilecek bir hareket değil, milletin zoru ve tepkisi ile mecburen, istemeye istemeye atılmış bir adım. Siz yanlıştan dönmek gibi bir erdem sahibi olmuş olsaydınız, çoktan istifa etmiş olmanız gerekirdi. Mukaddes davayı şahsınızda yıllardır bozuk para misali harcamakta, insanların ümitlerini sömürmekte, fedakârlıklarını istismar etmekte, kendi şahsi istikbaliniz için Türk milletine karşı her türlü emperyalist odakla işbirliği ve ihanet çerçevesinde buluşmaktasınız.

12 yıldan bu yana Salih Mirzabeyoğlu’nu Telegram işkencesi ile yok etmek, susturabilmek, davasından vazgeçirebilmek adına yapmadığınız kalmadı. Ve hâlâ da devam ediyorsunuz bu iğrenç ve aşağılık işkencelerinize. Siz işkenceciler, insanoğlunun en alçak mahlûkları, en aşağılık yaratıkları, bizzat Mirzabeyoğlu’nun, “gebertilmesi teker teker muradım olan” diye belirttiği cinsin soyu…

Yusuf’un attığı tekme, yaptığı işkence o kadar aleniydi ki…

Bir kere o madenci, polisin kontrolü altına alınmıştı artık. Yani zarar vermesi düşünülemeyecek durumdaydı. Zaten verdiği zarar da bir arabaya tekme atmak… Ama işkenceci ruhiyatıyla öyle bir saldırdı ki Yusuf, Firavun’un tahtırevanı nasıl tekmelenemezse, RTE’nin arabası tekmelenebilir mi?

Siz ve yandaşlarınız, günlerce bu işkenceyi, zulmü savundunuz. O madencinin homoseksüel olduğundan tutun da provakatörlüğene kadar söylemediğiniz yalan atmadığınız iftira kalmadı.

Şimdi vicdanınız rahat mı, artık bu kadar açık bir alçaklığı savunmak zorunda kalmadığınız için?

İşte, alçakların en alçağı olan psikoloji bu; yanlışa karşı çıkmak yerine, yanlışı yapan kendisinden olduğu için sahiplenme zorunda kalıyor, yanlış olduğunu biliyor ve bunu da itiraf ediyor.

İşte sizler bu milletin içine bu adiliği yerleştirip normalleştirenlersiniz.

Yusuf’u görevden aldırdık, sanmayın ki sıra sizlere gelmeyecek. Sanmayın ki koltuklarınız ebedi. Diz çökecek, af dileyecek, hesap vereceksiniz; Siz yandaşlarınız ve dahi yancılarınız!..

Gelir bir Allah’ın kılıcı 12 senenin hesabını 12 günde sorar.

 

Ahmet ÖLÇÜLÜ

ADIMLAR DERGİSİ

Bir Cevap Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

%d blogcu bunu beğendi: