Bagi AC Düsseldorf’dan Sonra Köln’e de Damgasını Vurdu!
Cumhurbaşkanlığı seçimler dolayısıyla miting düzenlemek için Almanya – Köln’e giden Recep Tayyip Erdoğan’ı orada bir sürpriz bekliyordu. O sürprizin adı, yağmur-çamur demeden, Almanya’da, Kumandan Mirzabeyoğlu’na özgürlük diyerek imza toplayan BAGİ AC idi.
Buyurun Köln macerasını Bagi AC’den dinleyelim:
Bismillah diyerek, Bagi Avrupa Cephesi olarak Almanya’nın Düsseldorf şehrinde 7 hafta boyunca Kumandan Salih Mirzabeyoğlu’nun Özgürlüğu için topladığımız imzaları, “T.C. Başbakanlığına Dilekçe” ile birlikte dosyalayıp Köln şehrine doğru yola çıktık.
Elimizde giriş biletleri olmasa da, hedefimize kilitlenmiştik bir kere ve bu dosyayı bizzat Başbakan’ın eline ulaştıracaktık.
24.05.2014 tarihli Cumartesi günü Köln şehri, belki tarihinde aynı gün içerisinde hiç bu kadar farklı gruplara ve yüz binlerce yığınlara ev sahipliği yapmamıştı ve evet biz 5 kişilik bir Tim ile en küçük muhalif gruptuk, fakat en büyük sesi getirmeye niyetliydik.
Hedef belliydi ve her şeyi nasip ölçüsünce algılayan bir inanışa mensup bizler, ne yapıp edip nasibimizi her şekilde arayacaktık.
Faaliyetlerimiz bir yandan protokole dahil olmak, diğer yandan sürekli tanıdık yetkililer ile görüşerek ve muhalif grupların eylemleri hakkında sürekli bilgi alarak yoldayken başlamıştı.
Mekâna geldiğimizde hiç vakit kaybetmeden çevreyi kolaçan etmeye başladık ve güvenlik zaafiyetinin ne kadar fazla olduğunu farkettik. Giriş kapılarına yığılan kalabalıkların heyecansızlığı ve vaktin daha erken olması üzerine birer kahve içmek için hemen yakınlardaki bir pastaneye geçtik.
Bir yandan Başbakan’ı karşılamak üzere sokaktan gelip geçenlerin zevksizliklerini ve komikliklerini izlerken, bir yandan da faaliyetlerimize devam ettik. Bunun yanında, yanı başımızda bulunanların şaşkın ve meraklı bakışlarına şahid olduğumuz harika bir de sohbet gerçekleştirdik.
Daha gelir gelmez İBDAcı olduğumuzu bilmeseler de buralarda farklı ve enerjik bir grubun olduğunu hissettirebiliyorduk çevremize.
Kalktık ve ne hikmetse ana yol üzerindeki köprüden geçilen giriş kapısına doğru hareket ettik.
Bilet konusunu içerden halletmek isterken birden biletler ayağımıza kadar gelivermişti.
Elinde fazla bilet bulunduran biri yanı başımızda isteyenlere bilet dağıtmaya başlamıştı ve bunu gören Gönüldaşımız işimizi garantiye almak için 5 tane kapıp gelmişti bile. Bununda rahatlığı ve polislerin hareketliliğinden Başbakan konvoyunun birazdan buradan geçeceğini anladığımız için hiç vakit kaybetmeden pankartımızı köprüye asıp beklemeye koyulduk.
Aşağıdan ve yan taraftan pankartı görenlerin cep telefonlarıyla, kameralarıyla görüntü çekmeye başlaması üzerine bizde İBDA Selamıyla karşılık verdik.
Ve konvoy görünmüştü..
Köprü, çevresi ve aşağısı tamamiyle dolmuş, sevgi gösterileri ile birlikte bağırmalar duyulmuş fakat o kalabalığın ve gürültünün tam ortasında gümbür gümbür bir slogan yükselmeye başlamıştı:
“Yaşasın Kumandan Mirzabeyoğlu!”
Konvoyu seyretmeyi bırakıp neredeyse tüm gözlerin birden köprüye yöneldiğini görebiliyor ve konvoyun içinde bize el sallayanlara hatta görüntü alanlara doğru sürekli sloganımızı tekrarlıyorduk.
Eminiz ki, elini camdan çıkartıp köprüye doğru el sallayandan birisi bizzat Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’dı.
Büyük ilgi uyandırmıştık ve beklediğimizin tersine bu uyuşuk kalabalıktan destek sesleri duymaya bile başlamıştık.
Artık içeri girebilirdik ve yığınların arasından, bize açılan koridordan rahatlıkla geçerek giriş kapısına doğru hareket ettik.
İki gönüldaşımız imza kampanyası dosyasını göstererek sadece basın mensuplarının ve sadece basın kartlarıyla girebildiği kapıdan vakit kaybetmeden içeriye girmişlerdi. Geriye kalanlar gıdım gıdım ilerleyen, sonra aşırı organizasyon bozukluğunu farkeden Gönüldaşların, neden hanımları sol taraftan almayıp bu bozukluğu düzeltmiyorsunuz tepkilerine verilen destek ile hızlanan sıranın içine girerek biraz geç de olsa pankartı da sorunsuz yanlarına alarak içeriye girmeyi başarmışlardı.
Bu arada içeriye önceden giren Gönüldaşlar, hem Alman özel kanalları olan RTL, NTV ve devlet kanalı olan ARD’ye röportajlar verip, ARD’nin konuya duyduğu merak ve ilgiden, cumartesi Düsseldorf Ana Tren İstasyonunda gerçekleştireceğimiz imza kampanyasını ziyaret etmek ve geniş çaplı bir röportaj yapmak teklini memnuniyetle kabul ettiler ve randevulaştılar.
Yine aynı iki Gönüldaşımız bu yoğunlukta ve karmakarışıklıkta, yoğun bir mücadele sonucu protokol kartlarını elde etmiş ve aşağıda protokolün içinde yer almış, üç Gönüldaşımız da zar zor da olsa tribünde sahneye yakın denilebilecek bir yerde hep beraber hazır bir şekilde mevzilenmiş oldu.
Fakat içerde devam eden heyecansızlığın ve kuru kalabalığın bize verdiği bunaltıdan daha fazla beklemeden Gökbayrağımızı ve pankartımızı hiç sorunsuz hatta güvenlikçilerin gözünün içine baka baka astık ve aşağıdan gelecek güzel haberi beklemeye koyulduk.
Yarım saat asılı duran pankartımızın önünü kapatan bir kalabalıklaşma olduğunu farkedince, önü daha açık olan yan tarafa almaya niyetlenip hareket ettiğimizde ve Gönüldaşımıza yardım etmek isteyen bayanların hareketliliğini farkeden bej renkli spor giyimli Başbakanın özel korumalarından birilerinin yanımızda birden belirdiğini gördük.
15 dakikalık bir kargaşanın ardından rica minnet başka anlamda pankartlara kesin yasağın olduğunu ve pankartı lütfen teslim etmemizi ve slogan atmamamızı dileyen kalabalık bir güvensiz güvenlik çemberi arasında kaldığımızı anladığımızda, pankartımızı teslim etmemenin zevkiyle ve tribündeki eylemi gerçekleştirmiş olmanın emniyetiyle ve tam da aşbakan salona girerken dışarıya çıkmayı uygun bulduk.
Bizim orda istediğimiz gibi durmamıza müsade yoksa, bizim de malum şeylerin konuşulacağı gereksiz bir konuşmaya harcayacağımız ne zamanımız ne de tahammülümüz yoktu zaten.
Kalabalığın şaşkın ve tedirgin bakışları arasında ve hala protokolden gelecek gerçek hedef olan haberi dışarıda beklemek üzere salonu terkettik.
Beklediğimiz Haberi, yarım saat sonra Fişenkci Gönüldaşımız yanımıza gelerek verdi.
Bizzat Başbakan ile görüşülmüş, memnuniyet ile kabul ettiğini belirtmiş hatta niye bu kadar az toplandığına dair söz etmesiyle birlikte devam edilmesi gerektiğini ardından konuyu yakından takip edip talimatlar verdiğini söylemiş.
Tabi bizim bu laflara karnımız bir hayli tok!
Fakat Almanya’da da artık sabırların son haddinde olduğunu hissetmesi açısından muazzam bir iş çıkarttığımıza inanıyor ve hedefimize bire bir ulaşmanın şükrü ile hep beraber Başbakanın konuşmasını dinlemeden mekânı terkettik ve Düsseldorfa geri döndük.
Elbette devam edeceğiz!
Daha önümüzde yapılacak çok şeyler var..
Ama meydanı boş bırakmayacağız ve her cumartesi yine aynı yer ve aynı saatlerde İmza Kampanyası ile birlikte Kumandan’ı ve İBDA Fikriyatını tanıtmaya devam edeceğiz.
Bunun yanı sıra Standımızda Sayın Carlos ve Sayın Sarp Kuray Beyleri de dile getireceğimizi duyurmak istiyoruz.
Bir haberimiz daha var!
Adımlar Dergisi (Avrupa) Web Sitemizin hazırlık çalışmaları son hız devam etmekte ve yakında yayına geçecektir!
Allah tüm samimi Gönüldaşların yardımcısı olsun..
Anadolu’nun tüm samimi Devrimci yüreklerine selamlar..
Bu vesile ile de Miraç kandilinin tüm İslam Alemi ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını diliyor, bu vesileyle Kumandanımıza İslâm İhtilâl ve İnkılabını nasip eylemesini Yüce Allah’tan niyaz ediyoruz.
Necip Fazıl Kısakürek Üstadımızın hem doğum, hem de ölüm seney-i devriyesi sebebiyle kendisini hayırlarla yad ediyoruz !
Davası Davamızdır..
Muradı Muradımızdır..
Yaşasın Kumandan Mirzabeyoğlu!
Yaşasın Büyük Doğu – İBDA!
Yaşasın Başyücelik Devleti Mücadelemiz!
Saygılarımızla
Bagi AC