İran İhanet Tarihini Yine Hatırlattı
Saddam Hüseyin, Haçlı ordularına karşı savaşırken, elindeki savaş uçakları zarar görmesin diye bu uçakları gerek olduğunda kullanmak üzere savaş başlamadan hemen önce İran’a emanet etmişti.
Ne de olsa İran’a göre Amerika “Büyük Şeytan”dı ve Saddam da “Büyük Şeytan”a karşı vatanını savunmak için savaşa tutuşacaktı.
Saddam Hüseyin “Büyük Şeytan”la savaşmaya başladı başlamasına ama İran, “Büyük Şeytan” dediği Amerika yanı başında komşusu Irak’a saldırırken, komşusundan değil de “Büyük Şeytan”dan yana olup Irak halkını arkadan vurdu ve emanete de ihanet ederek savaş uçaklarını vermedi
Şimdi aynı İran, Irak’ın uçaklarına el koyarak Büyük Şeytan’la olan savaşında Irak’ı güçsüz düşüren, Irak’ı arkadan vuran hain İran, Irak halkı isyan edince, o el koyduğu uçakları işbirlikçi Maliki rejimine verme kararı almış ki Maliki hükümeti de Irak halkına karşı bu uçaklarla katliamlar yapabilsin.
Şu İran’ın Ehl-i Sünnet düşmanlığına bakar mısınız?
Hani anti-emperyalizm?
Ehl-i Sünnet düşmanlığının anti-emperyalizmden daha baskın olduğuna apaçık bir delil daha.
Bu sebepten, biz İran’ı hiçbir zaman anti-emperyalist görmedik. Emperyalizm’le karşı karşıya gelişlerinde ise, bunu kendi ilkelerimiz gereği destekledik ama İran’ın bu tutumunda anti-emperyalizm gibi bir şey de aramadık. Bu karşı çıkışlar ahlâkî ve ilkesel değil, siyasî ve çıkar hesapları gereğiydi. İran’ın hiçbir ahlâkî ve ilkesel kaygısının olmadığını bu son hadise apaçık ortaya koyuyor. İşte bu sebepledir ki, Şehid Saddam Hüseyin, işbirlikçi Şiî cellatlarınca idam ipi boynuna geçirilirken dahi, Farisilere güven olmayacağını son kez hatırlatmıştı.
ADIMLAR HABER YORUM