MARAŞ’TAN HAVADİS
Kumandan Mirzabeyoğlu’nun cezaevi esaretinden kurtulması sürecinde yaşadığımız yoğun tempo ile uzun zamandan bu yana sizlere Maraş’tan havadis veremedik.
Adımlar Maraş büromuz Allah’ın izniyle faaliyetlerine kesintisiz devam eti.
Suriyelilere karşı yapılan saldırlar şehrin atmosferinin olağanüstü gergin olduğunu gösteriyordu. Mecliste grubu bulunan partilerin temsilcilerinin iştirakiyle kaymakamlıklar nezdinde yapılan toplantılarda, Maraş’ta gelmekte olan bu saldırıya dikkat çekilmişse de dinleyen olmadı. Sonrasında Maraş’ta patlayan malum hadiseleri Adana, Antep, Urfa, Kayseri gibi diğer bölge illerinde patlayan hadiseler takip etti.
Hadiseler -şimdilik- yatışmış gibi gözüküyor.
Biz haftalık toplantılarımıza devam ettik. Hadiseleri değerlendirip, nasıl müdahil olabileceğimiz konusunda fikir teatilerinde bulunduk. Olası bir sosyal patlamanın işaret olan bu hadiselerin asıl hedefinin-objenin AKP olmasına rağmen, nefret hedefinin nesnel olarak Suriyelilere yönelmiş olduğunu görüyoruz ki, ilerleyen süreçte obje ve nesnenin de aynileşip doğrudan AKP’nin hedef tahtasına oturması işten bile değil. Zira şahit olduk ki, RTE’ye oy veren o kadınlar, çocuklarının ellerine sopa tutuşturup, Suriyelilerin üzerine tahrik etmekteler. Bu kadınların en hafifinden korkusu, kocalarının eve Suriyeli bir kadını kuma olarak getirmesi… Herkesin kendisine göre haklı bir sebebi var. Kimi yükselen ev kiralarından, kimi de düşen gündelik yevmiyelerden şikâyetçi.
Hadiseler bu minvalde seyrederken İsrail denen terörist çeteciler Gazze’ye saldırmaya başladı. Maraş’ta buna yönelik infial gün geçtikçe artmakta. Birçok STK’nın iştirakiyle dün yapılan yürüyüş de bunun bir göstergesi oldu. Trabzon Caddesi’nden geçerek Kıbrıs Meydanı ve oradan da şehir parkına yürüyen göstericiler adına yapılan basın açıklamasında, yapılan kınama açıklamalarından artık gına geldiğine dair ihtar özellikle dikkat çekti. Bu gibi sade suya tirit açıklamalara insanların karnı artık tok… İnsanımız gerçekten bir şeyler yapılmasını istiyor ve yapması gerekenlerin durmadan konuşmaları karşısında da mideler bulanıyor. Konuştukça, açıklama yaptıkça, kınadıkça kınanacak ve lanetlenecek hale düşüyorlar.
Ve tabi bütün bir ümmet ve insanlık için en mühim hadise, Kumandan Mirzabeyoğlu’nun esaretten kurtulmuş olması.
Önce Kadir gecesi yapılacak toplantıya iştirak etmek üzere hazırlık yaparken, malum olduğu üzere bu toplantı iptal olundu.
Ve birden, Kumandan’ın tahliye edileceği haberi ile büyük bir coşku kapladı. Daha önceden kararlaştırdığımız üzere Bolu’ya gitmek üzere büroda toplandık. İstanbul Adımlar merkezi ile yaptığımız yoğun görüşmeler neticesi Kumandan’ın ertesi gün tahliye edileceği haberi ile O’nu karşılayabileceğimiz mümkün gözüküyordu. Fakat Kumandan’ın o gün tahliye edileceği haberi geldi ve bizim de O’nu karşılayamayacağımız kesinleşti. Hatta öyle ki İstanbul’daki birçok gönüldaş dahi yetişememişken bizim Maraş’tan yetişmemiz zaten mümkün değildi.
Bu arada Maraş İHD Başkanı Selçuk Delibaş Bey büromuza gelerek bu mutlu günümüzde bizi yalnız bırakmayıp Kumandan’a selâmlarını iletmemizi istedi. Maraş İstiklâl gazetesi sahibi Bekir Vanlı Bey de telefonla arayarak tebriklerini bildirip ve selamlarını iletmemizi istedi. Maraş Aczmendî Dergâhından dostlar da bizimle birlikteydi. Ve daha aile, eş, dost dâhil birçok kutlama telefonu aldık. Hepsine teşekkür ederiz.
Biz otobüs tutmayı düşünürken, bayram üzeri olması hasebiyle otobüs bulamadık. Telefonla görüşüp beraber gitmeye niyet ettiğimiz Malatya’daki gönüldaşlar da benzer sebeplerden yola çıkamadı.
Bizler Adımlar Maraş olarak Kumandanımızı karşılayamayacak olsak da İstanbul yoluna düştük. Bu arada telefonla Kumandanımızın ne yaptığının haberlerini de almaya devam ediyorduk.
Ankara’ya geldiğimizde, Bağlum’a uğrayıp Efendi Hazretleri’ni de ziyaret ettikten sonra İstanbul’a doğru yola devam ettik. Kumandanımızı göremeyecek olmayı bilerek, o gün ne olursa olsun İstanbul’da olmamız gerektiği hissiyle İstanbul’a, Adımlar merkezine intikal ettik. Harun Ölçer Ağabeyle yaptığımız telefon irtibatı neticesi Kumandanımızın dinlenmekte olduğunu ve bizleri kabul etmesinin o gün için mümkün olmadığının haberini aldıktan sonra, kendisine ulaştırılmak üzere Maraş’tan getirdiğimiz çam sakızı çoban armağanı hediyelerimizi teslim edip, iftarımızı da Adımlar’da yaptıktan sonra Maraş’a dönmek üzere yola koyulduk.
Başta Ali Osman Ağabey olmak üzere, Kumandan’a eşlik eden birçok gönüldaş, o kargaşa içerisinde düzeni sağlayabilmek için suyla iftar edip sahuru da yapamamışlar. Saat sabahın dördü gibi Kumandan’ı evine teslim etikten sonra ancak evlerine dönebilmişler. Hepsinden Allah razı olsun.
Adımlar’da bir mutlu sürpriz daha, yıllardır görüşemediğimiz Av. Ahmet Arslan ve Av. Mehmet Tığlı da oradalar; onlar ve İstanbul’daki diğer gönüldaşlarla epey bir hasret gidermiş olduk.
Bizler, Kumandan’ın asker namzetleri olarak çağrılmadan vazifeye talip olmanın şuuruyla gittik ve geldik. Takdir kendilerinin. Maraş Adımlar olarak bu yolculuktan edindiğimiz birçok tecrübe de bize fayda olarak geri dönecek inşallah. Toplu olarak gönüldaşlık ruhiyatıyla hareket etmenin zevki ise bambaşka.
ADIMLAR MARAŞ
Efendi Hazretleri’nin Kabrinde
ADIMLAR’da Sohbet
ADIMLAR’da İftar
İHD Başkanı Selçuk Delibaş ile…