Hükümet “İslam Devleti”ni Tanıdı mı?
“İslam Devleti” sözünü tuttu ve diplomatlarımızı serbest bıraktı.
Hükümete yakın haber kaynaklarına bakılırsa, biz de elimiz boş durmadık ve “IŞİD” ile esir takası yaparak, Türkiye cezaevlerinde “esir tuttuğumuz” bazı kişileri iade ettik.
Ampulden çok ampulcüler, IŞİD kakalamasına devam edip; gavurdan çok gavurluk yapmaya devam ederken, elin oğlu ise hadisenin meşruluğu, yasallığı tartışmalarına girdi çoktan.
Haksızlar mı?
Kesinlikle değiller.
Çünkü ortada bir “bulanıklık” var…
Bulanıklık derken; özellikle son yaşanan “rehine takası” ile “takası sağladığı iddia edilen yasalar” arasında hemen göze çarpan bir çelişki var.
Hükümete yakın haber kaynaklarına göre, esir takası şu yasanın verdiği yetkiyle yapılmış:
“Türk vatandaşları hariç olmak üzere, tutuklu veya hükümlü bulunanlar, milli güvenliğin veya ülke menfaatlerinin gerektirdiği hallerde Dışişleri Bakanı’nın talebi üzerine, Adalet Bakanı’nın teklifi ve Başbakan’ın onayı ile başka bir ülkeye iade edilebilir veya başka bir ülkede tutuklu ve hükümlü bulunanlar ile takas edilebilir.”
Yukarıdaki yasa maddesi, Nisan 2014 tarihinde kabul edilen MİT Yasası’nın 6. Maddesi…
Bu noktada bizim için sorun yok. Bir ton karışıklığın ve çatışmanın içinde, 49 Türk’ün evlerine kavuşmaları bizi de memnun etti elbette.
Yalnız başta da dediğimiz gibi, bizim ampulden çok ampulcüler, “İslam Devleti” beddualarına devam ederken, elin oğlu boş durmuyor; yukarıdaki yasa maddesinin nasıl yorumlanıp, nasıl kullanıldığını sorup soruşturuyor…
Şöyle ki…
Yasa maddesinde, takasa girilecek muhatabın niteliği apaçık yazılı. Bir örgütten, bir şebekeden bahsedilmiyor. Açıkça görüldüğü gibi, muhatap olunacak bir ülkeden ve bu ülkenin yetkililerinden bahsediliyor.
Yani bu yasa, karşınızda aynı zamanda yasal bir muhatap ta istiyor.
“İslam Devleti” yasal bir muhatap mıdır?
Türkiye Cumhuriyeti, “İslam Devleti”nin meşruluğunu kabul etmiş midir?
Şahsım adına sorun yok. Kabul edildiyse üzülmem.
Veya elin oğlu gibi, “neden hem terör örgütü deyip, hem de yasal olarak ve iki ülke seviyesinde muhatap oluyoruz?” diye sormam.
Veya “bu muhataplık ve yasal esir takası, aynı zamanda Irak İslam Devleti’ni tanımak anlamına gelmez mi?” diye, art niyetli sorular sormam.
Yasada yazıldığı gibi, iki ülke arasında gerçekleşmiş bir hadise derim…
Yazar geçerim…
Mehmet KİBAR
ADIMLAR