ADIMLAR 2. SAYI ÖNSÖZ SELÂM SİZE!

ADIMLAR 2. SAYI ÖNSÖZ SELÂM SİZE!

Adımlar Dergisi’nin 2. Sayısının Önsözünü http://www.adimlardergisi.com okuyucuları için paylaşıyoruz:

 

Selâm Size!

Ekim”den “Kasım”a Adımlarımıza devam ediyoruz…

“Sürülen” ve “tohum atılarak ekim yapılan” bir aylık zaman diliminden; bütünleşmenin gereği olan “kesim” ve “taksimat”, “ezmek”  ve “ufaltmak” kavramlarının eşlik ettiği “Kasım”a doğru… Adımlar, ilk sayısının ardından, tam da bu kelime tedâilerinin izinde yürüyüşünü sürdürüyor.

Ekim, akılla kavranamaz bir hızla deverân eden günümüz şartlarını İBDA Dünya Görüşü’ne nisbetle hissetme, anlama ve anladığını dosta-düşmana anlatma tecrübesi oldu Adımlarımız için.

Büyük Doğu-İBDA Tarih Muhasebesi’nin niçin “keramet çapında” olduğunun; “ideoloji” ile “siyaset” kavramınının hangi şartlarda aynılaştığının; samimiyetteki bereketin ve taklid edilemez oluşunun; dolayısıyla, Kumandan Salih Mirzabeyoğlu’nun hangi ihtiyâcın karşılığı olarak beklendiğinin dünya çapında örneklerine şâhid olduğumuz bir ay oldu, Ekim…

Bayram haftasına tevafuk eden ilk sayımızla tertip ettiğimiz “Bayramlaşma Toplantısı”nın Batıcıları rahatsız edişi… Bayramlaşma Toplantımız hangi parti, dernek veya cemaat altında faaliyet gösteriliyor olunursa olunsun, müslüman Anadolu insanının bir masa etrafında ortak duygu ve düşünce içerisinde tavır alabileceğini göstermesi bakımından tarihîdir

Hiçkimsenin, gerçek niyetini gizleyemediği şartlar” içinde ilk sayısıyla çıkan Adımlar; Davasına, Sahibine ve Fikrine olan inancıyla, bütün niyetlerini açık bir şekilde ortaya koyarak dünyaya kendisini arzetmiştir… Hedefi tutturduğunu gösteren büyük ilgi ve alâkaya muhatab olan çıkışımız üzerine, Batı medyasından gelen röportaj talepleri… Başta Amerika’nın CNN International’ı olmak üzere, bir çok Avrupalı medya kuruluşu için verilen beyanatlar… Dergimizin bu sayısında büyük kısmı yayınlanacak olan röportajlar, Adımlarımızı peşi sıra attığımız Genel Yayın Yönetmenimiz Ali Osman Zor’un gündemimize dair düşüncelerinin özetidir aynı zamanda. Diğer taraftan ise, bugüne kadar İBDA adına tutmaya çalıştığımız mevziî kuvvetlendirme amacına yönelik olarak da değerlendirilebilir.

Bütün kesimlerin her ân değişen tutum ve şartları etrafında, “hiç değişmeyen” bir hareketin mensupları olarak, günlük, adi politikalar içinde mücadeleyi kendi nefsimizde farzedip idare-i maslahatçılık yapmamız düşünülemezdi. Zira, tavır alınması gereken yerde tavır almamak, fikre inançsızlıktan gelir kanaatindeyiz.

Coğrafyamızdaki problemleri, kendi koyduğu değer ölçüleri ve oluşturduğu imajlar etrafında konuşturmak isteyen Batı, işbirlikçi medya kuruluşları, yazar ve politikacıları yardımıyla ortaya attığı bu kördüğüm olmuş yumak etrafında insanımızı oyalamak istiyor. Haçlı-Yahudi dehâsının bu kördüğümde “çözülmez” zannıyla kullandığı canalıcı bir “düğüm” var: “Türk-Kürt kardeştir

Bu “şartsız genelleme”den aldığı şımarıklıkla Etnikçi Kürt, yıllardır coğrafyamızdaki Batı saldırganlığının bahânesi, gerekçesi oluyor… İbda Mimarı’nın koyduğu ölçüyle ifâde edecek olursak;

Bizim müslüman olarak Türk, Kürt veya Arab diye hiç kimseye sadece kavminden dolayı bir dalkavukluk tavrımız yoktur ve müslüman hangi kavimden olursa olsun, kavim üstü “ümmet” esasına nisbetle kardeşimizdir; müslüman olmayan da düşmanımız.”

Bu çerçevede, “kavim üstü ‘ümmet’ esası”nı bozan, onun bütünlüğüne saldırıp parçalamaya ve ondan kendisini ayırmaya çalışan bir Kürt, kardeşimiz değildir!

Gerçek Türk, hiçbir zaman İslâm’a saldıran Etnik Kürtçünün kardeşi değildir!

Gerçek Türk, hiçbir şekilde, İslâm vatanının kapısını Hıristiyan-Yahudi ordularına içeriden açan Etnikçi Kürtle kardeş olamaz!

Gerçek Türk, Amerikan bayrağı altında savaşan Kürtün tek kelimeyle, düşmanıdır!

Böyle bilinsin bu!..

Çözümsüzlük yumağı içerisinde Doğunun ruhunu, fikrini ve enerjisini korkunç bir dolayıma sokarak zaman kazanmak isteyen Batı da, meydana getirdiği bu yumağa kendisini kaptırmış görünüyor. Günümüzde herkes tarafından ifâde edilen “bölgemizdeki kördüğüm”, “çözme”ye çalışılarak çözülemez.

Çözüm, çözümsüzlüğü ortadan bütünüyle kaldırıcı tek, kesin ve kararlı bir hamle ile olur: Batı’nın ortaya attığı kördüğüm yumağını bir kılıç darbesiyle keserek, ikiye ayırmalı!

Bizce çözüm, kapağımıza taşıdığımız, İttihâd-ı İslâm Dâvâsı’nın Remz Şahsiyeti Yavuz Selim Hân Hazretleri’nin kılıcındadır… Yavuz Selim Hân, İBDA’nın kılıcıdır!.. İslâm Devrimi bu kılıçtadır!

Kumandan’a nisbetle bir adım, bir edâ, bir bakış, bir tutum, bir tavır, bir kalem, bir yumruk, bir kılıç olmak gayesiyle; Adımlar

*

Tam da baskı aşamasındayken netleşen bir gelişme: Kumandan Sayın Salih Mirzabeyoğlu’nun İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde, 29 Kasım Cumartesi günü, Saat 17:30’da bir konferansı olacak. Programla ilgili gelişmeleri http://www.adimlardergisi.com adresimizden öğrenebilirsiniz.

Bir Cevap Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

%d blogcu bunu beğendi: