KIZIN FAHİŞELİK YAPIYOR, AMA PARA GETİRİYOR – Şehîd Ünsal ZOR
Cumhuriyet Tarihi’nin en büyük hırsızlık ve yolsuzluk soruşturması Meclis Komisyonu’nda reddedilmiş ve 4 AKP milletvekili “ak”lanmıştı. Bu hırsızlık ve yolsuzluğun ucu o zamanki başbakan, şimdinin Cumhurbaşkanı Tayip Erdoğan’ın kendisine ve oğluna uzanıyordu.
Geçenlerde bir çay ocağında ihtiyar bir Hacı amcayla sohbet ediyoruz. Sohbet döndü dolaştı, hırsızlığa geldi.
– Hacı amca, Türkiye’de tarihin hiçbir zaman görmediği bir hırsızlık ve yolsuzluk görülüyor…
Hacı amca bir hiddetleniyor, ben bile tırsıyorum…
– “Vay dinsiz-imansız kâfirler vay! Bunların hepsinin elini-kolunu keseceksin!”
-“Ama Hacı amca bunlar AKP’li” diyorum. Demin hiddetin son raddesinde olan Hacı amca, âdeta “pamuk şekeri”ne dönüyor.
-“Haaa! Öyle mi?… Onların bir bildiği vardır!… Hayır işleri için yapmışlardır!… Onlar yol yapmışlardır!… Falan-filan işte… kem-küm etmeye başlıyor…
Ben de ekliyorum espriyle karışık…
-“Plaza, Rezidans da yapıyorlar…”
Kızın fahişelik yapıyor ama para da getiriyor gibi…
Gelelim tekrar komisyona…
Komisyon üyelerine baktığımızda, hepsinin milletvekili olmadan önceki meslekleri, “hukukçu” olmaları. Kimi savcılık yapmış, kimi de avukatlık…
Ama görüyoruz ki, bu “hukukçu” komisyon üyeleri, hukuku ve adaleti katletmekte ortak davranmışlar ve bir hukuk cinayetinin ortak sanıkları olmuşlardır.
Ve hukuku katlederken de “Komisyon kimsenin etkisinde kalmamıştır, kalmaz da…” diye açıklama yapmışlardır.
Biz de yedik…
Aklıma hemen bir söz geldi…
“İnsanın hırsız olup olmadığı, suç ortağına sorulmaz ki…”
Bir de komisyon kararında “tapelerin imha edilmesi” kararı var ki, evlere şenlik…
Hani bu tapeler montajdı. Madem montaj, neden imha etme ihtiyacı hissediyorsunuz? Sanki birden, zamanımızın teknoloji zamanı olduğu unutuldu. Bu tapelerden kaç bin kişi de olduğunu biliyor musunuz? Hangi birini imha edeceksiniz? Korkunuz, hesaplaşma gününde yargılandığınız zaman, bu tapelerin bir daha karşınıza çıkması mı?
29 kasım 2014’deki İBDA Mimarı, Kumandan Salih Mirzabeyoğlu’nun, haliç Kongre Merkezi’ndeki Konferansının adı “Adalet Mutlak’a” idi…
<<“Adalet Mutlak’a” çıkışıyla başlayan bu safha, “Adalet” kavramının mânâsı açısından muhakkak ki içinde “hesaplaşma”yı da barındırmakta. Makbul olan adalet, hızlı tecelli eden olduğuna göre, hesaplar da seri görülecek demektir.
Büyük hesaplaşma içinde, her kesimin ve herkesin gireceği bir hesaplaşmanın neticesi, “af” veya “cezalandırma” olabileceği gibi, “iade-i itibar” veya tersi de olabilir. Bu safhada tarihin biriktirdiği problemler seri bir şekilde ve Mutlak Adalet’e nisbetle çözüleceği bizce bir bedahat.>> (Ali Osman Zor, Adımlar Dergisi, Ocak 2015, Sayı:4)
Sahi, usta “76 Milyonla Büyük Doğu”yu, Paris caddelerinde İslâm ve Peygamber düşmanlarıyla yürümekle mi kurulacak?
Ünsal ZOR – ADIMLAR
13 Ocak 2015