FEDAKÂRLIK, TEVAZU VE TEVEKKÜL: İSMAİL UYSAL
1995 Eylül ayında, aksilikler içinde geçen bir polis takibi sonunda Ethem ile birlikte gözaltına alınıp 15 günlük bir işkencenin ardından tutuklanan;
İBDA-C Koğuşu’na gitmemeleri için dönemin Adalet Bakanlığı’nın özel yazışmaları neticesinde, hiçbir “İslâmcı mahkûm”un olmadığı yere, Ümraniye Cezaevi’ne konulan… Fakat, hiçbir tecrübeleri olmadan girdikleri Ümraniye Cezaevi’nde çıkan bir isyan sırasında, Sol davalarından kalan mahkûmlarla omuz omuza, mazlumun yanında düzen güçlerine kafa tutmalarıyla kahramanlaşan;
İsyanın ardından Metris Cezaevi’nde bulunan İBDA-C Koğuşu’na sevk edilen;
Haklarında “eylem düzenleyecekleri şüphesi” dışında hiçbir gerekçe olmaksızın dönemin Devlet Güvenlik Mahkemeleri (DGM) tarafından bir kaç celsede çıkan karar “İdam!” olan;
Tarihte eşine rastlanmaz bir hız ve biçimde 28 Şubat döneminde verilen cezaları jet hızı ile onanan;
Temmuz 1997’de Sol Davası mahkûmlarının açlık grevleri karşısında çaresiz kalan Şevket Kazan’ın talimatıyla ilk olarak “tabutluklar”a gönderilen 12 İbdacıdan biri olan;
İlk F Tipi Cezaevi tecrübesi olarak yaptırılan Niğde Cezaevi’nde 16 ay kaldıktan sonra, bu defa Bandırma Cezaevi’ne götürülen;
Ardından geldiği Bandırma Zindanı’nda dönemin düzen güçleri tarafından saldırıya uğrayan 33 gönüldaşı ile birlikte 3 gün boyunca tarihi bir mücâdele veren… İsyanda göğüs göğüse çarpışmanın yaşandığı son kavga esnâsında, en önde Hasan Meriç’le birlikte omuz omuza düzen güçleriyle dövüşen. Şehidimiz Hasan’ın tam da yanında vurulduğu İBDA Akıncısı olan;
O tarihi direnişinin ardından tekrar bir sürgünle Eskişehir tabutluklarına, tam da Ramazan Bayramı sabahı teslim edilen;
Eskişehir’de sürekli bir direniş içinde geçen iki yıl içerisinde “Tim faaliyetleri” kapsamında, “efsane”leşen askeri tecrübelerini kardeşleriyle paylaşarak onları zenginleştiren. Nihayet diğer gönüldaşlarıyla birlikte Bolu F Tipi Cezaevi’ne sevk edilen;
Bolu F Tipi Cezaevi’nde 2002 yılında başlayan F Tipi Cezaevi macerası hak arama mücadelesi içinde geçen;
“Ağır hükümlü” olduğu gerekçesiyle 2006 yılında tekrar bir sürgün ile uzaklara, Kırıkkale F Tipi Cezaevi’ne sürgün yiyen;
Nihayet 2012 yılında tekrar Bolu F Tipi Cezaevi’ne sevk olan;
Biri henüz doğmuş bir bebek, üç küçük çocuk babası olarak girdiği zindanda, kendisiyle birlikte zindanlarda büyüyüp artık 26, 24 ve 21 yaşlarına gelen evlatlara sahip bir baba olan;
Cezaevinde geçirdiği 20 yıl içerisinde başta muhterem babası olmak üzere, bir çok yakınını kaybeden;
Akıncı;
Allah’ın verdiği hayatını, Allah yolunda İBDA’ya adayan;
Kahraman gönüldaşlarımızdan;
İsmail Uysal‘ı İstiyoruz!
ADIMLAR Dergisi