ADIMLAR Dergisi 6. Sayı Önsöz

ADIMLAR Dergisi 6. Sayı Önsöz

Selâm Size…

Yaşananlara dengesizlik mânâsında “bunalım” teşhisi konulursa eğer, bir değişim-dönüşüm süreci yaşandığının da kabul edilmesi gerekir.

Toplumların içinden geçtiği bu dönemin müsbete evrilmesi veya yeni bir denge hâline kavuşabilması için neye ihtiyaç var?

İhtiyacın hissedilmediği ve bizatihi muhtaç olunanın tesbit edilemediği bir ortamda, “hastalık” yerine kullandığımız bunalımdan kurtulmak ne mümkün.

Ne siyaseten ne de ahlâken kabul edilmesi mümkün olmayan şeylerin, çok rahat kabul ettirildiği bu durumun neticesi hâlinde, insanın çepeçevre kuşatılmış hissiyle ayağının altındaki zemin kayarak, ruhunun parmaklıklar arkasına hapsolunmuşluğunu neredeyse yakinen yaşadığı, bunun adetâ mekândaki tezahürü hâlinde vatanın pervasız bir şekilde paramparça edildiği bu süreçte, ruhumuzu ve ayağımızı bastığımız vatanın kurtuluşu için neye ihtiyacımız var ve kime muhtacız?

Her kesimin tecrübesini toplayıp değerlendirebilecek tek bir akıl ve tek bir mantık; buna ihtiyaç var.

Bütün ideolojik ve siyasî anlayışların iddialarını ve yaşadıkları hakikatleri makul bir şekilde içine yerleştirebileceği ve ‘hâl’i izah süreci; yani yeni bir dünya görüşü ve bu dünya görüşünün ideolojik ve siyasî anlayışı; buna ihtiyaç var.

Bütün dağılmışlığın sebeblerini gösterip, sonrasında tekrar kendinde toplayıcı bir mihrak şahsiyet ve bu şahsiyetin ortaya koyduğu “Sultan Fikir”; buna ihtiyaç var.

Ferdin “bağımsızlığı” arttıkça, köleliği artıyor.

Köleliği arttıkça, yaşadığı toplumla bağları zayıflıyor.

Bildiğini zannettikçe, boşluğa fırlatılmış hissi daha bir derinden yaşanıyor.

O zaman, bizi zihinlerimizden yakalayıp tutsak edecek, köleleştirecek ve bu köleliği kalbî olarak bize kabul ettirecek, sonrasında da hürriyetimizi yaşamamız için cemiyet meydanına salacak fikre; buna ihtiyaç var.

Fethedilmesi gerekliliğinin şuurunda olmayan fertleri tek tek fethedip, fethedilmiş hissini yaşattıktan sonra, onları “şahsiyetler topluluğu” hâlinde Fatihler olarak meydan yerine dikecek Fatih’e; buna ihtiyaç var.

Kesilenleri, kovulanları, dışlananları, sürülenleri, pasif bir şekilde izleyen “seyirci”yi bir daha dönmemek üzere dehleyip, bütün bunlara engel olacak “oyuncu”yu sahneye davet edecek Yönetmen’e; buna ihtiyaç var.

Bu oyuncu ki, “aktif katılımı”yla sahte dengeleri, dışarıdan verilmiş veya haksız şekilde edinilmiş statüleri bozacak ve aldığı tesiri topluma aksettirerek, neticeden pay sahibi olacaktır.

“Oyunbozan” niteliği ile de bu oyuncu, mevcut sistemin işleyiş mekanizmasını, katıldığı noktadan etkilemesi ve bozmasıyla, katılımı, adına gerçekleştirdiği Fikir’in taşıyıcısı olacaktır. O zaman bu taşıyıcılara ihtiyaç var.

Örgütlülüğün, sadece “başın dara düşünce” ihtiyacını hissedeceğin bir olgu değil de, her dâim yaşanması gereken bir gerçeklik olduğunu hayatıyla gösterecek örgütçülere; buna ihtiyaç var.

Hangi kesimden olursa olsun, yobazı tipinden, görünüşünden, konuşmasından, edâsından ve tavrından, hattâ kokusundan tanıyacak ve “yobaz tek millettir!” diyerek onu imhâ hedefi olarak görecek gerçek insana; buna ihtiyaç var.

İdeolocya ve siyaset;

Fikir ve hareket;

Ruh ve onun emrinde yumruk;

İBDA’yı olduğu gibi anlamaya çalışmak;

Buna ihtiyaç var!

ADIMLAR Dergisi 6. Sayı Önsöz

Bir Cevap Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

%d blogcu bunu beğendi: