ZEBİHULLAH MÜCAHİD: ALLAH’IN YARDIMINA İNANMAYANLAR, CİHADIMIZA DA İNANMAYABİLİR
Afganistan İslam Emirliği (Taliban) sözcüsü Zebihullah Mücahid, Molla Ömer’in ölümünün gizlenmesi, yeni emir Molla Ahtar Mansur, IŞİD, Batı’nın ülkedeki projeleri, hareketin gidişatı konularını kapsayan bir çok soruya cevap verdi.
Afganistan İslam Emirliği (Taliban) sözcüsü Zebihullah Mücahid, Londra’dan yayın yapan Şark’ul Evsat gazetesinin sorularını cevapladı. Imarat Medya tarafından tercümesi gerçekleştirilen röportajı ilginize sunuyoruz.
Molla Muhammed Ömer Mücahid ne zaman vefat etti? Vefatının tam tarihini ve defnedildiği yeri belirtebilir misiniz?
Bismillahirrahmanirrahim
Emirul Mu’minin Molla Muhammed Ömer Mücahid 23 Nisan 2013’te muzdarip olduğu rahatsızlıktan dolayı vefat etti ve yaşadığı yerde defnedildi. Güvenlik gerekçeleri sebebiyle defin yerini tam olarak açıklamamız mümkün değildir.
Bu haber hareketin savaşçıları ve siyasi liderlerinden neden bu kadar uzun bir süre gizlendi?
Bildiğiniz gibi zalim bir işgalci düşmanla şiddetli bir savaş içindeyiz. Emir’ul Müminin’in vefat haberinin duyurulması mücahidlerin şevk ve heyecanını azaltabilirdi, bu sebeple âlimlerden fetva alınarak trajik vefat haberi gizlendi ve ilan edilmedi. Bunun İslam tarihinde de örnekleri vardır. Yermuk Savaşı’nda Halife Hz. Ebubekir Sıddık’ın (Allah ondan razı olsun) vefat haberi Hz. Ubeyde bin Cerrah (Allah ondan razi olsun) tarafından Halid bin Velid’in (Allah ondan razı olsun) komutası altında savaşan mücahidlerden gizlenmiştir. Ve ancak savaş sona erip mücahidler kolaylığa eriştikten sonra Ubeyde bin Cerrah onları Emir’ul Müminin Hz. Ebubekir Siddik’in (Allah ondan razı olsun) vefatından haberdar etmiştir. Böylece bizim durumumuzda da sadece Emir’ul Müminin’in bazı aile mensupları ve İslam Emirliği liderleri haberdar edilmiş, haberin yayılması engellenmiştir.
Molla Muhammed Ömer Mücahid’in vefatının ardından ihtilaflar çıktığına dair haberlerin gerçeklik payı nedir?
Emir’ul Müminin’in vefatı sonrasında cihad şartlarının hassasiyeti dolayısıyla nüfuz ve feraset sahibi İslam Emirliği Şurası üyeleri ve âlimlerden teşekkül eden acil ve elzem bir toplantı gerçekleştirilmiştir. Orada Molla Ahtar Muhammed Mansur’un bu sorumluluğu omuzlayacak kabiliyete sahip olması ve son birkaç senedir pratik olarak İslam Emirliği’ni idare etmesi sebebiyle yeni lider seçilmesine karar verilmiştir. O Mücahidler tarafından güvenilen biriydi ve aynı zamanda Emir’ul Müminin Molla Muhammed Ömer Mücahid’e de yakın birisiydi. Böylece -Molla Ahtar- yeni Emir seçildi.
Seçilme haberi ilan edildiğinde ülkenin her tarafından cihad cephelerinin liderleri, komutanlar, ruhani liderler, âlimler, Mücahidler ve sıradan insanlar ona biat etmeye başladı. 72 saat gibi kısa bir sürede ülkenin her yerinden biat mesajları alındı ve İslam Emirliği Mücahidlerinin saflarının birleştirilmesinin ne kadar elzem olduğunu gösterdi! Bu biatler ayrıca Mücahidlerin liderlerine ve âlimlerine olan sarsılmayan güvenlerini ve Molla Ahtar Muhammed Mansur’un yeni lider seçilmesine olan memnuniyetlerini de gösterdi.
Bir iki kişi ile olan anlaşmazlığa gelince, bu anlaşmazlık Emir’in kendisi ile değil seçilme prosedürü ile alakalıydı ve bu da ciddi bir şey değildi. Farklı fikir ve değerlendirme şekillerine sahip insanlardan oluşan bu kadar devasa bir harekette farklı düşünenlerin olması pek tabiidir. Ancak bu farklılıklar o kadar ciddi değildir. Bir grup âlim bir an önce bu meseleye çözüm bulmak için çalışmaktadır ve bizim onlar hakkında endişemiz yoktur.
İslam Emirliği’nin sorumluluk, görev ve hakeza hoşgörüsü sebebiyle bu şahısları İslam Emirliği’ni desteklemeye ikna etmek ve İslam Emirliği’nin düşmanlarına olumsuz propaganda yapmalarına imkân vermemek için çabalar sürmektedir. Bu kimseler kasten veya yanlışlıkla başkaları tarafından kullanılmalarına izin vermemelidirler.
Molla Ahtar Muhammed Mansur Kuetta Şurası’nın tüm siyasi üyelerinin desteğine sahip midir ve ona biat etmişler midir?
İslam Emirliği kurumları arasında Kuetta Şurası adında bir organ yoktur, aksine tüm cihadi faaliyetlerin sürdürülmesi için özel organizasyon ve komisyonları vardır. Liderlik Şurası, âlimler, güvenilir temsilciler ve yukarıda bahsedilen komisyonların azami ekseriyeti oybirliği ile Molla Ahtar Muhammed Mansur’a (Allah onu korusun) yeni Emir’leri olarak biat etmişlerdir. Kitlelere de biat etmeleri carisi yapmışlar ve bu çağrı sıcak karşılanmıştır. Evvelce de söz ettiğim gibi 72 saat gibi kısa bir surede çeşitli cihad cephelerinden, köy ve kasabalardan, şehir ve aşiretlerden ve yurtdışında yaşayan çok sayıda Afgan’dan biatler gelmiş ve resmi Alemara sitesinde eşzamanlı olarak raporları ve küçük detayları ile birlikte yayınlanmıştır. Yeni atanan Emir’in tartışmasız bir lider olduğuna, seçilmesinde engel ve meseleler olmadığı sonucuna varabiliriz.
Molla Ahtar Muhammed Mansur’un kişiliğinden bahsetmek ister misiniz, zira doğu ve batıdaki Müslümanlar kendisi hakkında çok az bilgiye sahiptir. Onun İslam Emirliği’nin kartallarından biri olduğunu söyleyebilir miyiz?
Evet, yeni Emir Molla Ahtar Muhammed Mansur (Allah onu korusun) Emir’ul Müminin Molla Muhammed Ömer Mücahid’in yakın çalışma arkadaşlarındandı. İslam Emirliği’nin idaresi döneminde çeşitli askeri ve sivil görevlerde çalıştı. Havacılık bakanı olarak 5 sene çalıştı. Amerikan işgalini takiben oluşan yeni durumda Kandahar vilayetinden sorumlu mücahid ve liderlik Şûrası’nın bir üyesi olarak görev yaptı. Sonrasında İslam Emirliği’nin birinci naibi Molla Abdulgani Barader’in asistanı olarak atandı. Molla Abdulgani tutuklandığında Molla Ahtar Muhammed Mansur 2010 yılında Emir’ul Müminin Molla Muhammed Ömer Mücahid tarafından İslam Emirliği naibi olarak atandı. Yani son 5 senedir Allah’ın izniyle İslam Emirliği’nin tüm faaliyetlerini fiilen idare etmektedir, İslam Emirliği’nin Emir yardımcısı olarak en tehlikeli zamanlarda bu muazzam vazifeyi başarı ve beceri ile omuzladı. Bütün mücahidlerle yakın ilişkileri vardır. Derin bir hoşgörü ve sabra sahip olan sevecen bir kimsedir. Oldukça bilgili ve inançlıdır. Âlimlerle istişare eder ve görüşlerini dikkate alır. Siyasi meseleleri halletmede derin basiret ve feraset sahibidir. Mücahidler arasında oldukça popülerdir. Cihad gruplarına sevecen ve şefkatli bir lider olduğu için Allah’ın izniyle İslam Emirliği Mücahidleri’nin onun hakkında bir endişesi olmayacaktır. İyi bilinen ve tecrübeli bir kimsedir, mücahidler ona tamimiyle güvenmektedir.
Hükümetle müzakereler konusunda yeni duruşunuz nasıldır? Bu konuda yeni bilginiz var mı?
Müzakereler konusunda duruşumuzu değiştirmedik. Afganistan hala işgal altındadır ve Kabil’deki yönetimin hiçbir gücü bulunmamaktadır. Bizim siyasi büromuz görüşmeleri gerçekleştirmek için yetkilendirildi. Ne zaman gerekli görülürse ve işgalin sona erdiğine ikna olduklarında, ülkede İslami sistemin müzakereler vasıtası ile yeniden kurulacağına inandıklarında müzakere sürecinde bir problem olmayacaktır.
Daiş’in (IŞİD) artan nüfuzundan ve Taliban’ın yerini alacağından korkuyor musunuz?
Daiş, Irak ve Ortadoğu’da yaygın olan keskin askeri, siyasi ve dini ayrılıkların bir sonucudur. Bu keskin şartlar henüz Afganistan’da mevcut olmadığından Daiş’in (IŞİD) varlığı gerekli değildir ve onlardan korkumuz da yoktur.
Biz her zaman Afganistan’da etnik, dini ve diğer iç farklılıkları önlemeye çalıştık ve Allah’ın izniyle bu konuda oldukça da başarılı olduk. Allah’a gelecekte de yiğit milletimizin birlik halinde işgalcilere direnmesi ve milletimizi bölünüp parçalanmaktan koruması için dua ediyoruz.
Bazı Taliban komutanlarının ayrılıp Daiş’e (IŞİD) katıldığı iddialarının gerçeklik payı nedir?
İslam Emirliği’nin güçlerinin faaliyetlerini denetleme ve kontrolü amaçlayan spesifik kural ve düzenlemelerin bulunduğu yerleşik bir idari sistem sayesinde güçleri üzerinde tam kontrole sahip olduğunu biliyorsunuz, ki bu güçler norm ve kuralların belirlediği çerçevede çalışmak zorundadırlar.
İslam Emirliği’nin adını kötüye kullanmaya çalışan bazı kimseler İslam Emirliği’nin kural ve düzenlemeleriyle uyuşmayan faaliyetlere girmektedirler. Bu kimseler İslam Emirliği yetkilileri tarafından bu faaliyetlerden men edilmişlerdir. İslam Emirliği’nin politikalarını mükerrer defalar ihlal ettikleri ve adam kaçırma, sivillere işkence, yağmalama ve bunun gibi çeşitli işler icra ettiklerinden dolayı İslam Emirliği bu kimseleri kovmak zorunda kalmış ve bazıları da uygun şekilde yargılanmıştır.
Doğu vilayeti Nangarhar’da toplanan ve dış güçlerden destek alarak Daiş (IŞİD) adı altında İslam Emirliği’ne karşı faaliyetlere girişen topluluk bu kimselerdir. Allah’ın inayeti ve yerel halkın istikrarlı desteğiyle Daiş tarafından işgal edilen bölgelerin çoğu çabucak özgürleştirilmiştir. Hâlihazırda bu bölgelerde İslam Emirliği’ne karşı önemli bir direniş bulunmamaktadır.
Afganistan başkan yardımcısı Abdul Raşid Dostum Faryab ve Kunduz vilayetlerinde Taliban’la savaşmaya kararlıdır. Bu Taliban güçlerinin moralini nasıl etkiler?
Dostum’la geçmişte savaştık ve birkaç defa onu ülkeden kaçmaya zorladık. Şimdi Amerikalılar işgal etti ve Dostum Amerikan güçlerinin hava desteği ile güçlendirildi, bu tamamen ayrı bir hikâyedir.
General Dostum’un varlığı ya da yokluğu savaş cephelerini etkilemez. Dostum kendi güçlerine yeni bir heyecan zerk edemez yahut Mücahidlerin yüksek moraline zarar veremez. Bu uzun savaşımızda bizler tüm ileri savaş tekniklerine ve müttefik güçlerine rağmen Amerikan güçlerini başarıyla yendik. Onlara kıyasla Dostum hiç bir şeydir. Bu sefer tekrar kötü bir hezimete uğrayacaktır, inşaallah.
Batı’da Taliban’ın mücadelesinin Pakistan istihbarat ajansları tarafından yönetildiği ve Molla Ömer’in sembolik bir karakter olduğu algısı var, gerçek nedir?
Bizler bu asılsız propagandaların tek mağduru değiliz, tüm özgürlük hareketleri, özellikle de İslami hareketler bu şekilde hedef alınmaktadır. Bu iftiracılar Allah’ın destek ve yardımına inanmadıkları gibi cihada ve Allah yolunda mücadeleye de inanmamaktadırlar. Onlar zayıf Mücahidlerin böylesine kudretli işgalcileri başarıyla hezimete uğratmaları karşısında hayrete düşmektedirler. Dar kafalarını tatmin etmek için bu yüzden yüce mücadelemizi bazen Pakistan’la, bazen de Amerikan ajanları ile irtibatlandırmaktadırlar.
İnsanları temin ederiz ki mücadelemiz kimseye borçlu değildir. Hiçbir yabancı destek veya istihbarat örgütü böylesine muazzam bir mücadeleye sponsorluk edemez. Dış destek veya istihbarat denetimleri fayda sağlasaydı bundan en büyük faydayı Amerikalılar ve kukla yöneticilerinin görmesi gerekirdi. Amerika’nın son 14 senedir ülkemizde açıkça ve aktif faaliyet yürüten güçlü ve iyi organize olmuş istihbarat sistemleri vardır, ancak bunların hepsi boşuna. Dış desteğin faydası olsaydı 49 iyi donanımlı ve ileri ülkenin desteğini alan Kabil yönetiminin hiçbir problemle karşılaşmaması gerekirdi.
Tüm bunlar başarısız oldu. Bu -mücadelenin başarısı- yalnızca her şeye kadir olan Allah’ın yardımı sebebiyledir. Aslında bu -başarısızlıkları- kendi iddialarının çürütülmesinin ve Mücahidlerin doğruluğunun bir alametidir. Bu sırrın idrakine varamayanlar bizlere iftira atmaktadırlar ve bu da bu kimselerin akli melekeleri ile alakalı bir meseledir.
Taliban saflarının birliğini bozmamak için güçlü bir lidere ihtiyaç duyduğu bir durumda mıdır ve bunun Taliban’ın geleceği üzerindeki etkileri ne olacaktır?
Cihad sahası liderler de dâhil olmak üzere herkesin şehid olabileceği, tutuklanabileceği yahut doğal yollardan ölebileceği bir fedakârlık sahası olduğu için bu tür cihad hareketleri gelecek için önceden tedbirler alır. Diğer karakter ve özellikleri dışında bizim cihad cephelerimiz liderler de yetiştiren bir medresedir. Bir lider şehid olur, tutuklanır veya vefat ederse Mücahidler düzenlerini kaybetmezler ve kararlılıklarında bir zayıflama hissetmezler. Mücahidler, cihadın devam etmesinin şahıslarla veya liderlerle bir alakası olmadığı, aksine yüce amaç ve ideallerle bu sürekliliğin gerçekleşeceği hususunda önceden bilgilendirilirler. Bu yolda askeri veya tabii sebeplerle şahıslar kaçınılmaz olarak değişecektir, ancak cihadi mücadelenin dokusunu ve ambalajını oluşturan hedef ve idealler sabit kalacaktır.
Bu sebepledir ki Emir’ul Müminin’in vefatının ilan edilmesi sonrasında Mücahidler saflarında bir zayıflama hissetmemiş, aksine görevlerine olan sadakat ve adanmışlıkları sebebiyle ara vermeksizin eski Emir’lerinin yolunda devam etmiş, yabancı işgalciler, müttefik güçleri ve içerideki kuklaları ile ayni heyecan ve kararlılıkla savaşmaya devam etmiştir.
Ayrıca İslam Emirliği’nin yeni atanan Emir’i Molla Ahtar Muhammed Mansur (Allah onu korusun) tecrübeli ve başarılı bir cihad lideridir. Kendisi eski Emir’ul Müminin’in tam güvenine sahipti ve cihad hareketini en tehlikeli şartlarda fiilen idare etti. Hâlihazırda ferasetli, saygın ve inançlı yardımcılar da atamış bulunmaktadır. İslam Emirliği’nin en etkili ve bilgili kimselerinden oluşan güçlü liderlik şurasının da desteğine sahiptir. Bu sebeple İslam Emirliği’nin birliğinin muhafaza edilmesini ve aramızdaki vahdetin ve kuvvetin artmasını ümit ediyoruz.
Şu anda Taliban’ın mali kriz yaşadığı iddiaları ne kadar doğru?
Bize göre zayıflık cağı geride kalmıştır. Allah’ın inayetiyle İslam Emirliği ve tüm Mücahidlerimiz günden güne güçlenmektedir. Halk kitlelerinden büyük destek görüyoruz. Her gün ilerleme kaydediyoruz. Savaş meydanında muazzam miktarlarda hafif ve ağır silah, cephane ve diğer gerekli ekipman her gün güçlerimiz tarafından korkak düşmandan ele geçirilmektedir. İslam Emirliği’nin, Allah muhafaza, askeri veya sivil kurumlarını finanse etmede herhangi bir zorlukla karşılaştığı iddialarını sert şekilde reddediyoruz.
Molla Ahtar Muhammed Mansur kimdir ve Taliban’daki askeri rolü nedir?
Molla Ahtar Muhammed Mansur, Taliban İslami Hareketi’nin önde gelen isimlerindendir. Ruslara karşı mübarek cihada katılmıştır. Selefi gibi o da Ruslarla bir çatışmada ciddi şekilde yaralanmıştır. İslam Emirliği’nin hâkimiyeti döneminde çeşitli görevlerde çalışmıştır. Havacılık bakanlığı yapmıştır. Vahşi Amerikan işgalinden sonra Kandahar vilayetinin genel askeri komutanlığını yapmıştır. Molla Abdulgani Barader’in tutuklanmasının ardından en ağır ve kritik görev olan Emir yardımcılığını üstlenmiştir. İslam Emirliği’nin liderleri, âlimleri ve tüm Mücahidleri tarafından büyük saygı görmektedir. İnsanlar onun hayırseverliği ve hoşgörüsüne güvenmektedir. Cihad saflarını kontrol etme ve liderlik etme potansiyeline sahiptir. Âlimlerin ve hikmet sahibi kimselerin önerilerine önem verir. Derin bir siyasi feraset sahibidir. Tüm bu özellikleri sebebiyle İslam Emirliği’nin yeni lideri seçilmiş ve ülke çapında kabul görmüştür.
Molla Ahtar Muhammed Mansur’un yeni lider seçilmesinden sonra askeri durum düşmanlarınızın lehine değişti mi?
Molla Ahtar Muhammed Mansur’un bahsettiğimiz tecrübeleri, iki başarılı yardımcısı ve İslam Emirliği’nin liderlik şurasının tam desteğinin ışığında ülkedeki askeri durumun kendi lehimize değişeceği konusunda eminiz. Mansur Sahib su anda büyük meselelerle karşı karsıyadır ve geçmişe göre daha ağır sorumluluklar üstlenmiştir, bu yüzden kaçınılmaz olarak hikmetle ve cesurca çalışmalarını yönlendirerek cihadın askeri durumu üzerinde kalıcı etkiler bırakacaktır. Bildiğimiz kadarıyla Mansur Sahib derin bir hoşgörü, sabır ve kararlılık sahibidir. Kadir olan Allah’a güveni tamdır, bu sebeple cihad sahalarında önemli ilerlemeler olacağını öngörebilir ve kontrol ve yönetim hususunda büyük engellerle karşılaşmayacağını söyleyebiliriz, inşaallah.
Ve Allah için asla zor bir şey yoktur!!!
Zebihullah Mücahid
Afganistan İslam Emirliği Sözcüsü
Tercüme: İmarat Medya
Kaynak: INCA News.net