ALMAN DIŞ POLİTİKASININ GÜNDEMİ HAÇLI SAVAŞI’NA DESTEK

ALMAN DIŞ POLİTİKASININ GÜNDEMİ HAÇLI SAVAŞI’NA DESTEK

Alman Savunma Bakanı Ursula von der Leyen, son bir kaç gündür Erbil’de bulunuyor.

Irak’ın Bölücü Terör Örgütlerinden, Etnik Kürtçü Peşmergelerin lideri Barzani ile görüşen Layen, bu görüşmelerinin ardından ayrıca Peşmerge kamplarına ziyaretler gerçekleştirip, onların tâlimlerini teftiş edip, izliyor.

Son bir yıldır sıklaşan bu ilişkiler ve hazırlıklardan anladığımız kadarıyla Irak sınırları içerisinde Bush’un başlattığı Haçlı Savaşı’na destek amaçlı AB-Alman destekli silahlı bir harekât başlatılmak isteniyor. Gerçi, İşgâlci Batı gücünün piyadeliğini yapmakta olan Peşmerge’nin AB ülkeleri tarafından lojistik olarak desteklendiği bilinen bir gerçek. Londra Belediye Başkanı’nı Boris Johnson’ın da Erbil’e gidip çapulcu Peşmergelerin siperinde silahla poz verdiğini hatırlamışsınızdır.

Alman yetkililerin verdikleri resmi demeçlere göre, İslam Devleti‘ne karşı kullanmak üzere Peşmerge güçlerine 22 Tonluk elde kullanılan hafif silah sevkiyatı gerçekleştirilmiş. Sevkedilen ağır silahlar hakkında bilgi verilmezken, ticaret süsü altında mühimmat ve eğitim alanlarında yoğun bir trafik mevcut.

Bütün bunlar Almanya’nın dış politikadaki çıkarları adına gerçekleşirken, işgâl taraftarı olarak sorumlu olduğu bu politikalarının kendi iç politikasına yansıması şeklinde değerlendirilmesi gereken “Mülteci konusu”nda da içten pazarlıklı davranmaya devam ediyor.

Bu çerçevede, yeni alınan bir meclis kararında Afganistan’dan gelen mülteciler kabul edilmeyip geriye gönderilecek.

Nedeni ise, Afganistan’dan gelen insanların “cahil” olarak görülmesi.

Dünyanın en büyük ekonomilerinin birine sahip olması yanında, Avrupa Birliği’nin liderliğini de yapmakta olan Almanya, bağımsız politikalar izlemesiyle elde ettiği bu gücü, görmezden geldiği ve çoğu zaman da en önde destek olduğu Amerika ve diğer Avrupa ülkeleri tarafından Büyük Doğu’nun onyıllardır sömürülmesine borçlu.

Dolayısıyla, ortada “cahil” olarak nitelenen masum Afganlılardan ziyâde, sömürgeci Batı Politikaları ve onun önlenemez sonuçları söz konusudur.

Afganlılar özelinde yapılan bu uygulama Almanya’nın “işine gelmediği” için yapılmakta. Aslında amaçları “insanî yardım” adı altında, sadece “eğitimli mülteciler”i ülkeye getirtmek ve ülke çıkarları için bunları köleleştirmek.

Meselâ, Suriye’den ağırlıklı olarak üniversite öğrencisi, doktor ve hatta profesörler mülteciler ülkeye akın etmekte ve büyük kabul görmekte.

Hem kendi görüşmelerimizden, hem de diğer şehirlerde “mülteci yurtları”nda görevli kişilerden edindiğimiz bu bilgiler, Alman Devleti tarafından tamamen gizli tutulmak isteniyor ve kontrolü altındaki medyasına yansımıyor.

Gelen yüksek eğitimli mülteciler, aileleriyle beraber derhal yurtlardan başka yerlere nakil ediliyor.

Bu insanların alıp götürüldükleri yerler ve bu insanlarla ne yapmak istedikleri merak konusu!

Halbu ki “uluslararası hukuk”un kendisine referans kabul ettiği “Dünya İnsan Hakları Sözleşmesi”nin ilgili maddesine göre, her ülke, savaş bölgesinden kaçan mültecileri kabul etmek zorunda.

Almanya’nın da liderlik ettiği NATO’nun işgâli altında bulunan Afganistan’ın şehirleri yok edilmiş, soykırıma tâbi tutulmuş masum vatandaşlarına yapılan bu ayrımcılığa bazı köşe yazarları satır arasından güya tepki göstermekte: “Afganistan’ın Almanya için savaş bölgesi olması kabul edilemez”.

Medyada pek ender rastlanabilecek bu tarz tepkilerin, Alman hükümet politikalarında pratik hiçbir karşılığı yok.

Aslında sorgulanması ve üzerine gidilmesi gereken “Alman Askerleri neden Afganistan’da” sorusu, Almanya’nın Irak ve Suriye politikalarındaki ısrarlı tutumu ile cevabını buluyor.

İlk başta belirttiğimiz gibi, Almanya’nın, İslam Devleti’ne karşı kurulan Haçlı Koalisyonundaki görevi tamamen Irak ile alâkalı. Bunun yanında Suriye hakkındaki tutumları, şimdilik sadece Amerikan politikalarını destekleyici demeçlerle sınırlı.

Diğer yandan, Alman NATO Askeri Kanadı, bugün yaptığı bir açıklamada, Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Barack Obama’nın, özel Delta Force birliklerini Suriye’ye gönderme kararını tamamen desteklediklerini ve gerekirse Suriye’de kendilerine lojistik destek sağlayabileceklerini söyledi.

Haçlı Koalisyonu, hem Irak, hem de Suriye’yi kapsayacak büyük bir saldırıya hazırlanıyor.

Almanya da, bu koalisyonda Amerika’ya göre pozisyon belirlemekle meşgul.

Batılı ülkelerin kendi aralarındaki “bağımsızlık” iddiaları, İslâm’a karşı bir saldırı söz konusu olduğunda, ortak Haçlı zihniyeti altında topyekûn birbirine bağımlılık-kardeşlik hâlini alıyor.

Özetle;

Irak’ta Haçlı-Yahudi işbirlikçisi Peşmergeler, Suriye’de Amerika’nın kara ordusu hâlini alan Pyd-Pkk, Çapulcu-yağmacı Özgür Suriye Ordusu gibi çeteler, bölgede yaşanacak büyük savaşa içeriden destek vermek amacıyla sürekli eğitilip donatılıyorlar.

Allah, bölgede bulunan ve vatanlarını savunan İslâm Savaşçılarına ve Müslümanlara yardım etsin.

Zafer, her hâlükârda onların/bizim olacaktır!

 

ADIMLAR Avrupa Haber

Bir Cevap Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

%d blogcu bunu beğendi: