TABİÎ DÜŞMAN İSRAİL! İSRAİL’İN DOSTU, EN YAKIN DÜŞMAN
AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Sözcüsü Ömer Çelik, AKP Merkez Karar Yönetim Kurulu (MKYK) Toplantısı’nın ardından hükümetine, kendisine ve tabiî ki Reisine yakışır açıklamalarda bulundu.
Çelik, partisinin İsrail ile yaptığı anlaşmaya atıfta bulunarak, “Kuşkusuz İsrail Devleti ve İsrail halkı Türkiye’nin dostudur!” ifâdelerini kullandı. 14 yıllık iktidarları boyunca anti-siyonist söylemlerinin de sadece bir “eleştiri” olduğunu dile getiren Çelik, bu eleştirilerinin “İsrail hükümetinin aşırı davranışlarına” karşı yapıldığını vurguladı.
Ömer Çelik’in bu sözlerinin bizim için haber değeri bile olmadığını, ADIMLAR’ı takip edenler, hemen anlarlar. Zaten ADIMLAR, Barzani’nin de dahil olduğu, İslâm Milleti’ne karşı yürütülen bu ittiakı, 2002’den beri gözler önüne seriyordu.
ÖMER ÇELİK, BİZZAT TAYYİP ERDOĞAN’DIR
Bugün küfrettiği Ali Bulaç’ın Genel Yayın Yönetmenliği altında 90’ların başında mezhepsiz çizgide yayın yapan “Bilgi ve Hikmet” ve “Aylık Dergi” gibi yayın organlarında “İslâmcı-yazar” kimliği kazanan(!) ve Ömer Çelik, 95 yılında Yeni Şafak’ta yazarlık yapmaktaydı.
O dönem seri hâlde yazdığı “Zalim İsrail, Kahraman Filistin Direnişi” konulu “Katyuşa” (o dönem Filistinlilerin, Yahudi İsrail’e karşı koymak için ürettikleri kısa menzilli roketin adı) başlıklı dizi yazılar yazmakta ve Müslümanları, zulme karşı “el ile müdahale”ye çağırmaktaydı. “İsrail Firavunun yanında yer almıştır. İsrail Nazilerin yanında saf tutmuştur…” gibi sivri(!) tesbitler yapan, “kızım olursa adını Katyuşya koyacağım!” diyerek piyasa yapan bu tip, İsrail’in soykırımı hakkında uzun dosya çalışmaları yapıyor, Sabra-Şatilla katliamları hakkında ayrıntılı bilgiler veriyordu.
Türkiye’nin İsrail’i ilk tanıyan devlet olduğundan, siyasî partilerin İsrailci oluşuna, Filistin Davası’na Türkiye’nin yaptığı ihanetlere kadar yazılar döşenen Ömer Çelik, Arifan Radyosu’nda başladığı programlarda “Filisin! Filistin!” edebiyatıyla İslâmcı kariyerini zenginleştiriyor ve o dönem İstanbul’da Belediye Başkanı olan Tayyip Erdoğan ile tanışıp, yakınlaşıyordu.
28 Şubat döneminde Batıcı Düzen ile ilişkilerini (işbirliğini) geliştiren bu tipin Ankara’yı mesken tuttuğu ve gelene gidene kibirle “olmasam ümmet ne yapacak” dediği halâ kayıtlıdır.
Yazılarında sık sık “Das Kapital, İslam”da sosyal Adalet, İncil, Tevrat, Kur’an mealleri”ni yanından ayırmadığını söyleyen bu tip, Erbakan’ın 28 Şubat sonrası tasfiye edilme hareketine iştirak ederek, 1999 sonrası Ankara’da, Tayyip Erdoğan (Gül, Arınç) lehine bütün çalışmalara iştirak etmiş ve insanlık tarihinin gördü en büyük melânet yuvalarından biri olan AKP’nin kurucuları arasında yerini almıştır.
İktidara gelen AKP’de Genel Başkan Tayyip Erdoğan’ın siyasî danışmalığını, Cumhurbaşkanı olana kadar yürüten bu hain, 2003 yılında Irak’a karşı başlatılan Haçlı Saldırısı’nın en azılı savunucularından biri olmuştur.
Irak’ta, işgâle, yağmaya, tecavüze ve soykırıma karşı direnen Arap Mücahidlere “Katiller Sürüsü!” diyen Çelik, Erdoğan’ın talimatlarıyla İsrail’e en çok “ziyaret” gerçekleştiren AKP’li yetkililerden biridir.
Özetle, Bop Eşbaşkanı’nın en yakınındaki isim olarak dikkat çeken bu tip, AKP melanet yuvasının en önemli sözcülerindendir. Tayyip Erdoğan’ın 13 yıllık başbakanlığı sürecinde konuşmalarını hazırlayan kişi olduğu gibi, Eşbaşkan’ın sağ koludur.
Ömer Çelik, bizzat Erdoğandır!
İSRAİL’İN DOSTU, BİZİM DÜŞMANIMIZDIR!
Bizim için hüküm Kumandan Mirzabeyoğlu’nun yıllar önce buyurduğudur:
“Bir millete değer verenler bizim gibi insanlardır. Bütün hayat birikimi saçının kelini örtmeye çalışmak, takım elbisesinin üzerinde nasıl durduğuna bakmak, onun bunun elini ve Yahudi’nin şeyini öpmekle geçmiş insanlar değil!”
Bölgemizde ve hattâ dünyada, herhangi bir dine, herhangi bir millete mensup herhangi bir insan için dahi tabiî düşman olan Yahudi-İsrail, bir Müslüman için en baştaki tabiî düşman olarak karşısında durmaktadır. Dolayısıyla, nerede olursa olsun İsrail’in dostu da, o bölgedeki bir insanın, hele hele bir müslümanın ilk hedefidir.
Esas Düşman Amerika, Tabiî Düşman İsraildir ki, İsrail’le dost olan da dini, ırkı, mezhebi, siyaseti ne olursa olsun gayet tabiî bir düşmandır bizim gözümüzde.
“Ortadoğu’da İsrail diye bir devlete yer yoktur!”
Kim “var” diyorsa, tepelenmesi gereken en yakın hedef de odur.
Bugün, artık pişkinliğe varan bir dille İsrailci oluşlarını duyuranların bu açıklamalarıyla, gerçek Müslümanların zihninde kuşkuya yer bırakmayacak şekilde dost-düşman safları netleşmiştir.
İsrail’in dostu, bizim düşmanımızdır!
Aydın KALKAN