ÖLÜM ODASI -B YEDİ- (297) SALİH MİRZABEYOĞLU

ÖLÜM ODASI -B YEDİ- (297) SALİH MİRZABEYOĞLU

TEKRAR DENİZDE
(KENDİ KÜLÜNDEN DOĞAN)

DÜŞVARİ: Kumandan Salih Mirzabeyoğlu’nun 7 Ocak 2016 Perşembe günü Çağlayan’da görülen ve kendisinin de katıldığı duruşmaya dair yaptığımız haber üzerine bir okuyucumuz, sitemizin facebook sayfasında çok hoşumuza giden bir bilgi paylaşmış. Kumandan’ın mahkemeye çıktığı gün yayınlanan KAPTAN KUSTO ve GEMİSİ’ne dair Fransa kaynaklı bir haber… (Şöyle): İBDA Külliyatı’nı takib edenlerin âşina olduğu üzere KAPTAN KUSTO bizzat İSTİKBÂL İSLÂMINDIR tezinin mânâda sembollerindendir. ÜSTAD’ın Kumandan Mirzabeyoğlu’na “Bir takdim yazım olacak, bütün hüviyetin görünecek!” dediği malûm ve meşhur takdiminden – “Tabiat denilen yaratıklar âleminin sırlarını denizlerde arayan ve deniz için hayatı kurcalayan…” (ADIMLAR-Fikir, Kültür, Siyaset Platformu)… Not: Haberde, Kaptan Kusto’nun gemisinin, yoğun bir bakımdan sonra, ikinci defa denize indirildiği bildiriliyor.

*

DENİZ: Lûgat. İlim. Nur… Fransızca, CALYPSO-Dans Müziği. “Hareket ritmi”. (Kaptan Kusto’nun doğduğum sene denize inen gemisinin ismi): 1052= 53: DÜNYA Çapında Bir Hadise. (Takdim yazımın alt başlığı)

*

KAPTAN KUSTO’NUN GEMİSİ. (Kaptan Kusto Gemisi: 478: Cousteau-Fransızca yazılışıyla, “Kusto”… Milahat-Gemicilik. Gemicilik bilgisi: 1477: Teşdid-Hayırlı işe doğru yöneltme. Doğrultma, doğrultulma… Kaptan Kusto Müslüman-Takdim yazımın üst başlığı: 1477: İzzet-Bir kimse zelil iken kavî ve kuvvetli olmak. Ziyâdelik ve üstünlük. Değer, kıymet. Kuvvet. Muteber olmak. Bulunmaz derecede az olan şey… İktinah-Bir işin aslını, esasını, künhünü arama ve anlama. İçyüzüne, derinliğine varma: 1477: Akadça, Kalaşum-Pîr. Maden ocağı. Kan… Yevmiye: “Elime bir genç geçti, pîr geçti, kendi geldi!”… Sümerce, Pîr-Toplamak, yığmak, bir araya getirmek”: 212: Kanas-İbranice, “Bir araya getirmek”. Yolların birleştiği yer… Bir-Mekr. “Mutlak Tevhid mümkün değildir!”: 212: Bir-Kalb, gönül, yüksek dereceler, vavî… Süryanice, Kusoyo Gnizo-Gizli sır: 1261: Mdakyon Dmo-Süryanice, “Kan temizliği”… Süryanice, Mhamsnono-Sabrî, sabırlı: 261: Makir-İbranice, “Tanıdık”… Kürtçe, Avteng-Berzah: 478: KALAŞUM-Akadça, “Pire”… Rüyâda gelen mânâ: Muhyiddin-i Arabî Hazretleri’nin bir yazısında, beni kasden: “Bit —veya pire— hakkında ilk yazan odur!” deniyor… Arnavutça, Pire-Sarhoş. “Aşık”: 217: Curbo-Süryanice, “Kuzgun”. Karga… Keraker-Kuzgun. Karga: 441: Tahattüm-Hatem, yüzük takınmak… Necib Fazıl Kısakürek: 1441: Salih Mirzabeyoğlu… Boşnakça, Buva-Pire: 15: BD-İBDA): 584: ŞER’İYYET-Şeriata uygunluk.

 

ŞERİAT
(YENİ DEVİR)

LEVHA: 19 Nisan 1983… Bir BAYİ’nin önüne geldim… Bayi ve dışarıda duran bir adam… Birden görüyorum ki, özel günlere mahsus büyük puntolar ve siyah başlıklı bir gazete… YENİ DEVİR gazetesine benziyor… Yılana bakarken içimize kurbağa imiş hissi doğması ve o suretin bu mânânın olması gibi, başlıkta içime ŞERİAT doğuyor… Gazeteyi aldım… Bayi, memnun ve mesut… Ben oradan uzaklaşırken, benim hakkımda yanındaki adama muhabbetle “şunun boyuna bosuna bak, işim olmasa, ben de onunla giderdim!” diyor… Eskişehir’de, sokak aralarında dolaşıyorum!

*

Süryanice, HATO HFUĞYO-Yeni Devir: 3525: ŞEHÎD Taha Cizro + SEYYİD Abdülhakîm Arvasî + ESSEYYİD Abdülhakîm Arvasî “Üçışık” + NECİB Fazıl Kısakürek + SALİH Mirzabeyoğlu… Süryanice, MCİSUTO-Cin hastalığı. “İstikbal endişesi, gelecek düşüncesi”. (Cin: Gizli… Urdu dilinde, Hast: Varlık, varolan, hakikat, gerçek… Moğolca’da, Ur-Ağaçtaki nasır, kabarcık, tümör, yumru: 206: Or-İbranice, “Işık, aydınlık”… Moğolca, Ulagada-Konaklayarak yolculuk etmek. Kırmızıya boyanmak. “Allah’ın Celâl ismi nuru”: 1043: Ceyl-Yengeç… Hemze, Allah’ın “Mübdî-Güzel Yaratan” ismi, İlk Kalem mertebesi, Kamer menzillerinden “Yengeç, Ur-Nath, tos vuran, başvuran”… Sa’il-Soru soran, isteyen, taleb eden, dilenci, aday, başvuru sahibi: 101: Sam-Moğolca, “Şiş, çıban, yakış”. İbranice’de Ma’aver, “Yakış”… Te harfi, Allah’ın “Kaabid-Kısıcı, sıkıcı ismi”, Esir mertebesi, Kamer menzillerinden “Kalb”e işaret eder… Süryanice, Dğar-Zikretmek: 1205= 206: Derviş Muhammed-332 mührü. “En büyük ebcedle”… Süryanice, Sizgu: 1523: Sizge-Kumuk dilinde, “Şahıs zamirinin yönelme hâli”… Hırka-i Tecrid: 523: Kelime-i Tevhid-Nuru Mavi): 525: QELOYTO QESO-Süryanice, “Ölüm Odası”.

*

BAYİ’-Satıcı: 83: YENGEÇ… KÜBAS-Başı büyük olan erkek. “Üstadım’ın Bahriye Mektebinde lâkabı; Kocakafa): 1082: SİZGE-Kumuk dilinde, “Zamiri hedefe yönlendiren hâli”… İbranice, Süryanice, TILAİ CSAR FORSOYO-“Tila-i On İranî; Mehdi’yi Hamil On Süvari: 1083: MEHDÎ Salih Mirzabeyoğlu.

 

MAKİNE BİLMECESİ…

LEVHA: Peygamber Efendimiz bizim yatak odamızda uyuyor, ben de salonda dikiş makinesinde dikiş dikiyorum. Peygamberimiz, oğlum 6 aylık Halil İbrahim’in beşiğinde yatıyor gibi bir his içindeyim; makinenin ses çıkarmasından çekiniyorum, ama “uyandırır mıyım?” diye de düşünüyorum. Biraz ürkek uyandım. (Sonra) Kumandanımız’ı evinde ziyarete gitmişiz. Dönmek üzere hazırlandığımızda, ayrılacağız diye ağlamaya başlıyorum. Bana, “Yine gelirsin, yarın değil birkaç gün sonra gelirsin; bu kadar kaptırma kendini, bu kadar yoğun yaşama!” diyor. Uyandım. (Sonra) Uçakla Umre’ye gidiyoruz. İlk önce Medine’deyiz; “Biz acaba Medine’de mi kalacağız, yoksa Mekke’ye mi gideceğiz” diye tereddütten sonra… Hemen Ravza’nın kapısından giriyorum. Zeyneb teyzem bana, Peygamberimiz’in Kabri’ni göstererek, “İşte o pencerelerin olduğu yerde dua et!” diyor. Ben pencerelere yaklaştım, ellerimi pervazlarına dayayıp sesli bir şekilde ağlamaya başlıyorum, ağlayarak uyandım. (Hüda Düzenli)

*

MEHD-Beşik. Döşek. Menba’. Kaynak. Yeryüzü. Dünya. “Besleyip büyüyecek, yetişecek yer olduğu için, Dünya’ya da mecazî olarak Berzah denmiştir. Herşey galibine tâbidir; mecaz, hakikate köprüdür!”: 49: HALÎ-Hal’e âit, tavra âit, şimdiki. “Geçmiş ve gelecek, bir izâfiyet kaydından ibarettir!”… DİKİŞ MAKİNESİ. (Moğolca, Tamirçi-AIet. Beden. Sporcu: Tamirci-Moğolca, “Güçlenmek, güç kazanmak”… Beden’e izafeten yapma varlık, Kal-Moğolca, “Makine, âlet”: 131: Kal-Moğolca, “Dün, yarın”… Zat-ül Hareke-Zatıyla hareketli. Otomatik. “Mazi olmuş, istikbâl de mümkün olma mahiyetiyle var olan, olacak olan”: 1770: Salih İzzet Erdiş Hareketi-Şimdi, hâl… Salih Mirzabeyoğlu: 451= 1450: Ahmed-i Farukî-İmâm-ı Rabbanî… Abdüihakîm. “Büyük ebcedle”: 450: Kaid-ül Ceyş-Kumandan. İdare ve sevkeden): 520: DERVİŞ. (Büyük ebcedle, Abdülhakîm-Ahmed-i Farukî: 450: Sevk-üI ceyş… Sevk-ül ceyş Büyük Doğu: 450 + 1069= 520… Üstadım: Geliyorlar! Makine bilmecesini derinden çözmüş olarak!)… Süryanice, ZAMİNUTO-Hâl: 520: EL-FETTAH-Fetheden. Açan… “Allah’ın 99 güzel isminden biri”

*

HALİL İBRAHİM: 1939: OSMANLI + SELÇUKLU… Süryanice, TAYOYUTO MESTAKLONUTO-Süryanice, “İslâmî Anlayış”. (Kelimeler arasında sızan Derviş Muhammed): 1939: MAŞLEMONO NOQLORO KUSTO- Süryanice, “Müslüman Kaptan Kusto”… TE’SİL-Sermaye vermek. (İbda’: Kârı kendine kalmak üzere birine sermaye vermek): 1940: MAZER-Hazine aramada yardımcı kullanılan bir cin. (Allah’ın Hazinesi, Arş’ın altındadır; ve anahtarı şâirlerin diline verilmiştir)… HALİL İBRAHİM DÜZENLİ: 1015: BD-İBDA.

*

ZİYARET-Görüşmeye gelmek. Bir kimseyi görmeye gelmek: 7616= 5618: DERVİŞ MUAHMMED SEMERKANDÎ-332 mührü… Süryanice, BRİTO-Kâinat. (Kâinat, suyla çevrilmiştir, Allah Arşı onun üstüne istiva etmiştir): 618: DAXVRETA-Gürcü dilinde, “İdam. Ateş, etmek. Delmek, delip geçmek”. (İdam: İdame etmek. Devam ettirmek. Ölmek… Kürsî, Arş altı bir sema tabakası; Abdülhakîm Koltuğu’nun ortasındaki yuvarlak deliği hatırlayınız… Te harfi, ebcedi 400; Allah’ın “Kaabid-Kısıcı, sıkıcı” ismi, Esir mertebesi, Kamer menzillerinden “Kalb ile ilgilidir”… Kâinatı meydana getiren 4 temel unsur, Esir’den yaratılma; ve Esir’in temsilcisi, Ateş… Esir de, hayatın işlediği, şekil ve suret kabul eden Heba’dan; 4 unsurda temsilcisi, su… Sırr: Ateş ve su)… BİRTO-Süryanice, “Dünya. Saray”: 618: BİRTO-Şehir içinde sığınılan kale. “Mazi, istikbâl”. (Moğolca, Tamirçi-Alet. Beden. Ruh bineği: 661: Keramet-Kerametler… Keramet: Veli’nin hâlidir)

*

Süryanice, MDİTO-Medine. Şehir: 460: Hotmo-Süryanice, “Mühür” … HÜKÜMDAR MÜHRÜ: 1614: MÜSTA’LİYE-İstila eden… MEDİNE-Şehir. “Bütün âlemlerce tanınan Allah Sevgilisi’nin bir ismi de Şehr’dir”: 110: HIZAR-Çeviren, kuşatan çit. “Küna”… MAA-Beraber: 110: MÜHELLİL-Lâ İlâhe İllallah’ı tekrar eden… İKTİNA-Sermaye vermek. “Mübdi’-Güzel Yaratan”: 552: NECS-Yerden maden çıkaran.

 

KELİME-İ TEVHİD
(HÜKÜMDAR MÜHRÜ)

MUHYİDDİN-İ ARABÎ Hazretleri: Allah adamlarından bir kısmı tek bir MÜHÜR’dür. (Hatem’dir) O, bir devirde değil, bilâkis âlemde tekdir. Allah onunla MUHAMMEDÎ veliliği bitirir. Veliler içerisinde ondan daha büyük kimse olmaz. Bu noktada başka bir bitiş daha vardır ki, Allah ondan, ADEM Aleyhisselâm’dan son veliye kadarki “umumî veliliği” bitirir. O ise, İSA Aleyhisselâm’dır; Hatm-üI Evliya’dır.

*

LOGOS-Dil, lisân, kâinat nizâmı: 1102: MUHAMMEDÎ… Kâinat lisânla çerçevelendi ve varlık insanla mühürlendi… ADEM (Aleyhisselâm): 1044= 45: DERVİŞ MUHAMMED-442 mührü… HAFÎ-Gizli. Açıkta olmayan. Saklı. (Hafî: Yalın ayak yürüyen veya koşan. Çok ikram eden insan. İnsanı güleryüzle karşılayan… Balık Burcu, unsuru Su, tabiatı Soğuk-Nemli, türü Birleşik, vücutta tesir yeri Ayaklar, simyada Yansıtma safhası… Hafî Gaybı: İsa Aleyhisselâm ve Perşembe günü ile irtibatlıdır. Lâtifesi, lâtife-i hafî’dir. Perdesi, gayet parlak olan, Allah’ın Kayyum ismi nuruna işaret eden siyahtır. Perşembe günü ile ilgilidir. Bu makama Ruhu’l-Kuds derler ve salike Allah’ın Zâtî sıfatları tecelli eder; Hafî gaybı, Allah’ın sıfatıyla bezenir): 690: TAHFİF-İnce ve şeffaf bulut. (Rüyâ’da gelen mânâ; Dolmabahçe Sarayı’nın orada, gökyüzünde bir şeffaf bulut şeklinde Balık görüyorum. Yüzgeçlerini ve kanatlarını nazlı nazlı oynatarak sanki yüzüyor)… Süryanice, LAMFİDO METTARZONUTO-Işık patlaması: 1690: YARUQO MDİNO SOFRO-Süryanice, “Yeşil Medine Yazarı”… BOLU DAĞI KAFTANI. (BD Kaftanı): 690: MEHDÎ KAFTANI.

*

MÜHR-Hatem, isbat, kuş gagası, son. (Levha: 24 Mayıs 1983… Hafif aralık bir göz kapağı… Dikkat edince, tam gelişmemiş bir kuş yavrusunun yayvan gagası oluyor… Uykuyla uyanıklık arası hâlde ve müthiş bir zevk istilâsı altında, bir yazı okuyorum: “Kuş gagasının bir ân yoğunluğunda dudağa benzerliği, cemden işarettir!”… İşaret“ten” sonra “tir” ekini ben içimden tamamlıyorum): 245: CİBRİL-Cebrail Aleyhisselâm. (Süruş-Melek. Cebrail Aleyhisselâm: 566: Seyyid Abdülhakîm Arvasî… Fürfür-Besili koç: 566: Maunet-Allah’ın Salih kullarına imdadı. Rızık. Yardım. Yol yiyeceği)… ERDEM-Usta gemici: 245: ERMED-Kül rengi. Gri… Gözü ağrıyan adam. (Abranî: Gri renk. Ağlayan, dua eden… Gri Allah’ın “Kahhar” ismine işaret eder ve renk üstü, renksizliktir… Koç Burcu, unsuru Ateş, tabiatı Sıcak-Kuru, türü hareketli, yıldızı “Merih-Mirruh”, vücutta tesir yeri Baş-Beyin, simyada Kül etme safhası)

*

MoğoIca, MUHUR-Boynuzu kırık, kesmez, körleşmiş bıçak, mahvolmuş, kırpılmış, meyvesi devşirilmiş, “harf ve kelime üstü”: 260: XERÇENG-Kürtçe, “Yengeç-Nath, tos vuran başvuran”… Süryanice, FARFLUTO TAQEN-Kanat takma: 260: SİNİ YÖPUKU-Finlandiya dili, “Mavi pijama, mavi gecelik”. (Mavi, Kelime-i Tevhid nuruna işaret eder… Süryanice, Helmonoyo-Rüyâ gibi: 154: Mehdi Muhammed)… Süryanice, DMİRO- Mucize: 260: MUHUR-Karaçay Malkar’da, “Sikke, mühür”. (Derviş Muhammed-442 mührü)

*

HÜKÜMDAR MÜHRÜ: 523: KELİME-İ TEVHİD… Süryanice, GEFO TLO-Kanat takma. (Üstadım: “Eşya lâtifleştikçe göze görünmez olur / Solucan kanat taksa yerde sürünmez olur!”… Süryanice, Şoşo-Solucan: “Yere sızan yağmur damlası. Kıpçak lûgatında Meyan kökü, miyan kökü. Miyân, beyin”: 612: Derviş Muhammed): 523: SUKOLO GABORO-Süryanice, “Fikir Kahramanı”… EBU SÜLEYMAN MİRZABEYOĞLU. (Ebu Süleyman: Halid bin Velid ve Süleyman bin Hâlid Hazretleri’nin “Horoz” lâkabı; Kabadayı ve namaz vaktini duyuran… Mirzabeyoğlu: 1321: Kurtubî-Hâlid bin Velid Hazretleri’nin bir kılıcının ismi): 1522: CUTMONOYO-Süryanice, “Osmanlı”… DERVİŞ MUIHAMMED SEMERKANDÎ-442 mührü: “En küçük elcedle”: 533: TOB TOB MBARYUTO-Süryanice, “İfrat hâIde tecrid”… BİNTASYA-Beyinde duygu ve duyu “His birliği” merkezi: 1524: QELOYTO QESO-Süryanice, “Ölüm Odası”.

*

Süryanice, ŞALİTUTO-Hükümdarlık: 1153: MEHDÎ MUHAMMED… Süryanice, ŞALİTUTO TABCO-Hükümdarlık mührü: 566: SEYYİD ABDULHAKÎM ARVASÎ. (Üçışık)… SEYYİD ABDULHAKÎM ARVASÎ + RUHAMA. (Ruhama-Mermerden yapılmış, mermerle ilgili. Fransızca, Mer-Mer; iki deniz. “Abdülhakîm Koltuğu’nu hatırla”: 851: Kazzan-Pire): 1417: NECİB FAZIL KISAKÜREK… SEYYİD Abdülhakîm Arvasî + NECİB Fazıl Kısakürek: 1983: İZZET ERDİŞ… Süryanice, QDAM DERVİŞ MUHAMMED-442 “Mührü” . (İbranice, Mİ?-Kim?: 50: Qdam-Karşılamak. İstikbal etmek… Süryanice, Methavyonuto-Tecelli. Görünme: 934: Derviş Muhammed-442 mührü): 984= 1983: CUBO LUMODO LİKATYUNO-Süryanice, “Haliç Kongre Merkezi”… HALİÇ KONGRE MERKEZİ. (Süryanice, Lumodo-Kongre: 92: Lumodo-Konferans): 1043: CEYL-Yengeç. Çatal tırnaklı Ceylan, boğa, koç vesair hayvanlar.

 

SİHİRLİ KAVAL

LEVHA: 25 Mayıs 1988… Uzun uzun, çok uzun tasarruf ediliyorum… Devamlı LÂ HAVLE çekiyorum… Gözlerim açık ve şuurum yerinde, sakallı, şalvarlı ve sarıklı, Afganlı tipler görüyorum… Biri NEY çalıyor… Biri yüzünü buruşturmuş!..

*

ZAMİR-Ney’e üfleyen: 248: REMMAZ-İşaretlerle, remzlerle konuşan. (Ney’-Ölüm haberi. Kâmil İnsan: 60: SİN harfinin ebcedi – Bu harf Allah’ın “Muhyi-Hayatı ihya eden ismi” ve Su mertebesi ile ilgilidir… Adem “Aleyhisselâm”: 45… Havva “Ana”: 15… Arvasî-Esseyyid Abdüihakîm: 278: Erbaa-Dört… Arub-Erkeğini seven kadın. Kabul edici nefs. Cuma günü. Bayram günü: 278: Rabia-Dördüncü… Sufvan-Atın, üç ayak üzerinde durup dördüncünün tırnağını yere dikip durması: 227: Moğol Mehdi Muhammed… BD-İBDA-Kabul edici dişi: 15: Hud-Ehadiyet sırrı… Moğolca, Togur-Çok güzel kadın. Şeftalu. “Zikreden nefs; kırmızı ve sarı renk”: 1612: Derviş Muhammed… Hollanda dilinde, Kwart-Dörtte bir, çeyrek: 706: Hanedan-Hükümdar, hükümdar çevresi, asil aile. Peygamber sülâlesi… Fikir Kahramanı: 706: Aktör-Amelî, ahlâkî. Aksiyon… Süryanice, Bqino-Boynuz. Kavanoz: 63: Cuzaylo-Süryanice, “Ceylan, tos vuran, başvuran”… Moğolca, Tamala-Şarkı söylemek, melodi mırıldanmak. “Ritm ve ahenk”: 473: Telolo-Süryanice, “Kürsi. Abdülhakîm Koltuğu”… Süryanice, Binz-Akıl. “Kalb ve dil”: 63: Gavno-Süryanice’de, Renk)… Lâtince, COLUBER-Yılan. “Hayat, terzi, davet”: 248: KLEKOVACA-Boşnakca, “Cin, gizli”. (Hazret-i Ali’nin, “Bütün ilim altındaki noktadır” buyurduğu Be harfi: AIIah’ın Lâtif ismi, Cinler mertebesi, Kamer menzillerinden “Mukaddem min-ed delâl”e işaret eder; öne alınmış delile, Takdim’e, “Hacis-İlk fikir onun nefsinde gerçekleşti, Allah düşüncesi”ne… Noktalı harflerle, Kaptan Gusto Müslüman: 302: Derviş Muhammed… İ’cazkâr-Mucizeli olmak. İzinli, icazetli: 1302: Mirzabeyoğlu)… MUHAKKİK-Hakikati araştırıp bulmuş olan: 248: MUHAKKAK-Hakikati belli olmuş… Moğolca, SÂNS-Nefes. Soluk: 171: MİKSAM-İbranice, “Büyücülük”. Tutturmak.

*

Süryanice, NBİYO-Nebi: 78: HAKÎM-Her şeyi yerli yerince eden… İBDA-Yaratmak. İcâd. Köprü: 78: HEGYONO-Süryanice, “Fikir, irade”… Süryanice, MUZİQİ-Musiki, ahenk: 78: SABİE-Romence, “Kılıç”. (Yevmiye: Üstadım, musiki ile ilgili olarak şimdi pek ilgilenemediğini söyledikten sonra, kendi hâliyle ilgili, “Bu, müzik keyfiyetinin üstünde bir şey, anlıyor musun?” dedi… Muhur-Körleşmiş, kesmez. Boynuzu kırık. Kesirli sayıyı tam sayıya, sayıları Mutlak Bir’e, Mutlak Tevhid’e yuvarlamak: 1260: Makir-İbranice, “tanıdık”… Üstadım: “Bildim seni ey Rab, bilinmez meşhur!” … Müz üstü bir keyfiyet… Müz, mânânın öyle aynı, böyle gayrıdır… Gayrı, aynı olunan, yani işin izzeti bakımından üstün olan sözkonusu olduğundadır. Bu ölçüden sonradır ki, Hazret-i Ali’nin hikmeti: “Perde ortadan kalksa da, benim yakînim artmaz!”… Hani, “Kelâm’ın bir cemâli vardır ki, Allah onu inayet ettiklerine gösterir!”; perdenin ötesine muttali olan, perde olsa da olmasa da neticede öyle de böyle de – Hadd-i Zâtı’nca galibine yuvarlanandır. Üstadım: “Bıçaklarım su oldu boyuna bilenmekten / Bitti benlik madenim her ân törpülenmekten!”… Moğolca, San-Bileği taşı. Küstere: 111: Elif-İnsanın duygu, düşünce ve iradî faaliyeti, yâni zanların, Mübdi’ eseri olduğu için ister istemez yuvarlandığı)

Kaynak: Baran Dergisi

Bir Cevap Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

%d blogcu bunu beğendi: