MARİFET DERNEĞİ – ŞEFİK KOCAMAN HOCA: EMRİ VEREN TAYYİP ERDOĞAN!
Bugün sabah saatlerinde yıkımına başlanan ve şu saat itibariyle de devam eden Mahmud Efendi Külliyesi’ne bağlı Kur’ân Kursu ve Medrese binalarının yıkımı hakkında Marifet Derneği güdücülerinden Şefik Kocaman Hocaefendi bir basın açıklaması yaptı.
Kameraların karşısında geçen Şefik Hoca’nın açıklamaları sırasında, arka plânda Kur’ân Kursu yıkımına devam eden iş makinelerinin sesi duyulmakta.
Mahmud Efendi Hazretlerinin ikâmet etmekte olduğu Beykoz Çavuşbaşı’ndaki Mahmud Efendi Külliyesi ile ilgili bu sabah yaşanan YASADIŞI SALDIRI’nın arka plânı hakkında kamuoyunu bilgilendiren Hocaefendi, “yıkım emri”ni veren kişinin bizzat Tayyip Erdoğan olduğunu işaret etti.
Aşağıda, yoruma gerek bırakmayacak açıklıkta ifâde edilen hususlar, Marifet Derneği üzerinden Mahmud Efendi Hazretleri’nin DİN-VATAN ve MİLLET çerçevesinde hadiseyle ilgili muradını ortaya koyan gerçeklerdir.
Şefik Hoca’nın açık bir şekilde ortaya koyduğu bu gerçeklerle birlikte, Mahmud Efendi Hazretleri’ne karşı yıllardır sürdürülen saldırıların sebeblerini, gerçek bağlıları daha iyi anlayacaktır. İsmailağa çevresinde AKP çevrelerince yıllardır yürütülen operasyonu meydana çıkaran bu konuşma, Marifet Derneği üzerinden Mahmud Efendi’nin sarsılmaz iradesine saldıran, İsmailağa Cemaati’ne sızmış Yahudiye Muhtaç Erdoğancı, fitnecileri de panikletecektir kuşkusuz.
Şehid Hızır Ali Muratoğlu ve Şehid Bayram Ali Hoca başta, İsmailağa üzerinde 28 Şubat’ta başlatılan ve 14 yıllık AKP iktidarları boyunca sistemli bir biçimde sürdürülen saldırıların hedefi olan Mahmud Efendi Hazretleri’ne bugün en yakınında bulunan Marifet Derneği üzerinden yürütülen saldırıların açıkca kamuoyuna deklere edilmesi, safların netleştirilmesi açısından hayırlara vesile olacaktır.
Bu çerçevede, Sayın Şefik KOCAMAN Hocaefendi’nin gerçekleştirdiği basın açıklamasının görüntülü kaydı ile birlikte, yazılı metnini de sizlerin DİN-VATAN-MİLLET’i esas alan kıymetli alâkalarınıza sunuyoruz.
ADIMLAR Haber
ŞEFİK KOCAMAN HOCA’NIN 8 ŞUBAT 2016 TARİHLİ BASIN AÇIKLAMASI
Mahkemeye, Savcılığa intikal etmiş bir olay. Savcılıktan ve Mahkemeden bir “yıkım kararı” olmaksızın polis marifetiyle, polis gücüyle geliniyor ve hukuksuz olarak yıkılıyor.
Tabiî diyeceksiniz ki, “niçin böyle bir muameleye maruz kaldınız?”
Marifet Derneği olarak, -basın mensubu arkadaşlarımız da bilirler- birkaç senedir Vatan-Millet bazı mevzuları dile getirdik. Özellikle “güneydoğu” meselesini, “çözüm süreci”ni, Süleyman Şah Türbesi’nin taşınmasını, bunun gibi… ve diğer taraftan da ANADOLU’NUN BİN SENELİK EKSENİNİN KAYDIRILDIĞINI söyledik. Şia, Vehhabi gibi akımların Türkiye’de cirit attığını, Anadolu’nun kendi inanışı olan, anlayışı olan EHL-İ SÜNNET’İN HORLANDIĞINI, İKİNCİ SINIF MUAMELEYE TÂBİ TUTULDUĞUNU dile getirdik.
Bu bağlamda birçok tehdidler de aldık. “Susun! Böyle konuşmayın!” diye…
Biz Din Adamı olarak, Hak bildiğimizi söylüyoruz. Bu bize Allah’ın verdiği bir vazifedir. Burada maruz kaldığımız muamele bugüne kadarki DURUŞUMUZ’dan kaynaklanıyor.
BÜTÜN İŞARETLER DE SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZI GÖSTERİYOR ŞU ÂNDA!
KENDİSİNİN ARKADAŞININ BİNALARI VAR, İSTANBUL’UN TARİHÎ SİLUETİNİ BOZUYOR, FAKAT, DOKUNULMUŞ DEĞİL. ÜNİVERSİTE BİNALARI VAR, BİRÇOK BİNALAR VAR. DAHA ÖNCE BUNLARI SAYDIK.
ONLARA DOKUNULMUYOR, ONLAR “MEVZUAT”A UYDURULUYOR!
Bizim buradaki külliyemiz, (Külliye’yi biz söylüyoruz) mesire yeri olarak kiraladığımız, sözleşmemiz olan bir yer burası. Hiçbir hukuka dayanmadan, şu ân yıkılıyor!
Emirle, şifahi emirle yıkılıyor!
“Hukuk devleti olduğumuzu” söylüyoruz, fakat şifahi emirle yıkılıyor!
Bize şunu söylüyorlardı: “Sizin kurslarınıza dokunulmuyor”
Şu ân Medreselerimiz yıkılıyor bizim. 28 ŞUBAT’I ELEŞTİREN ARKADAŞLARIMIZ BUNA NE DİYECEKLER BİLMİYORUM… O zamanlar gönlümüz rahattı! 28 Şubat zamanında, evet ezildik, üzerimize gelindi, Kurslarımız kapatıldı, fakat “suç”umuz, alnı ak edecek bir “suç”tu Allah katında! Şimdi, neyden içeri gireceğimiz, ne kadar kalacağımız, neyle suçlanacağımız belli değil. Öyle bir ortamı yaşıyoruz.
Hukukun katledildiği bir ortamdayız.
DİK DURUŞUMUZUN BEDELİNİ ÖDÜYORUZ!
Bir takım kimselere “paralel” deniyor, bizim suçumuz da herhâlde biraz fazla DİK OLMAK.
Allah yardımcımız olsun, Mevlâ bu hukuksuzluğa bir dur desin İnşallah… Allah bunlara da akıl-fikir versin. “Vatana-Millete zarar vermesinler” diye.
Dediğimiz gibi, bir daha söylüyorum; ŞU ÂN MARUZ KALDIĞIMIZ MUAMELE BUGÜNE KADAR VATAN-MİLLET VE DİN MESELESİNDEKİ DURUŞUMUZDAN KAYNAKLANIYOR!
Özellikle Bayrakların indirildiği, teröristlerin halaylarla karşılandığı zamanları eleştirdiğimiz için. “ÇÖZÜM SÜRECİ”NİN ÇÖZÜLME SÜRECİNE DOĞRU GİTTİĞİNİ SÖYLEDİĞİMİZ İÇİN üzerimize çok defalar gelindi. Şu kadar söyleyeyim;
– 2010 Ulemâ Toplantısı “Sinan erdem”de yapılacaktı, hiçbir hukuk gösterilmeksizin iptal edildi!
– 2011 Nisan’ında Umre’ye gitmiştik. Orada, Diyanet’in ateşesi “Mahmud Efendiyi Umre’ye çıkarmayın!” diye bize baskı yaptı.
Daha sonra karşılaştığımız zorluklar, muameleler işi bugüne getirmiş bulunuyor. Allah-u Teâlâ Devletimize, Milletimize, Bayrağımıza zeval vermesin! Dinimize imânımıza, ANADOLU’NUN 1000 SENELİK TASAVVUF TEMELLİ EHL-İ SÜNNET ANLAYIŞI’na zarar vermesin, zeval vermesin!
Allah hepinizden razı olsun!
***
Gazeteciler: “Soru alacak mısınız? Soru sorabilir miyiz”
Buyrun.
Gazeteci: “Şifahi emir” dediniz. Şu ânda bir duyumunuz var mı, yoksa tahminde mi bulunuyorsunuz? Bu emir kimden geliyor?”
Buraya gelen hem Emniyet Âmiri olsa gerek, bir de Orman İşletme Müdürümüz, kendilerine biz, BELGE GÖSTERMELERİni söyledik. Neticede bizim bir sözleşmemiz vardı. Bunu siz feshettiniz. Ondan sonra mahkemeye siz müracaat ettiniz. Mahkeme’den “yıkım” veya “el konması” veya “keşif yapılması”nı arzu ettiniz, Savcı da “keşif” gönderdi. “Yıkım”la “el konma”ya, evet demedi kendisi! “Şu ânda belgeniz var mı?” diye sorduğumuzda, bize belge göstermediler! Bu, Emniyet Müdürümüzün de dediği gibi “Valilikten emir geldi” dediler sadece!
Gazeteci: “Bir Vali tek başına bunu yapabilir mi? Yoksa daha yukarılardan mı emir geliyor? Yani, sayın cumhurbaşkanını mı işaret ediyorsunuz?
Yani, az önce söylediğimiz gibi, bütün aldığımız duyumlar, şu ânki muamele sayın CUMHURBAŞKANIMIZI İŞARET EDİYOR, maalesef!
Şunu söyliyeyim: Biz sayın cumhurbaşkanının, bakın tekrar söylüyorum:
BU TÜRKİSTAN MEDENİYETİ’DİR! 1000 SENEDİR BİZ BURADAYIZ! BU VATANIN EVLÂTLARIYIZ!
“BENİM SÜNNÎLİK DİYE BİR DİNİM YOKTUR!” SÖYLEMİNİ ELEŞTİRDİK. KABUL ETMEDİK!
“İRAN İKİNCİ VATANIMIZDIR” SÖYLEMİNİ KABUL ETMEDİK!
SÜLEYMAN ŞAH TÜRBESİ VATAN TOPRAĞIDIR, BUNU TAŞIMAK UYGUN DEĞİLDİR! HİÇBİR TEHLİKE OLMAKSIZIN, BİR EL BİLE ATEŞ EDİLMEKSİZİN ASKERİN ÇEKİLMESİ DOĞRU DEĞİLDİR, DEDİK!
ANKARA’YI VERSEN İSTANBUL’U İSTEYECEK BİR TERÖR ÖRGÜTÜ İLE MASAYA OTURULMAZ DEDİK!
Ve biz bunları hem şifahi yollardan muhatab olduğumuz devlet büyüklerimize aktardık, hem de biz bunları Dergimizde ve Sosyal Medya sayfalarımızdan paylaştık!
Bunların üzerine maalesef bu muameleye maruz kalmış bulunuyoruz!
Gazeteci: “Cezalandırılıyoruz diyorsunuz yani?”
Biz öyle kabul ediyoruz!
Gazeteci: “Peki Cami inşaatı gördük, o da var mı “yıkım kararı” içerisinde?”
Diyorlar ki “Camii yıkmayacağız. Diğer Medrese binalarını, Kur’ân Kursu binalarını falan yıkacağız!” diyorlar. Bilmiyorum ne olacak. Nereye varacak, bilmiyoruz.
Gazeteci: “Kaç senedir devam ediyordu?”
İki senedir takriben.
Gazeteci: “Mahmud Efendi’nin haberi var mı?”
Tabiî ki!
Gazeteci: “Ne yorum yaptı?”
MAHMUD EFENDİ HAZRETLERİ’NİN DUÂSIYLA BİZ BU İŞE BAŞLAMIŞTIK. KENDİSİ “İNŞALLAH YIKMAZLAR” BUYURMUŞTU. FAKAT GELİNEN NOKTA, HERKESİN GÖRDÜĞÜ NOKTA.
Gazeteci: “Bugünkü manzaradan haberi var mı?”
Tabiî!
Gazeteci: “Yorum yaptı mı?”
Üzülüyor! Çokca kelâm buyurmuyorlar zaten. Fakat üzülüyorlar!
***
Süreçle alâkalı şunu da söylemek istiyorum:
Burada bizim çalışmamız iki senedir devam ediyor. Sayın cumhurbaşkanımız buraya geldiler, sayın başbakanımız geldiler, birçok bakanlar da geldiler. Olayı yerinde gördüler, bildiler. Kendilerine çok defalar da sunum yapmış bulunuyoruz resimlerle beraber. Bizatihi kendileri de buraları görüyorlar zaten, buraya geldiler.
“SEÇİMLER” OLANA KADAR BÖYLE BİR SORUNUMUZ YOKTU! SEÇİMDEN SONRA BÖYLE BİR DURUMLA KARŞILAŞTIK. BUNU DA KAMUOYUNUN TAKDİRİNE BIRAKIYORUZ.
MAALESEF “SİYASET” ÇOK TEMİZ BİR MÜESSESE DEĞİL!
Hakkınızı helal edin.