BATI’NIN TECAVÜZ KARNESİ
Batı’nın, bilinen en eski tarihinden bugüne kadar kendi içerisinde yaşadığı ve yaşattığı vahşet kendi “tarih kitapları”nda kayıtlıdır.
Bu vahşet, İskender’den başlayarak Doğu coğrafyasına her tasallutunda benzer neticeleri vermiş ve nihayet “modern zamanlar”da verilen Dünya Harplerinde sayısı yüz milyonu aşan ölümlerle, atalarından aldığı bu barbarlık ve vahşet mirasını sürdürmüştür.
Ortaçağ’da “Cadı Avı” bahanesiyle diri diri yaktıkları, boğdukları, en adi işkencelerde parçaladıkları ve her defasında onlarca kişi tarafından tecavüz ettikleri kendi kadınları ve çocuk yaşlarındaki mazlumlarla birlikte, Latin Amerika’dan Afrika’ya “yerli”, yakın tarihe yaklaşıldığında Vietnam, Kore, Tayland’da “Asyalı”, Cezayir’den başlayıp Eritre’ye, Filistin’den Balkanlar’a, Çeçenya’dan Irak’a ve bugün Suriye’de dahil Müslüman Kadın ve Çocukların namusuna saldıran ve Barbarlık Tarihleri boyunca sayısı bilinemeyecek kadına ve çocuğa tecavüz edip katlebilenden bir “medeniyet”.
Peki, “kadına özgürlük” adı altında, kadına ait mahremiyeti bütün çıplaklığı ile toplumlara servis eden pezevenk zihniyetli, Kadın ve Çocuk Düşmanı Tecavüzcü Batı’nın durumu bugün nedir?
Konunun vicdanları rahatsız edici yönüne binaen fazla uzatmadan, Batı’nın kendi eliyle kaleme aldığı resmi istatistiklerini kısaca ortaya koymak, günümüzde kadın ve çocuklar üzerinde estirdikleri cinsel ve fiziksel terörün bir cüzünü verecektir:
Aşağıdaki resimde (1), Birleşmiş Milletler‘in ulusal düzeyde en son 2013 yayımladığı ve resmi güvenlik teşkilâtlarında kaydedilmiş “Tecavüz Suçu” istatistik verilerini bir grafik şema halinde ortaya koyuşunu görebiliriz. Kayıt altına alınmamış ve korkma, gizli tutma, utanma ve beraberinde getirdiği bir çok sebepten dolayı Tecavüze uğramış insanların açıklamadıkları vakaların yer almadığı, diğer yandan Batı Hayat Tarzı içerisinde yaşanan bu tecavüzlerin “mağdur” tarafından tabiî karşılandığı olayları eklersek, bu insanlık suçunun korkunç boyutlarını belki hayâl edebiliriz.
Bu şemaya göre Avrupalıların “Tecavüz Metropolü” dedikleri İsveç başı çekerken, verilen başka bir detay ciddi anlamda dikkat çekici.
Türkiye’nin de dahil olduğu, 1974’den 2003 yılına kadar görülen Tecavüz suçlarında ki düşüklük, 2003 yılından itibaren tekrar yükselişe geçiyor.
Bununla birlikte son yıllarda Hindistan’da benzer şekilde artış gösteren “toplu tecavüz” fiilinin, İsveç’te, artık günlük adi olaylar şeklinde anıldığını ve haberlerde gündeme dahi getirilmeyen bir tabiîlikte sürdürüldüğünü de kaydedelim.
Fakat tekrar etmek durumunda olduğumuz hadiselerden biriside, İstatistik verilerini açıklayan Birleşmiş Milletler adlı Domuzlar Diktatoryası’nın çeşitli ülkelerde görevlendirdiği kendi elemanlarının tecavüzleridir.
Bu çerçevede geçtiğimiz iki hafta önce Adımlar Dergisi’nde yayınlanan “TECAVÜZCÜYÜ KORUYAN DOMUZLAR VE AVRUPA’DAKİ GERİLİM” haberini tekrar okumalı…
İstatistik verilerde dikkat çekmesi gereken bir ayrı önemli detayı mutlaka fark etmişsinizdir.
Evet, yukardaki resimde sıralanan devletlerin ilk 15’ini Müslüman ülkeler değil Başta Barbar Batı Avrupa, Amerika kıtasında yer alan devletleri, ardından Batı Hayat Tarzı’nın dejenere ettiği ülkeler yer almakta.
Tecavüzle ilgili bazı gerçekler
– Tecavüze uğrayanların %44’ü 18 yaş altıdır.
– Tecavüze uğrayanların %80’i 30 yaş altıdır
– Tecavüz ve cinsel saldırı oranlarının en yüksek olduğu Amerika’da her 107 saniyede bir kadın cinsel saldırıya, tacize maruz kalmaktadır.
– Tecavüz olaylarının %68’i polise bildirilmemektedir. (kayıt ve dolayısıyla istatistik dışıdır)
– Tecavüz suçu işleyenlerin %98’i 1 gün bile cezaevine girmemiştir.
– Tecavüzü gerçekleştirenlerin 4/5’i tecavüze uğrayan kişinin daha önceden tanıdığı kimseler arasındadır.
“Çocukların cinsel istismarı ve tecavüzler”
Bu konuyu ele alırken duyduğumuz rahatsızlık sebebiyle çok kısa değinmek ve en fazla “hangi ülkelerde çocuklara karşı bu suç işleniyor?”un verilerini ortaya koyarak bitirmek istiyoruz!
Yine “kayıtlara geçenler” olarak 2-14 yaşı arasında değişen “çocukları cinsel istismara uğratan ve tecavüz eden” ülkelerin başını Avrupa ülkeleri çekiyor.
Bunların da ilk üçü Almanya, Avusturya ve İsviçre.
Almanya’nın “çocukların cinsel istismarı ve tecavüz suçları”ndaki esnek ceza hukuku dolayısıyla birçok tecavüzcünün tekrar tekrar aynı suçu işlediği bir gerçek. Ülkede senede 300.000’e varan olay gerçekleşirken, Avusturya’da senede 10.000 ila 25.000, İsviçre’de 40.000 ila 50.000 civarında “cinsel istismar ve tecavüz” gerçekleşiyor.
Gelelim özgürlükler ve “çılgınlıklar” ülkesi Amerika Birleşmiş Milletlerine…
Amerika’da her dört kadından biri ve erkeklerin 9% gibi bölümünün 7 ila 11 yaşındayken mutlaka “cinsel istismara veya tecavüze” uğradıkları varsayılıyor. Bu “varsayım” kavramını, yukarıda “buzdağının görünen yüzü” şeklinde verilen istatistiklerden çok daha “doğru” olduğunu Batı Hayat Tarzı’nı gözlemleyebilen her insan bilir.
Amerika’da çocukluktan başlayan bu saldırılar üç ilâ beş yıl sürebiliyor.
Bu konuda altını kocaman harflerle çizmek istediğimiz husus ise, hiçbir ülkenin ciddi bir istatistik veri ortaya koymamaları ve bundan kaçındıklarıdır.
Varsayımlar, istatistikleri yalanlarken, Barbar Batı atalarından tevarüs eden toplumdaki “kadın” anlayışını “küresel” çapta sürdürüyor.
Tecavüz fiilini, “istismar” kavramıyla incelten(!) bir tabiîlikte.
(1) https://en.wikipedia.org/wiki/Rape_statistics
https://en.wikipedia.org/wiki/Rape_statistics#/media/File:Rape_rate_per_100,000_-_country_comparison_-_United_Nations_2012.png
(2) http://www.habervehayat.com/dunyada-en-cok-tecavuz-edilen-ulkeler-hangileri/
(3) https://de.wikipedia.org/wiki/Sexueller_Missbrauch_von_Kindern
Nihan ÖZTÜRK