GÖNÜLDAŞLARIMIZIN “YENİDEN YARGILANMA” TALEPLERİ REDDEDİLDİ!

GÖNÜLDAŞLARIMIZIN “YENİDEN YARGILANMA” TALEPLERİ REDDEDİLDİ!

Gönüldaşlarımızdan Bolu F Tipi Cezaevinde hükümlü olarak bulunan Yavuz Arslan ve hakkındaki karardan dolayı yurtdışında sürgün hayatı yaşayan Mustafa Fişengci hakkında Av. Güven Yılmaz’ın yaptığı “yeniden yargılanma” başvurusu, tek cümlelik kararlarla reddedildi.

Aşağıda gönüldaşlarımız hakkında gayet açık ve hukukî gerekçelerle ortaya konulduğu üzere, yalnız “yeniden yargılanma”nın değil, haklarında başvuru yapılan isimlerin haksız ve hukuksuz şekilde cezaevlerinde tutulduklarını, dolayısıyla asgari hukuk ilkelerinin tatbikinde dahi ilk celsede beraat kararının verilmesi gerektiren dosya hakkında Av. Güven Yılmaz’ın ortaya koyduğu GEREKÇELERİ ve söz konusu hukusuzluğa dikkat çeken dilekçelere HİÇBİR GEREKÇE GÖSTERMEDEN bir-iki cümle ile mahkemece verilen red kararlarını dikkatlerinize sunuyoruz.

Hatırlanacağı gibi, başta İBDA Mimarı Kumandan Salih Mirzabeyoğlu olmak üzere, aralarında Adımlar Dergisi Genel Başkanı Ali Osman Zor, yazarlarımızdan Baki Aytemiz’in de bulunduğu bir çok gönüldaşımız hakkında 25 Ocak 2000 tarihli “Noel Baba” operasyonu dolayısıyla ceza verilmiş ve mahkemenin hiçbir hukuki gerekçe içermeyen “gerekçeli karar”ı geçtiğimiz günlerde açıklanmıştı.

ADIMLAR Dergisi

 

 

YAVUZ ARSLAN’IN YENİDEN YARGILANMASI İÇİN
AV. GÜVEN YILMAZ TARAFINDAN VERİLEN DİLEKÇE

İstanbul 9.Ağır Ceza Mahkemesi Sayın Başkanlığı’na

Dosya no: 2010/91 Esas

YENİDEN YARGILANMA TALEP EDEN HÜKÜMLÜ : Yavuz Arslan

BOLU F TİPİ CEZAEVİ /BOLU

V E K İ L İ : Av.Güven Yılmaz

KONU : CMK 311 madddesi gereğince müvekkil hakkında yargılamanın yenilenmesi kararı verilmesi talebidir.

AÇIKLAMALAR :

1- Müvekkilim hakkında Mahkemenizin 2010/91 Esas 2012/137 Karar sayılı kararı ile duvara “Yaşasın Kumandan Mirzabeyoğlu” yazdığı gerekçesiyle İBDA/C örgütü üyesi olduğu gerekçesiyle mahkumiyet kararı verilmiş ve halen bu cezanın infazı için cezaevinde bulunmaktadır.

2- Bu arada müvekkilin ismini duvara yazdığı ve 28 Şubat döneminin şartlarına göre, İBDA/C Örgütü’nün lideri olduğu gerekçesiyle idam cezasına mahkum edilen ve idam cezasının kalkmasıyla hakkındaki idam cezasının ağırlaştırılmış müebbet hapse dönüşen vekamuoyunda bilinen ismi ile Salih Mirzabeyoğlu olan Salih İzzet Erdiş hakkında İstanbul 14.Ağır Ceza Mahkemesi’nin 1999/19 Esas sayılı dosyası ile yapılan yargılamanın yenilenmesi talebi kabul edilerek hakkındaki infazın durdurulmasına ve tahliyesine karar verilmiş ve yapılan yeniden yargılama sonucunda İstanbul 14.Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2015/210 Esas sayılı dosyası ile görülmekte olan bu davada SALİH MİRZABEYOĞLU (SALİH İZZET ERDİŞ) hakkında BERAAT kararı verilmiştir. (Ek-1)

3- Salih Mirzabeyoğlu hakkında verilen Beraat Kararıoldukça tafsilatlı bir şekilde izah edilmiştir. ÖZETLE;

“İzah olunan tüm bu hususlara; bu bağlamda hükümlü Salih İzzet Erdiş’in yargılamalardaki savunmalarına, yeniden yargılamaya konu önceki mahkumiyet hükmüne esas alınan ve tevilli ikrar olarak değerlendirilen gözaltındaki avukatsız ifadelerine, bununla ilgili gerek suç tarihinde yürürlükteki usul mevzuatı ve gerekse suç ve hüküm tarihinden sonra yürürlüğe giren usuli hüküm ve düzenlemelere, konu 2 ile ilgili AYM hak ihlali kararlarına, ö rgüt mensuplarının hükümlü ile ilgili beyan ve anlatımlarını içeren hazırlık ifadelerinin kollukta avukatsız alınan “ceraim evrakı” niteliğinde oluşuna, hükümlü ile ilgili yakalama ve arama tutanaklarına, yeniden yargılamadaki tanık anlatımlarına, tanık Okan İşgör ile ilgili resmi niteliği haiz bazı bilgi ve belgelere, İstanbul ve Adana DGM Başsavcılıklarınca verilen ve hükümlünün 1997 öncesinde örgütsel bir eyleminin tespit edilemediğini ortaya koyan karşılıklı yetkisizlik kararlarına, TBMM Darbeleri Araştırma Komisyon raporu, gazete yayınları, verilen demeç ve yorumlar ile tüm dosya kapsamına nazaran;

Türkiye’de 1970’li yılların ikinci yarısında kurulan dönemin gençlik hareketlerinden Akıncılar Derneğinin kurucuları arasında yer alıp, daha sonra şair-yazar Necip Fazıl Kısakürek’in kurucusu olduğu ve kökü 1940’lı yıllara dayanan Büyük Doğu adındaki edebiyat ve fikir akımının devamı niteliğinde olduğu kabul edilen İBDA adlı fikir akımını geliştirerek 1984 yılından itibaren İBDA yayınları adı altında sayısı yaklaşık 60’a yakın kitaptan oluşan bir külliyatı meydana getiren; şiir, sanat, estetik, dil, içtimai sistem, iktidar, hakimiyet, politika, devlet, siyaset bilimi gibi geniş bir sahaya hitap eden konuları felsefi, fikri ve ideolojik yönleriyle analiz ettiği ve kaleme aldığı eserlerinde Salih Mirzabeyoğlu müstear adını kullanan ve kamuoyunda da bu adı ile tanınan ve bilinen hükümlü Salih İzzet Erdiş’inTürkiye’de yerleşik laik ve demokratik devlet düzenini benimsemeyen, yerine dini esaslara dayalı yeni bir dünya düzeni hedefleyen bir sistem karşıtı ve muhalif olduğu, hükümlünün eserleri ve konferanslarında dile getirdiği söylemleri ve verdiği mesajların devlet ve toplumun bir kesimini rahatsız edici, çarpıcı, saldırgan, kışkırtıcı ve şok edici, toplum kesimlerinin kahir ekseriyeti tarafından paylaşılmayan fikir ve düşünceler olduğu hususlarında kuşku ve duraksama bulunmamakla birlikte kaleme aldığı eserlerinde ve verdiği konferanslarda dile getirdiği ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 1979 tarihli ünlü Birleşik Krallık / Handyside kararında ifade özgürlüğü kapsamında kabul edilmesi gereken sisteme yönelik karşıt görüş ve fikirlerinin düşünsel ve fikri düzeyi aşarak anayasal düzeni değiştirmeye yönelik bombalama, soygun, ölüm ve yaralama ile sonuçlanan silahlı saldırı biçimindeki şiddet hareketlerini kışkırttığına, bunları teşvik ettiğine, şiddet eylemleri konusunda İBDA/C örgütü mensuplarına emir veya talimat verdiğine, İBDA/C silahlı terör örgütünün kurucusu veya yöneticisi olduğuna, böyle bir silahlı terör örgütünde emir ve kumandayı haiz olduğuna, şiddet eylemlerini sevk ve idare ettiğine, silahlı örgüt üyeleri ile arasında gevşek de olsa hiyerarşik bir bağ ve altlık – üstlük 3 ilişkisi bulunduğuna, önceki mahkumiyet hükmünde kabul edilip benimsendiği şekliyle şiddet eylemlerinin gerçekleştirilmeye başlandığı 1991 – 1992 yıllarından sonra oluşturulan cephe hareketlerinde emir, talimat verme veya sair şekilde yönlendirmesi olduğuna, İBDA/C silahlı örgütünü oluşturduğu ve şiddet eylemlerini gerçekleştirdiği kabul edilen birbirinden bağımsız cephe ve hücre oluşumları ile arasında organik bağının bulunduğuna dair mahkumiyetine elverişli ve yeterli, kesin ve inandırıcı, somut ve objektif hiçbir kanıt mevcut olmadığı,

Aralarında hiyerarşik bir yapılanma olmaksızın birbirinden bağımsız hareket ederek aldıkları kararları faaliyete geçirdiği kabul edilen İBDA/C örgütü mensuplarının gerçekleştirdikleri anayasal düzeni değiştirmeye ve ortadan kaldırmaya yönelik şiddet eylemlerine doğrudan doğruya katıldığı tespit edilemeyen hükümlünün, salt kitaplarından etkilenildiği ve eserlerinin örgüt üyelerinin siyasi ve ideolojik altyapısını oluşturduğu düşüncesiyle söz konusu eylemlerden cezai yönden sorumlu tutulması şeklindeki bir anlayış ve hukuki yorumun kabul edilemeyeceği, önceki mahkumiyet hükmünde kabul edilip hükme dayanak yapılan “lidersiz bir örgüt düşünülemeyeceğinden örgüt mensuplarının Kumandan sıfatı ile lider olarak gördükleri ve bağlı oldukları Salih İzzet Erdiş’in İBDA/C silahlı terör örgütü lideri olduğu ve bu yüzden de örgüt mensuplarının gerçekleştirdiği eylemlerden örgüt lideri olarak sorumlu olduğu” şeklindeki bakış açısının modern ceza hukukunun şahsiliği ve kusur sorumluluğu ilkeleriyle bağdaşmayan, toptancı bir anlayışı ifade eden, deyim yerinde ise örgüte lider bulmaya dönük, dönem hukuku anlayışını ve zorlama bir bakış açısını yansıttığı;

Bu gerekçelerle hükümlü Salih İzzet Erdiş’in üzerine atılı 765 sayılı TCK’nın 146/1 maddesine mümas Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Tamamını veya Bir Kısmını Tağyir ve Tebdil veya İlgaya ve Anayasa ile Teşekkül Etmiş Olan Türkiye Büyük Millet Meclisini İskata veya Vazifesini Yapmaktan Men’e Cebren Teşebbüs Etmek (Anayasayı Cebren İlgaya Teşebbüs) suçunu işlediğine dair her türlü kuşkudan uzak, hukuka uygun kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği, ” anlaşıldığından BERRATİNE karar verilmiştir.

4- Sözkonusu BERAAT kararı ile örgüt lideri olmadığı Mahkeme hükmü ile tescil edilen Salih Mirzabeyoğlu’nun ismini duvarlara yazdığı gerekçesiyle müvekkilin Salih Mirzabeyoğlu’na bağlı bir örgüt üyesi olduğu gerekçesiyle cezalandırılması ve cezaevinde tutulması yukarıda verilen Mahkeme kararının bir cümlesinin müvekkile 4 uyarlanması ile “deyim yerinde ise örgüte üyebulmaya dönük, dönem hukuku anlayışını ve zorlama bir bakış açısını yansıttığı;” anlamına gelmektedir.

5- Salih Mirzabeyoğlu hakkında verilen bu beraat kararı, müvekkil açısından CMK 311 MADDE e) Yeni olaylar veya yeni deliller ortaya konulup da bunlar yalnız başına veya önceden sunulan delillerle birlikte göz önüne alındıklarında sanığın beraatini veya daha hafif bir cezayı içeren kanun hükmünün uygulanması ile mahkûm edilmesini gerektirecek nitelikte olursa” şeklindeki düzenleme gereğince yeni bir olay ve delil niteliğindedir.

6-Keza Salih Mirzabeyoğlu davasındaki beraat kararının gerekçesinde bu ve benzeri davalarda emsal teşkil edecek olan hususlar dikkati çekmektedir. Özellikle başka bir dava için emniyet sorgusunda avukatı hazır olmaksızın ifadesi alınan sanıklar hakkında yeniden yargılama kararı verilen AYM kararına atıf yapılması, yine TBMM Darbeleri Araştırma Komisyon Raporu’na atıf yapılarak dönemin yargılamalarının sorgulanmasına yönelik görüş müvekkil açısından da dikkate alınmalıdır.

7-Müvekkilin emniyet ifadesinde avukat yardımı almaması ile birlikte Yeniden Yargılama talebimize konu Mahkemenizin gerekçeli kararından da görüleceği üzere, müvekkili yargılayan ve hüküm veren Mahkeme üyeleri Osman KAYA, Eşref AKSU ve Mahkeme Savcısı Salim DURAN hakkında görevlerini kötüye kullanmaları nedeniyle iddianame tanzim edilmiştir. Bu husus da CMK Madde 311

c) Hükme katılmış olan hâkimlerden biri, hükümlünün neden olduğu kusur dışında, aleyhine ceza kovuşturmasını veya bir ceza ile mahkûmiyetini gerektirecek biçimde görevlerini yapmada kusur etmiş ise,

Şeklindeki düzenleme içinde değerlendirilmesi gereken bir husustur ve bu nedenle dahi müvekkil hakkında Yeniden Yargılama kararı verilmesi gerekmektedir.

8- Kısaca özetlemek gerekirse,

A- MÜVEKKİL,SALİH MİRZABEYOĞLU LEHİNE SLOGAN YAZDIĞI GEREKÇESİYLE ÖRGÜT ÜYELİĞİNDEN MAHKUM EDİLMİŞTİR. LEHİNE SOLAGAN YAZDIĞI SALİH MİRZABEYOĞLU 5 HAKKINDA İSTANBUL 14.AĞIR CEZA MAHKEMESİ’NİN 2015/210 ESAS SAYILI DOSYASI İLE BERAAT KARARI VERİLMESİ İLE MÜVEKKİL HAKKINDAKİ İDDİALAR DA HUKUKİ VARLIĞINI YİTİRMİŞ OLUP YENİ GELİŞEN BU OLAY KARŞISINDA cmk 311/e FIKRASI GEREĞİNCE YENİDEN YARGILAMA KARARI VERİLMELİDİR.

B– 28 ŞUBAT DÖNEMİ YARGILAMALARI ŞAİBELİDİR VE BU DÖNEMDE YAPILAN SORUŞTURMALAR VE DEVAMINDA VERİLEN KARARLAR YENİDEN YARGILAMA MÜESSESİ KULLANILARAK YENİDEN ELE ALINMALIDIR.

C– ANAYASA MAKEMESİ BAŞKA BİR SANIK HAKKINDA AVUKAT OLMAKSIZIN EMNİYET İFADESİNİN ALINMASINI HAK İHLALİ OLARAK KABUL ETMİŞ VE YENİDEN YARGILAMA KARARI VERMİŞTİR.İSTANBUL 14.AĞIR CEZA MAHKEMESİ’NİN 2015/277 ESAS SAYISLI DOSYASI İLE YENİDEN YARGILAMA YAPTIĞI BU DAVADA DA BURAK ÇİLELİ ve DİĞER 4 SANIK HAKKINDA DA BERAAT KARARI VERİLMİŞTİR. VE BU KARARA DAYANAK YAPILAN AYM KARARI SALİH MİRZABEYOĞLU DAVASINDA DA AYRICA BERAAT GEREKÇESİ OLARAK SUNULMUŞTUR. (Ek-2)

D-MÜVEKKİL HAKKINDA YARGILAMA YAPAN VE HÜKMÜ VEREN MAHKEME ÜYELERİ VE CUMHURİYET SAVCISI HAKKINDA SORUŞTURMA AÇILMIŞVE HAKLARINDA İDDİANAME TANZİM EDİLMİŞ OLMAKLA BU HAKİM VE SAVCILARIN YÜRÜTTÜĞÜ SORUŞTURMA VE YARGILAMALAR ŞAİBELİ HALE GELMİŞTİR. CMK MADDE 311 /C FIKRASI GEREĞİNCE MÜVEKKİL LEHİNE YENİDEN YARGILAMA KARARIVERİLMELİDİR. (Ek-3)

E- MÜVEKKİL 25.08.2014 TARİHİNDEN BU YANA CEZAEVİNDE BULUNMAKTADIR. SUNDUĞUMUZ BİLGİ VE BELGELER DOĞRULTUSUNDA MÜVEKKİL LEHİNE YENİDEN YARGILAMA KARARI VERİLMESİ HALİNDE MÜVEKKİL BERAAT EDECEKTİR.

F -İDDİA ETTİĞİMİZ VE DEVAM EDEN SÜREÇLERİN GEÇECEĞİ ZAMAN DİLİMİ DİKKATE ALINDIĞINDA MÜVEKKİLİN CEZAEVİNDE KALMASI HER GEÇEN GÜN TELAFİSİ İMKANSIZ ZARARLARA SEBEBİYET VERMEKTEDİR. YENİDEN YARGILAMA KARARI VE ADLİ KONTROL İLE HAKKINDA TAHLİYE KARARI VERİLMESİ HALİNDE ŞU ANA KADAR UĞRADIĞI ZARARLAR BİR NEBZE DE OLSA TELAFİ EDİLECEKTİR.

Bu nedenle telafisi imkansız zarara uğramaması adınahalen BoluF Tipi Cezaevi’nde yatan müvekkil hakkındaki MAHKUMİYET HÜKMÜNÜN İNFAZININ DURDURULMASINIve 6 TAHLİYESİNİ talep etmek gerekmiştir.

HUKUKİ NEDENLER : 5271 S. K. m. 311 vd md.ve ilgili mevzuat.

DELİLLER : Mahkeme Başkanlarının beyanları, TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu Raporu ve içerik belgeleri, Ankara 13.Ağır Ceza 2013/43 Esas sayılı dosyası, İstanbul 14.Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2015/210 Esas VE 2015/277 Esas sayılı dosyaları, Hakim ve Savcılar Hakkında açılan soruşturma dosyası, Anayasa Mahkemesi kararı,gazete küpürleri ve sair yasal delil

SONUÇ VE İSTEM : Tüm bu nedenlerle ve re’sen nazara alınacak nedenlerle

1- Özellikle İstanbul 14.Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2015/210 Esas sayılı dosyasından Salih İzzet Erdiş hakkında örgüt lideri olduğu gerekçesiyle açılan davanın BERAATLE sonuçlanması ve müvekkil hakkındaki karara imza atan hakimler ve savcı aleyhinde iddianame düzenlenmiş olması nedeniyle, CMK 311/ c ve e fıkraları gereğince müvekkilhakkında Yargılamanın Yenilenmesi talebimizin kabulüne,

2- Müvekkilin daha fazla telafisi imkansız zararlara uğramaması için hakkındaki mevcut hükmün infazının durdurulmasına ve halen yatmakta olduğu BOLU F Tipi Cezaevi’nden TAHLİYESİNE,

3- Yapılacak Yargılama sonunda müvekkillin Beraati’ne karar verilmesini arz ve talep ederim.

Yargılamanın Yenilenmesini Talep Eden Hükümlü Vekili

Av.Güven Yılmaz

Eki :

1-İst 14.ACM 2015/210 E. Gerekçeli kararı

2-İst 14.ACM 2015/2277E. Gerekçeli kararı

3-Hakim-Savcılar Hakkında Gazete Küpürü

 

YAVUZ ARSLAN’IN YENİDEN YARGILANMASI İÇİN
V. GÜVEN YILMAZ TARAFINDAN VERİLEN DİLEKÇE HAKKINDA MAHKEMENİN VERDİĞİ KARAR:

yavuz

*****

MUSTAFA FİŞENGCİ İÇİN
AV. GÜVEN YILMAZ TARAFINDAN VERİLEN DİLEKÇE

İstanbul 9.Ağır Ceza  Mahkemesi Sayın Başkanlığı’na

Dosya no: 2004/ 138 Esas

YENİDEN YARGILAMA

TALEP EDEN- HÜKÜMLÜ :   Mustafa Fişenkci

V E K İ L İ                            :   Av.Güven Yılmaz

KONU                                 :   CMK 311 madddesi gereğince müvekkil hakkında yargılamanın

yenilenmesi kararı verilmesi talebidir

AÇIKLAMALAR                  :

  1. Müvekkilim hakkında İBDA/Cörgütüne yardım ve yataklık iddiasıyla İstanbul 1 nolu DGM 1999/326 esas nolu dosyası ile kamu davası açılmış ve geçen aşamalardan sonra Mahkemenizin 2004/138 Esas 2008/204 Karar sayısı ile “örgütün lideri konumundaki Salih İzzet Erdiş’in duruşmalara zorla getirilmesini protesto etmek amacıyla bu şahsı cezaevinde ziyaret ederek birlikte duruşmaya gitmeye karar aldıkları ve izinsiz gösteri yapacakları istihbaratının alınması üzerine Kaşgarlı Camii önünde yapılan operasyonda gözaltına alınmaları” gerekçesiyle örgüt üyeliğinden mahkumiyet kararı verilmiştir.
  2. Bu arada müvekkilin kendisi için gösteri yapacağı iddia edilen ve 28 Şubat döneminin şartlarına göre, İBDA/C Örgütü’nün lideri olduğu gerekçesiyle idam cezasına mahkum edilen ve idam cezasının kalkmasıyla hakkındaki idam cezasının ağırlaştırılmış müebbet hapse dönüşen ve  kamuoyunda bilinen ismi ile Salih Mirzabeyoğlu olan Salih İzzet Erdiş hakkında, İstanbul 14.Ağır Ceza Mahkemesi’nin 1999/19 Esas sayılı dosyası ile yapılan yargılamanın yenilenmesi talebi kabul edilerek hakkındaki infazın durdurulmasına ve tahliyesine karar verilmiş ve yapılan yeniden yargılama sonucunda İstanbul 14.Ağır Ceza  Mahkemesi’nin 2015/210 Esas sayılı dosyası ile görülmekte olan bu davada SALİH MİRZABEYOĞLU (SALİH İZZET ERDİŞ) hakkında BERAAT kararı verilmiştir. (Ek-1)
  3. Salih Mirzabeyoğlu hakkında verilen Beraat Kararı oldukça tafsilatlı bir şekilde izah edilmiştir. ÖZETLE;

” İzah olunan tüm bu hususlara; bu bağlamda hükümlü Salih İzzet Erdiş’in yargılamalardaki savunmalarına, yeniden yargılamaya konu önceki mahkumiyet hükmüne esas alınan ve tevilli ikrar olarak değerlendirilen gözaltındaki avukatsız ifadelerine, bununla ilgili gerek suç tarihinde yürürlükteki usul mevzuatı ve gerekse suç ve hüküm tarihinden sonra yürürlüğe giren usuli hüküm ve düzenlemelere, konu ile ilgili AYM hak ihlali kararlarına, örgüt mensuplarının hükümlü ile ilgili beyan ve anlatımlarını içeren hazırlık ifadelerinin kollukta avukatsız alınan “ceraim evrakı” niteliğinde oluşuna, hükümlü ile ilgili yakalama ve arama tutanaklarına, yeniden yargılamadaki tanık anlatımlarına, tanık Okan İşgör ile ilgili resmi niteliği haiz bazı bilgi ve belgelere, İstanbul ve Adana DGM Başsavcılıklarınca verilen ve hükümlünün 1997 öncesinde örgütsel bir eyleminin tespit edilemediğini ortaya koyan karşılıklı yetkisizlik kararlarına, TBMM Darbeleri Araştırma Komisyon raporu, gazete yayınları, verilen demeç ve yorumlar ile tüm dosya kapsamına nazaran;

Türkiye’de 1970’li yılların ikinci yarısında kurulan dönemin gençlik hareketlerinden Akıncılar Derneğinin kurucuları arasında yer alıp, daha sonra şair-yazar Necip Fazıl Kısakürek’in kurucusu olduğu ve kökü 1940’lı yıllara dayanan Büyük Doğu adındaki edebiyat ve fikir akımının devamı niteliğinde olduğu kabul edilen İBDA adlı fikir akımını geliştirerek 1984 yılından itibaren İBDA yayınları adı altında sayısı yaklaşık 60’a yakın kitaptan oluşan bir külliyatı meydana getiren; şiir, sanat, estetik, dil, içtimai sistem, iktidar, hakimiyet, politika, devlet, siyaset bilimi gibi geniş bir sahaya hitap eden konuları felsefi, fikri ve ideolojik yönleriyle analiz ettiği ve kaleme aldığı eserlerinde Salih Mirzabeyoğlu müstear adını kullanan ve kamuoyunda da bu adı ile tanınan ve bilinen hükümlü Salih İzzet Erdiş’in  Türkiye’de yerleşik laik ve demokratik devlet düzenini benimsemeyen, yerine dini esaslara dayalı yeni bir dünya düzeni hedefleyen bir sistem karşıtı ve muhalif olduğu, hükümlünün eserleri ve konferanslarında dile getirdiği söylemleri ve verdiği mesajların devlet ve toplumun bir kesimini rahatsız edici, çarpıcı, saldırgan, kışkırtıcı ve şok edici, toplum kesimlerinin kahir ekseriyeti tarafından paylaşılmayan fikir ve düşünceler olduğu hususlarında kuşku ve duraksama bulunmamakla birlikte kaleme aldığı eserlerinde ve verdiği konferanslarda dile getirdiği ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 1979 tarihli ünlü Birleşik Krallık / Handyside kararında ifade özgürlüğü kapsamında kabul edilmesi gereken sisteme yönelik karşıt görüş ve fikirlerinin düşünsel ve fikri düzeyi aşarak anayasal düzeni değiştirmeye yönelik bombalama, soygun, ölüm ve yaralama ile sonuçlanan silahlı saldırı biçimindeki şiddet hareketlerini kışkırttığına, bunları teşvik ettiğine, şiddet eylemleri konusunda İBDA/C örgütü mensuplarına emir veya talimat verdiğine, İBDA/C silahlı terör örgütünün kurucusu veya yöneticisi olduğuna, böyle bir silahlı terör örgütünde emir ve kumandayı haiz olduğuna, şiddet eylemlerini sevk ve idare ettiğine, silahlı örgüt üyeleri ile arasında gevşek de olsa hiyerarşik bir bağ ve altlık – üstlük ilişkisi bulunduğuna, önceki mahkumiyet hükmünde kabul edilip benimsendiği şekliyle şiddet eylemlerinin gerçekleştirilmeye başlandığı 1991 – 1992 yıllarından sonra oluşturulan cephe hareketlerinde emir, talimat verme veya sair şekilde yönlendirmesi olduğuna, İBDA/C silahlı örgütünü oluşturduğu ve şiddet eylemlerini gerçekleştirdiği kabul edilen birbirinden bağımsız cephe ve hücre oluşumları ile arasında organik bağının bulunduğuna dair mahkumiyetine elverişli ve yeterli, kesin ve inandırıcı, somut ve objektif hiçbir kanıt mevcut olmadığı,

Aralarında hiyerarşik bir yapılanma olmaksızın birbirinden bağımsız hareket ederek aldıkları kararları faaliyete geçirdiği kabul edilen İBDA/C örgütü mensuplarının gerçekleştirdikleri anayasal düzeni değiştirmeye ve ortadan kaldırmaya yönelik şiddet eylemlerine doğrudan doğruya katıldığı tespit edilemeyen hükümlünün, salt kitaplarından etkilenildiği ve eserlerinin örgüt üyelerinin siyasi ve ideolojik altyapısını oluşturduğu düşüncesiyle söz konusu eylemlerden cezai yönden sorumlu tutulması şeklindeki bir anlayış ve hukuki yorumun kabul edilemeyeceği, önceki mahkumiyet hükmünde kabul edilip hükme dayanak yapılan “lidersiz bir örgüt düşünülemeyeceğinden örgüt mensuplarının Kumandan sıfatı ile lider olarak gördükleri ve bağlı oldukları Salih İzzet Erdiş’in İBDA/C silahlı terör örgütü lideri olduğu ve bu yüzden de örgüt mensuplarının gerçekleştirdiği eylemlerden örgüt lideri olarak sorumlu olduğu” şeklindeki bakış açısının modern ceza hukukunun şahsiliği ve kusur sorumluluğu ilkeleriyle bağdaşmayan, toptancı bir anlayışı ifade eden, deyim yerinde ise örgüte lider bulmaya dönük, dönem hukuku anlayışını ve zorlama bir bakış açısını yansıttığı; 

Bu gerekçelerle hükümlü Salih İzzet Erdiş’in üzerine atılı 765 sayılı TCK’nın 146/1 maddesine mümas Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Tamamını veya Bir Kısmını Tağyir ve Tebdil veya İlgaya ve Anayasa ile Teşekkül Etmiş Olan Türkiye Büyük Millet Meclisini İskata veya Vazifesini Yapmaktan Men’e Cebren Teşebbüs Etmek (Anayasayı Cebren İlgaya Teşebbüs) suçunu işlediğine dair her türlü kuşkudan uzak, hukuka uygun kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği, anlaşıldığından BERRATİNE karar verilmiştir.

  1. Sözkonusu BERAAT kararı ile örgüt lideri olmadığı Mahkeme hükmü ile tescil edilen Salih Mirzabeyoğlu’nun duruşmasına gitme hazırlığı yaptığı gerekçesiyle CAMİDE gözaltına alınan müvekkilin Salih Mirzabeyoğlu’na bağlı bir örgüt üyesi olduğu gerekçesiyle cezalandırılması ve cezaevinde tutulması yukarıda verilen Mahkeme kararının bir cümlesinin müvekkile uyarlanması ile  “deyim yerinde ise örgüte üye  bulmaya dönük, dönem hukuku anlayışını ve zorlama bir bakış açısını yansıttığı;” anlamına gelmektedir.
  2. Salih Mirzabeyoğlu hakkında verilen bu beraat kararı, müvekkil açısından CMK 311 MADDE “e) Yeni olaylar veya yeni deliller ortaya konulup da bunlar yalnız başına veya önceden sunulan delillerle birlikte göz önüne alındıklarında sanığın beraatini veya daha hafif bir cezayı içeren kanun hükmünün uygulanması ile mahkûm edilmesini gerektirecek nitelikte olursa” şeklindeki düzenleme gereğince yeni bir olay ve delil niteliğindedir.
  3. Keza Salih Mirzabeyoğlu davasındaki beraat kararının gerekçesinde bu ve benzeri davalarda emsal teşkil edecek olan hususlar dikkati çekmektedir. Özellikle başka bir dava için emniyet sorgusunda avukatı hazır olmaksızın ifadesi alınan sanıklar hakkında yeniden yargılama kararı verilen AYM kararına atıf yapılması, yine TBMM Darbeleri Araştırma Komisyon Raporu’na atıf yapılarak dönemin yargılamalarının sorgulanmasına yönelik görüş müvekkil açısından da dikkate alınmalıdır.
  4. Bugün gelinen noktada o dönemde verilen ve halen infazı devam eden yargı kararlarının adaleti yansıtmadığı, hukuka olan güveni zedelediği, kamu vicdanını rahatsız ettiği artık bilinen bir gerçektir. Kısaca izah etmeye çalıştığımız tüm hususların her birinin tek tek ele alınması ile dahi CMK 311 maddesi gereğince yargılamanın yenilenmesi şartlarının var olduğu ve o dönemde yapılan soruşturmalar ve savcılık hazırlık tahkikatlarının da yeniden gözden geçirilmesi gerekliliği ortadadır.
  5. Bu doğrultuda yapılan yargılama ile savunmalarda belirtilen gerek usul gerekse esasa ilişkin tüm beyanlar dikkate alınmamıştır.
  6. Müvekkilim, olay tarihinde Türk vatandaşı ise de şu an Alman vatandaşıdır. Ve gözetim tarihi olan 27.08.1999 tarihinden önce ve halen Almanya’da yaşamaktadır. 17 Ağustos 1999 depremi sonrası yakınları ve dostlarını ziyaret maksadıyla Türkiye’ye gelmiş ve dosya münderecatından da anlaşılacağı üzere, 17 Ağustos depremi sonrası artçı depremlerin devam etmesi nedeniyle tedbiren burada çadır kuran arkadaşlarını ziyaret maksadıyla geldiği Eyüp Kaşgar Camii avlusundan Emniyet güçleri tarafından alınmıştır. Böylece Türk Filmlerinin hapishane sahnelerinin repliklerinde geçen “tabi tabi seni cami avlusundan alıp getirdiler” cümlesi gerçek olmuştur.
  7. Emniyet ifadeleri avukat olmaksızın alınmış, Mahkemede yaptığı samimi savunmalarında hiç bir eylem ve olaya karışmadığını beyan etmiştir. Nitekim hakkında bu yönde bir itham da bulunulmamıştır. Keza ne üzerinde ne de müvekkile ait başkaca bir yerde (geçici olarak geldiği İstanbul’da bir yeri olmadığından) örgüt üyesi olma ihtimalini ortaya koyacak bir belge, döküman ve delil de çıkmamıştır. O günün yukarıda ayrıntılı şekilde izah ettiğimiz konjonktürel şartlarında örgüte yardım ve yataklık ve arkasından örgüt üyeliğinden zorlama bir mahkumiyet kararı oluşturulmuştur.
  • Emniyet teşkilatının işkence severliği ve adalet mekanizmasının ve özellikle DGM’lerin tartışıldığı ve sorgulandığı o günlerde ve hatta “şu nolu mahkemeler bizdendir” şeklindeki günümüzde devam eden yansımalar ve görev aldıkları dönemlere ilişkin baskı altında tutulduklarını emekli olunca dile getiren hakimlerin varlığı, hukuk adına bu olumsuz şartlar altında temelleri atılmış olan davalarda verilen kararların hak ve adalete uygun olamayacağının en bariz göstergeleridir.
  • Salih Mirzabeyoğlu ismi ile maruf Salih İzzet Erdiş’in yargılandığı Mahkemede verilen kararın gerekçesinde belirtilen “ortada örgüt varsa mutlaka bir lideri de vardır. Bu da olsa olsa bir sürü kitap yazmış ve fikir ileri sürmüş olan Salih Mirzabeyoğlu’dur.” şeklindeki hukukla bağdaşmayan mantık hatası aynı şekilde bu davada da müvekkilim için de yapılmıştır. Salih Mirzabeyoğlu tarafından kurulan İBDA Fikriyatını İBDA/C olarak algılayan Emniyet Mantığı ve bunun üzerine bina edilen İddianame ve karar gibi aynı şekilde müvekkilin örgüt üyeliğine oturtulması da “olsa olsa budur” akıl yürütmesinin bir sonucudur.
  • Özetleyecek olursak cami avlusundan alınan, hiç bir eyleme katılmamış ve üzerinde örgüt üyesi olduğuna dair herhangi bir şüphe uyandıracak bir belge ve eşya çıkmamış iken ve ortada bir şüphe dahi olsa şüpheden sanığın yararlanacağı prensibine rağmen olsa olsa budur kabilinden bir hüküm yürüterek müvekkilin de örgüt üyesi olduğu iddiası hukuki olmayıp farazidir.

 

MÜVEKKİL, SALİH MİRZABEYOĞLU’NUN LEHİNE GÖSTERİ YAPACAĞI ÖNGÖRÜSÜ İLE YAKALANMIŞ VE BU GEREKÇE İLE ÖRGÜT ÜYELİĞİNDEN MAHKUM EDİLMİŞTİR. LEHİNE EYLEM YAPACAĞI İDDİA EDİLEN SALİH MİRZABEYOĞLU HAKKINDA İSTANBUL 14.AĞIR CEZA MAHKEMESİ’NİN 2015/210 ESAS SAYILI DOSYASI İLE BERAAT KARARI VERİLMESİ İLE MÜVEKKİL HAKKINDAKİ İDDİALAR DA HUKUKİ VARLIĞINI YİTİRMİŞ OLUP YENİ GELİŞEN BU OLAY KARŞISINDA CMK 311/e FIKRASI GEREĞİNCE YENİDEN YARGILAMA KARARI VERİLMELİDİR.

 

28 ŞUBAT DÖNEMİ YARGILAMALARI ŞAİBELİDİR VE BU DÖNEMDE YAPILAN SORUŞTURMALAR VE DEVAMINDA VERİLEN KARARLAR YENİDEN YARGILAMA MÜESSESİ KULLANILARAK YENİDEN ELE ALINMALIDIR.

 

ANAYASA MAKEMESİ BAŞKA BİR SANIK HAKKINDA AVUKAT OLMAKSIZIN EMNİYET İFADESİNİN ALINMASINI HAK İHLALİ OLARAK KABUL ETMİŞ VE YENİDEN YARGILAMA KARARI VERMİŞTİR.  İSTANBUL 14.AĞIR CEZA MAHKEMESİ’NİN 2015/277 ESAS SAYISLI DOSYASI İLE YENİDEN YARGILAMA YAPTIĞI BU DAVADA DA (mahkemenizin bu davasının da sanıklarından biri olan) BURAK ÇİLELİ ve DİĞER 4 SANIK HAKKINDA DA BERAAT KARARI VERİLMİŞTİR. VE BU KARARA DAYANAK YAPILAN AYM KARARI SALİH MİRZABEYOĞLU DAVASINDA DA AYRICA BERAAT GEREKÇESİ OLARAK SUNULMUŞTUR. YENİDEN YARGILAMA TALEBİMİZE KONU BU DAVADA DA MÜVEKİLİN İFADELERİ AVUKAT OLMAKSIZIN ALINDIĞI GÖZÖNÜNE ALINDIĞINDA BU NEDENLE DAHİ CMK 311/e MADDESİ GEREĞİNCE YENİDEN YARGILAMA KARARI VERİLMELİDİR.

 

  1. Yargılamanın yenilenmesi kararının kabulü ile yapılacak yargılama sonunda müvekkil

BERAAT edecektir. Bu nedenle telafisi imkansız zarara uğramaması adına hakkındaki

MAHKUMİYET HÜKMÜNÜN İNFAZININ DURDURULMASINI da ayrıca talep etmek gerekmiştir.

 

HUKUKİ NEDENLER: 5271 S. K. m. 311 vd md.ve ilgili mevzuat.

HUKUKİ DELİLLER: TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu Raporu ve içerik belgeleri, İstanbul 14.Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2015/210 ve 2015/277 Esas sayılı dosyaları ve sair yasal deliller

 

SONUÇ VE TALEP  : Tüm bu nedenlerle ve re’sen nazara alınacak nedenlerle

  • Müvekkil hakkında Yargılamanın Yenilenmesi talebimizin kabulüne,
  • Müvekkilin daha fazla telafisi imkansız zararlara uğramaması için hakkındaki mevcut hükmün infazının durdurulmasına,
  • Yapılacak Yargılama sonunda müvekkillin BERAATİ’ne

karar verilmesini arz ve talep ederim.

Yargılamanın Yenilenmesini

Talep Eden Hükümlü Vekili

       Av.GÜVEN YILMAZ

Eki :

1-İst 14.ACM 2015/210 E.  Gerekçeli kararı

2-İst 14.ACM 2015/2277E. Gerekçeli kararı

 

MUSTAFA FİŞENGCİ İÇİN
AV. GÜVEN YILMAZ TARAFINDAN VERİLEN DİLEKÇE HAKKINDA
MAHKEMENİN VERDİĞİ KARAR:

mustafa-fisengci

Konuyla ilgili diğer haberler:

25-ocak-2000-noel-baba-metris-2timthumb timthumb (1)

Bir Cevap Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

%d blogcu bunu beğendi: