VE İFTAR SAATİNDE AÇIKLADILAR: AKP’NİN İHANET ANLAŞMASI
AKP ile İsrail arasında sürdürülen anlaşma görüşmeleri az önce haber kanallarında “son dakika” bilgisi olarak verilirken, “anlaşıldı” bilgisiyle komuoyuna duyuruldu.
Anlaşma ile ilgili AKP’nin işgal ettiği İktidar cenahından ve Amerikancı-İsrailci sözde “İslâmcı” medyadan ses sedâ çıkmazken, ilk açıklamayı İsrail tarafı yaptı.
Yahudi’nin istediklerini aldığını gösterir şekilde kamuoyuna duyurulan bu ihanet anlaşması ile ilgili haber kanallarına bağlanan yorumcuların ortak beyanlarında, anlaşmanın, İsrail’in AKP tarafından tam olarak “güven” aldığının bir göstergesi olarak değerlendirildi.
Önceki değerlendirmelerimizde ve hemen önceki haberimizde kaydettiğimiz üzere, Erdoğan-AKP İktidarının tam bir “ibadet aşkı”yla gerçekleştirdikleri bu “Yahudi’yi meşrulaştırma” süreci sonrasında, AKP İslâmcısı çevrelerin son altı ayda olduğu gibi “Gazze’nin ambargosunun kaldırılması” edebiyatıyla, bu apaçık ihaneti bir “zafer” kılığında sulandırma yoluna gideceklerini tahmin etmek zor değil.
Halbu ki anlaşmada hiçbir şekilde Gazze’nin ambargosunun kaldırılması söz konusu olmadığı gibi, İsrail, hiçbir şekilde AKP tarafından “gaz almak” şeklinde ortaya konulan sözde şartlar da gerçekleşmiş değil.
Netenyahu’nun güya Erdoğan’dan özür dilediği yalanı, tüm dünyanın gözü önünde işlenen ve 4 yıl komada kaldıktan sonra şehid olan Uğur Süleyman Söylemez ile birlikte 10 Türk’ün katledildiği Mavi Marmara saldırısı hakkında Yahudi’nin tüm dünyaya açık bir şekilde özür dilemediği gerçeğini örtmediği gibi, sözde tazminat olarak belirtilen rakamları, mağdur ailelerin reddedişi de, diğer şartın yerine getirilmediğini ortaya koymakta.
Diğer yandan, AKP’nin görüşmelere başladığını duyurduğu gün Türkiye’deki Hamas yetkililerini sınırdışı ederek Hamas’ı düşman gördüğünü ortaya koyan çıkışı, Kıbrıs ve karasularını İsrail’e terk edişi ve Akdeniz’deki Türk Milleti’ne ait “doğal gaz” rezervini İsrail’e peşkeş çekişi, Yahudi’nin en büyük korkusu olan “güvenlik sorunu” karşısında Yahudi’ye NATO üyeliği yolunu açması, Manavgat başta olmak üzere, Türkiye’deki su kaynaklarını İsrail’e peşkeş çekmesi, bu sürecin sadece Yahudi’nin talepleri doğrultusunda ilerlediğini gösterir nitelikte…
Aslında bu görüşmeler kamuoyuna duyurulduğu üzere üç ay öncesinden değil, “Van Minüt” tiyatrosunun 15 dakika sonrasında Tayyip Erdoğan’ın büyük bir siyasi kıvırma ile “İsrail halkından ve sayın Perez’den” özür dilemesi ile başlamıştı. Hatırlanacağı gibi “van minüt” tiyatrosu sonrasında Türkiye’de hükümet tarafından “ayran kabartıcı” gösteriler tertip edilirken, dönemin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu‘nun Erdoğan’ın direktifleriyle İsrail’lilerle Avrupa’da gerçekleştirdiği toplantılar ortaya çıkmış ve AKP’nin Yahudileri rahatlatmak için gizli görüşmeler tertip ettiği basına yansımıştı.
Neticede, dün haberini yaptığımız gibi, REGAİB Kandili’nde Anlaşan, MİRAÇ Kandili’nde Nato’ya Üye Yapan, BERAT Kandili’nde Büyükelçi atanacağını açıklayan AKP’nin, bugün tam da İFTAR Saati’nde nihai mutabakatı imzaladığını Müslüman Anadolu ahâlisi öğrenmiş bulunuyor.
KABUL EDEN DE, SESSİZ KALAN DA, SESSİZ KALMAYANA KARŞI ÇIKAN DA…
Tayyip Erdoğan ve AKP, Amerika’nın başını çektiği BOP Saldırısı’nın EŞ BAŞKANI olarak iktidara getirilmişti. Bu iktidardan istenen iki şey vardı; birincisi İslâm Âlemi’ni işgal etmek, ikincisi Türkiye’de iktidarı zorlayan “radikal İslâm” olarak İBDA’nın önünü kesmek. Bu iki hedefin de siyasi neticesi olarak İsrail’in güvenliğini sağlamak, İktidarın biricik “tarihi misyon”uydu. Bu çerçevede İsrail’in güvenliğini tehdid eden en önemli hedef olan Filistin ve Filistinlileri Irak’ı işgal edip bölüp parçalayarak, aynı şekilde Libya ve Suriye’yi işgal ederek devlet desteğinden mahrum ettiler. Mahrum ettikten sonra, İsrail’e yem eden BOP Plânı ve güdücülerinden EŞ BAŞKAN’ın “van minüt” tiyatrosu ile sahte bir “devlet desteği” ile ümitlendirilen Hamas başta olmak üzere, direnen Filistinliler’i, AKP üzerinden “anlaşma”ya mahkum ettiren bu süreçte, bugün duyurulan bu anlaşma ile Filistinliler’in artık İsrail için bir tehdid olmadığı deklere edilmiş oldu. Artık, bu anlaşmadan güç alan İsrail, Hamas’a “son darbe”yi indirmek için harekete geçecektir. Ve bu girişimlerle eş zamanlı olarak, artık İsrail’in BOP KÜRDİSTANI’nın kurulması önünde hiçbir engel kalmayacağı öngörülmekte. Bu anlaşmanın en önemli sonuçlarından birisi de bu; AKP-İsrail hâmiliğinde bir Kürdistan’ın meşrulaştırılması ile birlikte, Filistin ve Filistinliler’in etkisizleştirildiği, Irak’a BOP Plânı çerçevesinde ihanet edildiği, Libya’ya ihanet edildiği, Suriye’ye ihanet edildiği beyan edilmiş oldu.
ADIMLAR olarak yıllardır ifâde ettiğimiz üzere, ESAS KUTUPLAŞMA bölgemizde “İsrail diye bir devlete yer vardır” diyenlerle, “yer yoktur” diyenler arasında olacak… Bu süreçte AKP hükümeti, yaptığı bu son anlaşma ile safını “İsrail diye bir devlete yer vardır” diyenler cephesinde koymuş bulunmakta. Bununla birlikte, söz konusu anlaşmaya “evet” diyen, teviller getiren, sessiz kalan, sessiz kalmayanlara karşı çıkan kim varsa hepsi İHANET CEPHESİ’ndedir! Mücadele gelinen bu safha itibariyle artık bu şekilde yürüyecektir.
Bu çerçevede Genel Başkanımız sayın Ali Osman Zor’un, AKP tarafından İsrail’le görüşmelere başlandığı şeklindeki açıklamalar üzerine yaptığı değerlendirmelerinde zikrettiği hususlardan; Hükümetin, İnsanımızı İsrail’e ve İsrail’le yaşamaya alıştırması ve buna alışık bir nesil yetiştirdiği gerçeği ile birlikte, AKP’nin “İsrail’le dost ve müttefikiz, İsrail’e muhtacız” açıklamalarının taktik birer açıklama olmayıp, stratejik ve siyasi-politik olarak gereği yapılacak açıklamalar olduğunu ihtar eden tespitlerini tekrar hatırlatmış olalım. İlgili videoları aşağıda tekrar alakalarınıza sunuyoruz.
Milletimizi “alıştıra alıştıra” süreci bu noktaya getiren; Kandil günlerinde ve İftar vakitlerinde İhanetlerini izhar etmekten çekinmeden açıklama yapan AKP Hükümeti, artık Türkiye’nin bir İSRAİL coğrafyası olduğunu ilan etmiş oldu.
Şüphesiz bu açıklamalar ve anlaşmalar Anadolu Ahâlisi’nin yaptığı ve kabul ettiği açıklama ve anlaşmalar olmayıp, defalarca ifâde ettiğimiz gibi, Erdoğan-AKP Hükümeti ile Yahudi-İsrail tarafları arasında yapılan anlaşmalardır.
Neticede İsrail’i kabul eden de, kabul edilmesine sessiz kalan da İslâm Milleti’ne ihanet içerisinde olup, nihâî HESAPLAŞMA’nın düşman cephesinde yer alacaklardır.
ADIMLAR Dergisi
