İNCİRLİK KUŞATMASI
15 Temmuz 2016 emperyalist saldırısı karşısında verdiğimiz şehidler ve gazilerimiz… Onlar, İslâm için kanlarını ve canlarını fedâ eden yiğitler. Onlara selâm olsun!
Maraş’ta o gece bir çatışma ortamı olmadı. Bizler bütün o zaman diliminde olacaklara hazırlıklı olarak “tetikte” bekledik… ADIMLAR Maraş büromuzda toplanmış olarak, bir taraftan olabilecekleri değerlendirirken, diğer taraftan da ülkede ve şehrimizde yaşananları takip etmekteydik. Bir kısmımız da meydanlara dökülen ahalinin arasında, yaşanabilecek gelişmeleri takip etmekte ve bu gelişmeleri en hızlı biçimde Adımlar Maraş bürosundaki karargâha aktararak, durum değerlendirmesi anı anına yapılmaktaydı. Bir taraftan TV kanalları seyrediliyor, diğer taraftan başka illerdeki gönüldaşlarla irtibata kurulup oralardaki gelişmelerle ilgili birinci elden malumat alınmaya çalışılırken, aynı zamanda şehrin çeşitli noktalarındaki -kritik noktalardaki- irtibatlardan, halkın, asker ve polisin durumu ile ilgili bilgiler alınıyordu.
Türk milletinin bekâsına yönelik olarak gerçekleştirilmek istenen Amerikancı saldırının atlatılması sürecinde, kuklanın bertaraf edilmesiyle sürecin bitmeyeceğini, asıl olarak kuklacının, saldırının arkasındaki Amerika’nın şahsında Yahudi-Haçlı Batı emperyalizminin hedef alınması gerektiğini temel hareket noktası olarak işaretlemiştik.
Bu çerçevede, ilk gece “tetikte” beklemenin gereği olarak militan gücün irtibatının kesilmemesi ve daha birçok ihtimâle istinaden aldığımız kararlar yönünde hareket ettik.
AKP iktidarının emperyalizmin kuklası FETÖ’ye karşı almış olduğu tavra rağmen, kuklacılara karşı ikircikli tutumu, kesin tavır alamayışı, o günden bu güne gözlerden kaçmıyor. İktidarın kendi hesapları bir yana, 250 kadar şehid vermiş bir halk olarak bizim böylesi hesaplarımız olamazdı ve Türk milletinin düşmana karşı tepkisi ve nefreti, onları -iktidarı- da kesin tavır alma yönünde cesaretlendirecekti. Savaş meydanında kazanıp diplomasi masasında kaybetme gibi makûs bir talihi olan Türk milletinin bu talihini yenebilmesinin yolu da masaya oturacaklara halkın iradesinin en kesin ve net bir şekilde gösterilmesiydi. Gerisi, onların kendi durumlarını ortaya koyacak olan tercihleri.
Bu çerçevede ister sosyal medyada yaptığımız yazılı paylaşımlarla isterse halkın içerisinde birebir gerçekleştirdiğimiz irtibatlarda, kuklanın bertaraf edilmesinin tek başına yeterli olmayacağını, kuklacının hedef alınması gerektiğini ısrarla vurguladık.
Bizim bu ısrarlarımız, milletimizin de hislerine tercüman olmaktaydı ki Anadolu Gençlik Derneği’nin (AGD) İncirlik’in kapatılmasına dair bir protesto gerçekleştireceğini duyar duymaz, orada olma gerektiğine dair hiçbirimizde bir şüphe yoktu.
Zaman çok kısa olmasına rağmen gönüldaşlar hemen seferber edildi, AGD teşkilatlarıyla irtibata geçildi, gidecek vasıtalar ve kimlerin gideceği, açılacak pankartlar, atılacak sloganlar vs kararlaştırıldı.
Belirlenen hareket saatinde ADIMLAR Maraş büromuzda buluşup İncirlik yollarına düştük.
Biliyoruz ki ülkemiz içerisinde ve bölgemizde buram buram kokan fitne rüzgârının ana bataklığı bu Terör Üssü’nde barınmaktadır. Bu üs ve üscükler kapatılmadan ve Kuzey Atlantik Terör Örgütü NATO üyeliğimizi sonlandırmadan ülkemiz gerçek huzur ve refaha kavuşamayacak ve her geçen gün maneviyatımız daha da çok zedelenecek olmakla birlikte, vatanımız BOP Saldırısı neticesinde bölünme aşamasının eşiğine gelmiş bulunmaktadır.
İncirlik Terör Üssü seferimize orada olabileceklerden ufacık bir şüphe duymadan devam ettik. Gönüldaşlarımızın bu seferimizi olumlu karşılaması, başta İstanbul olmak üzere birçok yerde ses getirmesi ise bizleri daha da memnun etmişti.
AGD’nin toplanma yeri olan bölgeye ulaşmıştık. İnanmış bu kalabalığı görmek, bu tarihi güne şahitlik etmek bizlere onur ve gurur veriyordu. Pankartımızda yazan “Şehitlerin İzinde Yürüyoruz!”un mânâsı üzerindeydik. Çünkü onlar, İslâm için, emperyalist saldırıya karşı koyarken şehid olmuşlardı. Şehid Halil Kantarcı boşuna ölmemişti, ve daha nicesi bu yolda boş yere can vermemişti.
Yürüyüş başladığında, yolun sonuna kurulan kürsünün önüne kadar “AKINCILAR” olarak en önde saf tutup kortejin önünde yürüdük.
Teker teker konuşmalar yapılırken, bizler ise polis barikatı önünde beklemeye geçtik. Kendi arkadaşlarını da şehid vermiş olmalarına rağmen hâlâ “emir kulu” tesellisiyle bizlerin o üsse girmemize engel olmak için bekletilen Anadolu evlâtlarının bize karşı açtığı kalkanların önünde, polis ile göz göze bekliyorduk. Organizasyonu yapan AGD olduğundan dolayı, onların hamlelerine uygun davranma kararı almıştık. Şayet onlardan İncirlik üssüne girmeye dair bir hamle gelirse, bizler tabiî ki en önde olacaktık. İncirlik üssü önünde eylem devam ederken bir savaş uçağının kalktığı gözlerimizden kaçmadı. Kim bilir nereye gitti ve hangi masumların, vatanlarını emperyalizme karşı müdafaa eden hangi yiğitlerin üzerine bombalarını bıraktı.
Geri dönmeden önce, Adana’ya kadar gelmişken, kıymetli Gönüldaşımız Av. Ahmet ARSLAN Bey bizi güzel bir şekilde ağırladı ve kendisiyle hasret gidermiş olduk. Gecenin ilerleyen saatlerinde bu tarihî güne şahitlik etmiş AKINCILAR olarak Maraş’a geri döndük.
Dilerim bölgemizdeki Haçlı işgal üslerinin en önemlisi olan ve attığı bombalarla 5 milyon kardeşimizin kanına giren ve üstelik her ân Türkiye’de de fiîli bir sldırının-işgalin (15 Temmuz’da olduğu gibi) bu belâyı herkes görür ve gerekli tepkiyi ortaya koyar!
Ebubekir İKİZ – ADIMLAR Maraş