GÜNDEM LOZAN…
Gündem Lozan… Meraklısına söyleyeyim, Lozan hakkında ortada dönen fikirlerin kahir ekseriyeti yalan dolandır. İçlerinden bir tanesinin bile, Lozan’daki konuşma tutanaklarını okumadığı hakikati açıktır…
Misâl, adam Heybeliada Ruhban Okulu’nun Lozan’da karara bağlanıp ülkemizi mahv-u perişan eylemek tezgahı kurulduğu üzerine kitab yazıyor. Tek cümleyle, Lozan’da Ruhban Okulları’nın bahsi yoktur.
Eğer yüreğiniz kaldırırsa, alın Kadir Mısıroğlu’nun “Lozan zafer mi hezimet mi” isimli kitabını okuyun. İslâmcı tarih yazımı sefaletinin mümtaz bir örneği olan bu “şaheser”deki iddiaların, bakın büyük kısmı filân demiyorum, TAMAMI yalandır!.. Hata yapılmış da demiyorum, bile isteye YALANdır!.. Lozan’ın ne olduğunu değilse bile en azından ne olmadığını öğrenmek için harika bir eserdir…
Böyle dedik diye, anlaşmayı yapanları yere göğe sığdıramadığımız düşünülmesin… Ama siyaset ve tarih bugünkü sahtekârların konuşacağı şeyler değildir…
Anlaşmalar tapu olmadığı gibi hezimet de olmazlar… Yani adam tenakuza düşerken, sanmayın ki Hak ile bâtıl arasında düşüyor. Çelişkinin iki tarafı da batıl! Bugünkü didişmelere ne kadar da benziyor…
Netice olarak, “sahada kazanıp masada kaybetmek” diye bir şey yoktur… “Hezimet” veya “zafer” anlaşmada değil, öncesinde başlar… Anlaşma, savaşı uzatmamak ve sahadaki durumu kayıtlamak için yapılır… Masaya “kılıç hakkı” ile oturulur ve bu hak meşruiyetini hiç kaybetmemiştir, kaybetmeyecektir.
Yedikleri her haltı “reel politik” isimli sihirli mefhumla temize(!) çıkaranların, reel politiğin geçerli olduğu tek yerde “imân fışkırtan sert idealistler”e dönüşmelerine ne buyurulur?..
Cem TÜRKBİNER