“ZALİMİN KARŞISINDA SUSAN DİLSİZ ŞEYTANDIR!” *

“ZALİMİN KARŞISINDA SUSAN DİLSİZ ŞEYTANDIR!” *

TÜRK SOLU Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Sayın Ali ÖZSOY‘un TÜRK SOLU Gazetesi’nin 526. sayısında “başyazı” olarak yayımlanan makâlesini dikkatlerinize sunuyoruz.

Farklı kesimlere mensup bütün inanan-vatansever Anadolu evlâtlarının gözünü diktiği ilk ihtiyaç, bu topraklarda gerçek bir Adalet anlayışının bir ân önce tesis edilmesidir. Herkesin hakkını alacağı ve yine herkesin tam bir itminan hissi içerisinde mutmain olacağı Adalet, gerçek bir Bütünleşmeyi de sağlayacaktır kuşkusuz.

Bu hedef doğrultusunda, Adaletin tesisi için kendisini dayatan Hesaplaşma Süreci’nin, pek yakın istikbâlde gerçekleşecek olan Son ve Büyük Hesaplaşma öncesinde dikkate alacağı asgari değer Din-Vatan-Millet meselelerinde sergilenen “HAKSIZLIK KARŞISINDA SUSMAMAK” iradesidir.

Bu çerçevede Sayın Gökçe Fırat ve Türk Solu kadrosunun tüm baskılar karşısında takındığı örnek duruşuna dikkat çekmeye devam ediyoruz.

ADIMLAR Fikir-Kültür-Siyaset Platformu

 

“ZALİMİN KARŞISINDA SUSAN DİLSİZ ŞEYTANDIR!” *

“Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır”

“Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır.” Bu söz Hz. Muhammed’in Hadis-i Şerifi’dir. Ve sadece dinimiz İslam’ın değil bütün adalet anlayışlarının omurgasıdır.

Eğer zulme, haksızlığa karşı bir adalet devrimi olmasaydı, İslamiyet bu kadar kısa sürede bu kadar geniş bir coğrafyaya yayılabilir miydi?

Veya Osmanlı bu anlayışla kurulmasaydı altı asır var olabilir miydi?

Adalet tüm insanlar içindir. Sadece bir kesim için değil herkes için haksızlığa karşı çıkmaktır. İnsanlığın var oluşundan beri vardır bu ideal. Tarih boyunca kurulan bütün büyük devletler, bütün güçlü dinler bu anlayışı gerçekleştirebildiği için var oldu. Ve bu adalet duygusu, bu adalet terazisinin sarsıldığı her yerde istisnasız kocaman imparatorluklar, en güçlü devletler yok oldu. Kavimler helak, uluslar yok oldu.

İsminde “adalet” olan bir parti 14 yılda adalet adına her şeyi yok etti Türkiye’de. Önce adaleti yok ettiler iktidara gelince. Şimdi ise her şey yıkılıyor. Ve bu yüzden sadece kendi iktidarını ve varlığını tüketmedi, devletimizi de yok olma noktasına getirdi.

AKP ismi bugün adaletsizlik, kumpas, zulüm ve haksızlıkla eşanlamlıdır. 15 Temmuz’dan sonra bu faşist ve zalim idare tüm millete kasteden bir ölüm makinesine dönüştü. Milyonlarca insanımızı kahreden bir hapis, işkence rejimi kuruldu. Her zamankinden çok bugün, her kesimden insanda haksızlık karşısında isyan duygusu kabardı.

 

Kemal Kılıçdaroğlu: “Dilsiz şeytan olamam”

turk_solu_gokce_firat_kemal_kilicdaroglu_chp_1CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu 28 Eylül günü Tokat’ta fabrikaları kapatılan işçiler ve zorla çift bozdurulan köylülerle geniş bir toplantı düzenledi. Her kesimden insanımızın tek talebini haykırdı. Adalet istiyoruz dedi:

“Bir âlim der ki ‘Adalet kutup yıldızı gibidir. Yerinde sabit durur bütün kâinat onun etrafında döner.’

Adalet budur. Adaletle bir ülkeyi yönetmeyip de kinle, hınçla, intikam duygusuyla yönetirseniz, mazlumlar yaratırsınız.

Bugün 1 milyona yaklaşan mazlum insanımız var. OHAL mağdurları diyoruz biz bunlara. 1 milyona yaklaşıyor.

Ben merak ediyorum; “Fetö, Fetö” diyorlar. Ya düne kadar Fetö ile siz kol kola gezmiyor muydunuz? Birlikte değil miydiniz?

Soruyorlardı: ‘Ne istediniz de vermedik?’ E ben de sordum: Onlar ne istedi de verdin? Bir çıkart şunları da. Daha henüz açıklamış değil. Bu sorunun cevabını almış değilim daha. Soracağım. Sizler de sorun. Her gördüğünüzde sorun.

İl başkanları toplantısında, il başkanlarıma talimat verdim. Nerede bir mağdur varsa mağdurlara sahip çıkacaksınız.

Karşı çıkıyorlar. ‘Vay, Kılıçdaroğlu mağdurlara sahip çıkıyor.’ Evet, sonuna kadar sahip çıkacağım.

Bütün mağdurlara, sonuna kadar sahip çıkacağım. Çünkü zalimin karşısında susan dilsiz şeytandır. Ben zalimin zulmüne direneceğim.”

Herkes Taksim ve Yenikapı Manifestosu’ndan bahsediyor. Ancak Kemal Kılıçdaroğlu gerçek manifestosu budur.

Bu sadece üç ayda yaratılan bir milyon mağdurun değil 14 yılda yaratılan on milyonlarca mazlum ve mağdurun manifestosudur. Kemal Kılıçdaroğlu olağanüstü bir tavır almıyor. Bu “insan olmanın gereğidir” diyor. Ancak önemli bir mevkiinin sahibi olarak bunları söylüyor. Ana muhalefet partisinin genel başkanı, Cumhuriyet’i kuran kurucu parti Cumhuriyet Halk Partisi’nin Genel Başkanı olarak Cumhuriyet’in kurduğu hukuk devleti ve adalet anlayışını 80 milyon vatandaş için savunacağını ilan ediyor.

Ve Türkiye öyle bir ülke olmuş ki… Bu konuşma tek bir televizyon kanalında haber olarak yer alamıyor. Tek bir gazetede özetine bile yer verilmiyor.

Sadece “dilsiz şeytan” olmamışlar. Hem sağır hem dilsiz şeytan olmuşlar. Susmayan, insan olan, dilsiz şeytan olmayı reddeden bir lideri de duymazdan geliyorlar.

“Susarsak, duymazsak sıra bize gelmez, zalimler kervanına en arkadan da olsa biz de katılalım” diyorlar. Muktedire, müstebite, devletin tüm gücünü gasp etmiş zorba zihniyete karşı adaletten yana en ufak insani bir duruş bile korku krizlerine girmelerine neden oluyor.

 

turk_solu_gokce_firat_ali_ozsoy_1Gökçe Fırat asla “dilsiz şeytan” olmadı

Türk Solu gazetesi olarak 14 yıldır CHP’nin politikalarını ve liderlerini çok eleştirdik. Yeri geldi bu çok sert oldu. Ancak vatanımız bugünlere gelmesin diye de aynı CHP ve liderini çok destekledik de. Son dört seçimdeki tavrımız ortadadır. Ve yine CHP’ye karşı yapılan haksızlıklara da -en sert eleştirdiğimiz dönemlerde dahi- “ama”sız karşı çıktık.

Bu bir duruştur. Bu ilk başta başyazarımız Gökçe Fırat’ın duruşudur. Ve bu duruş sadece CHP ve MHP gibi muhalefet partileri için değil bize en zıt, en aykırı düşüncedeki kişiler için de sergilenmiştir.

Senin cephenden, senin kampından, senin tarafından insanlara yapılan haksızlık ve zulüm karşısında durmak doğal ve kolaydır. Bu bir nevi savunma refleksidir.

Ancak adalet anlayışı bundan ibaret değildir. Adalet senin cephende olmayan, senin cenahında olmayan veya hiçbir cephe veya siyasi cenahta bulunmayan kişiler için de ayağa kalkabilmek demektir. Güç dengelerini önemsemeden, kısa veya uzun vadeli çıkarlarını önemsemeden.

“Sadece kendi taraftarlarım için adalet” diyenin zalimden ne farkı kalır? Hangi ulvi düzen böyle kurulabilir? İnsanların insan olmaktan kaynaklanan hakları vardır. Ve sıradan bir Türk vatandaşının, Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet’in eşit vatandaşının da, sırf Türk olduğu için, kardeşim olduğu için hakları vardır.

Türkiye’yi bölmek ve yok etmek isteyen zorba bizi de hep kamplara bölmek, birbirimize kırdırtmak istedi. Gökçe Fırat bu oyunu bozabilen çok az sayıdaki yiğit insandan biriydi.

“Haksızlık karşısında susamam, dilsiz şeytan olamam” dediği için bugün zindanlarda. Ama o zindanda olduğu için de milyonlarca insanın hakkı savunuldu, korundu. Devrimci bir derviş gibi öne çıktı. Şimdi bedelini ödetmek istiyorlar.

 

Berkin de bizim Yasin de

Gökçe Fırat Metris Cezaevi’nden çıktıktan sonra da bu duruşuna koşulsuz korudu. Can Dündar’ın gazetesi Cumhuriyet Gökçe Fırat’a karşı yapılan hukuksuzluk konusunda susmuştu. Ancak Gökçe Fırat asla böyle kıstaslarla karar vermez. Can Dündar tutuklanınca Ergin Konuksever ile birlikte Silivri’de nöbete gittiğinde “büyük ihtimalle burada olduğumuz için bizi de aynı duvarların arkasına atacaklar ama yine de bu nöbet bizim için namus görevidir” demişti.

Gökçe Fırat’ın tavrı, AKP faşizminin belki de insanımız üzerindeki en büyük başarısı olan, artık yerleşmiş “oh olsun”culuk tavrına karşı büyük bir darbe oldu.

Türkiye’de son 14 yılda ahlaki yozlaşmanın en büyük göstergesidir: Mazlum ile değil zalim ile özdeşleşme. Sözde muhaliflerin bile diktaya “oh olsun, onları ben de hiç sevmem” bahanesiyle sığınması. Ezilenle değil diktatörle empati kurmak, “yetmez ama evet” demek.
Gökçe Fırat Ergenekon ve Balyoz sürecindeki büyük zulme ve adaletsizliğe en cesur bir şekilde karşı çıkan ilk aydınlardan biriydi. Ancak 17-25 Aralık’tan sonra sadece hırsızlığa karşı çıktığı için zulüm gören, zindanlara atılanlara da sahip çıktı.

Onun bu tavrına şaşıranlara yanıtı şuydu: “Bu insanların görüşleri ve geçmiş hataları önemli değil. Onun hesabı sorulmuyor ki şu anda. Hırsızlıkları açığa çıkardıkları için haksızlığa uğruyorlar. Dün dilsiz şeytan olmadıysak, asla bugün de olmayı kendimize yediremeyiz.”

Gezi Direnişi sırasında zorbanın kışkırttığı polis terörü sonucu katledilen 14 yaşındaki Berkin Elvan’a da sahip çıktı Gökçe Fırat, aynı iktidarın şımartıp, azdırdığı PKK terörü tarafından vahşice linç edilerek katledilen 16 yaşındaki Yasin Börü’ye de.

Ankara’da tren garı meydanında “Kanlı Başkanlık Yolu” için katledilen gençlerimiz için de, Kızılay’da PKK’lı teröristlerin katlettiği insanlarımız için de isyan etti Gökçe Fırat. Parmağıyla korkmadan katilleri gösterdi. Birinde konuşup, diğerinde susan sahte demokratlardan olmadı.

Ülkücü bir vatansever genç olduğu için bölücüler tarafından şehit edilen Fırat Çakıroğlu’na da sahip çıktı Gökçe Fırat. PKK’nın terör eylemiyle şehit edilen vatansever İslamcı dava adamı Ünsal Zor’un cenazesinde de saf tuttu. Sözde İslamcılar görmezden gelmesine rağmen bu zulmü.

 

İnsan olmaya var mısınız?

Solun sustuğu yerde susmamak. Sağın sustuğu yerde susmamak. Hep adaletten ve mazlumdan yana olmak. Bu bir ahlaki duruştur. Bu size kişisel bir fayda sağlamaz. Gökçe Fırat gibi başınız dertten kurtulmayacaktır büyük ihtimalle. Ama Türk milletini ve vatanını da kurtaracak tek duruş ve ruh budur.

İnsan olmayan ne sağcı, ne solcu, ne Müslüman ne de Türk olabilir. “Yenikapı Ruhu” diye ruhsuzluk, “milli beraberlik” diye beraberce “dilsiz şeytan” olmayı dayatan bir diktatörlük var. Bunu kabul etmeyen CHP’ye de saldırıyorlar. CHP ise “susmayacağız” diyor. Bu yüzden Kemal Kılıçdaroğlu’nun gerçek manifestosu Tokat Manifestosu’dur. Bu ses hepimizin sesidir.

Tek dileğimiz bu sesin de kısılıp gitmemesi, daha da güçlenmesidir. Bunun için hepimiz ses vermeye hazır mıyız?

“Dilsiz şeytan” değil konuşan, haykıran ve susmayan insan olmaya var mısınız?

Ali ÖZSOY

TÜRK SOLU Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni

* TÜRK SOLU – Sayı: 526 – 10 Ekim 2016

 

Not: İktibas etmeye değer bulduğumuz yazıdaki fikirler yazara ait olup, Adımlar’ın ideolojik ve siyasi anlayışına zıt görüşler sitemizi bağlamaz. -Adımlar-

Bir Cevap Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

%d blogcu bunu beğendi: