“İLİŞKİ DURUMU: KARIŞIK”

“İLİŞKİ DURUMU: KARIŞIK”

Amerikalı romancı Henry Miller’ın eserleriyle ilk temasım, romanlarından evvel “Rimbaud Ya da Büyük İsyan” adıyla dilimize çevrilen baş döndürücü biyografisiyle başladı. Miller, bu eserinde, Rimbaud adını ilk olarak gençliğinde aynı çatı katını paylaşmak zorunda kaldığı bir kadından duyduğunu, ona olan nefreti sebebiyle senelerce okumadığını, bu “büyük isyankârı” ancak Paris’e kaçıp yerleştikten sonra keşfettiğini yazar.

İlerleyen zamanlarda onun “ahlâksızlığa” felsefî  elbiseler giydirilmiş otobiyografik romanını okuyunca jeton düştü. Bu Rimbaud tiryakisi kadın, Miller’in yazılarında adını Mona’ya çevirdiği karısı June’un lezbiyen sevgilisiydi. Miller, June ve bu kadın en sefil bohem şartları içinde ve sabahlara kadar edebiyat tartışmaları yaparak aynı evde yaşamış, aynı yatağı paylaşmıştı. Miller karısına çok düşkün olduğunu yazar. Ama bu kadın da öyledir. “Cennette Bir Şeytan” yazarı, başkalarının sırtından yaşamaya alışmış asalak bir adamdı. Bu kadınla birbirlerinden karşılıklı olarak nefret etseler de, pekâlâ aynı yatağın sağ ve sol köşesini paylaşarak yaşayıp gidiyorlardı. Seneler sonra Paris’te yazı çevrelerinde kabul gördükten sonra bunları anlattığı romanlarıyla şöhret olmuş, Bukowski gibi bir sonraki neslin yazarlarına yol açmış, rezilliklerini süsleyerek paraya para dememiştir.

***

Düğün değil, bayram değil, Henry Miller nereden çıktı demeyin. Kürt devleti hedefiyle yola çıkan Barzani ve benzeri Kürtçülerle, Türk Milliyetçiliğini temsil ettiğini iddia edenlerin bir odada buluştuğu ve her iki tarafın karşılıklı nefret eder iken, aynı cazibenin tesirinde birbirine tahammüle mecbur kaldığı, yatağın iki tarafına usulca kıvrıldığı politik şartlarda başka neyi hatırlayabilirdim?

Hepsi sadece beş günlük bir zaman diliminde Ankara’daki odalarda yaşananlara bakın:

21 Şubat 2017… AKP grup toplantısında Başbakan Binali Yıldırım bozkurt selamı yaptı.

25 Şubat 2017… MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, sosyal medya hesabı üzerinden yorumladı: “Başbakan’ın Bozkurt işareti eline yakışmış, samimi ve milli duruşuna tam oturmuştur.”

26 Şubat 2017… Ortadoğu’da ülke sınırlarının yeniden çizilmesi gerektiğini müdafaa eden, Irak işgalinde Haçlı-Batı’ya vatanın (“namus”unun) kapısını içeriden açan Mesut Barzani Türkiye’ye geldi ve onu karşılamak için Atatürk Hava Limanı’na sözde “Kürdistan bayrağı” asıldı.

27 Şubat 2017… Binali Yıldırım’ın “bozkurt” selâmı yapan eli, Türkiye’nin toprak bütünlüğüne saygısı(!) malûm Barzani’yle tokalaştı. Başbakanın “milli duruşuna”(!) yakışsın diye, Kürdistan bayrağı dedikleri paçavra da kadrajın içinde yer aldı.

***

Sarhoşun biri otobüste avazı çıktığı kadar bağırmaya başlar:

– Heeeeyt ulan! Duyduk duymadık demeyin! Önde oturanların hepsi boynuzlu, ortadakiler ibne, arkadakiler de pezevenk!

Otobüs şoförü bir hışım frene basıp, yerinden fırlar ve sarhoşu yakasından tuttuğu gibi cama yapıştırır:

-Lan, şimdi bir daha söyle bakayım! Kimmiş boynuzlu, kimmiş ibne, kimmiş pezevenk?

Sarhoş:

-Ne bileyim? Öyle bir fren yaptın ki hepsi birbirine karıştı.

***

Şoförün fütursuzca girdiği keskin virajlar ve balataları yakarcasına bastığı sert frenler sayesinde, ülke olarak içinde bulunduğumuz ahval ve şerait, müstehcen kelimeleri bir yana bırakarak söylüyorum, şu fıkraya bahis otobüsten farksızdır. Ama ne yazık ki, kör kütük hâliyle bile, inandığı fikre dair, şu sarhoşun gösterdiği nefs emniyeti kaç “dini bütünde(!)” var?

Gökhan YAMANGÜL – 03 Mart 2017

Bir Cevap Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

%d blogcu bunu beğendi: