İSLAM İHTİLÂL VE İNKILÂPÇISININ, İSLAM İHTİLÂL VE İNKILÂBININ DOĞUM GÜNÜ!

“Doğduğum tarih: 9 Mayıs’ın 10 Mayıs’a bağlandığı saatler… Gün: Salı-Çarşamba… Saat: 0.22. Mekân: Erzincan… Arzın canı!..”

Kumandan, Tilki Günlüğü adlı eserinde doğum gününü bu şekilde anlatıyor.

Tevafuk, bu sene de 9 Mayıs’ı 10 Mayıs’a bağlayan gece Salı-Çarşamba…

Yine bir başka tevafuk, Ölüm Odası’nın “Arka Kapak (Akıncı Güç)” başlıklı 360. bölümünün başlangıç kısmı:

“AKINCI… İşte bu sıfat, bundan dört sene önce (1975), “Mutlak Fikir” bağlısı gençleri “renksiz” ve “faşo”lardan kesin sınırlarla ayırıcı bir gençlik ifâdesi olarak kullanıldığında, düşman ve dost gözüken kutublardan üzerine ne tepkiler çekmedi ki… Hem de ne incilerle! // Kendimizi riyâ üslublu tevazu gösterişinden uzak tutarak belirtelim ki, küçük bir grubu gösterici “Biz”, kısa süre içinde Anadolu çapında teşkilatlanma ihtiyacı doğuran büyük bir gençlik ifâdesindeki “Biz”e vesile oldu. // Eşkâli böylece verildikten sonra ismen bilinecek olan “Biz”, “sınır boyunca afyon çekmişlerden” ayrılan ve kanla mücadelesini veren bir gençlik ifâdesine vesile olduksa, bugün yine aynı ruha, “Büyük Doğu İdeali”ne bağlı olarak bu oluştaki payı gündeme getirme durumundayız… Olmuş görünme yüzsüzlüğüyle bu zeminde boy gösterenlerle, yapılarından “olma sancısı” çekenleri ayırt edebilen “sancılılar”, bunun sebebini kendini göz plânına dikici bir davranışla değil, kuşanılmaya çalışılan “Büyük Doğu aksiyon ruhu”nu işaret niyetinde arasınlar… // Tabiatta canlılık ifâde eden her yerde asalakların türemesi gibi, bu canlılıkta zemzem kuyusuna işeme niyetli parsacı çıkışlar, kuşanılması gereken Büyük Doğu ruhuna dil uzatınca, o ruhun kuşanabildiğimizce “verimi”ni göz plânına getirmek, vazife olarak belirir… Nereden nasıl geldiklerini bilmeyenler, nereye ve nasıl gideceklerini de bilmeyen “günün adamları”dırlar… // İşimizin, bu farkı anlayanlarla olduğunu bildirerek ve “Olmamız gereken” yanında aldığımız mesafeye rağmen bunu “Hiç” kabul ederek, 4 sene önceyi hatırlatıcı bir sesle çıkıyoruz… Bu sefer küçük bir grub ifâdesindeki “Biz” değil, aralarından şehid düştükçe şehîdliği isteme şuurundaki gazileri daha yükseğe tırmanıcı bir “Gençlik” ifâdesiyle… // (Dava Çilekeşi’nin hamurkârlığını yaptığı gençliğe “Neredesin?” feryadına, aksiseda gibi “Neredesin?” cevabıyla değil; “Murad edilenin Gölgesi kabul edilebilirsek burdayız, hedefimiz aslı gibi olmaktır!” demek niyetiyle çıktık!) // Bu doğrultuda, YILMADAN / DURMADAN / DURAKSAMADAN!”

Tevafuk, Adımlar’ın da tam dört yılını dolduruyor olması ve üzerine çektiği tepkiler, teşkilâtlanma zarureti ve kanla mücadelesini veren bir gençlik ifadesi ile gazilerimiz ve şehidimizde…

İslâm ihtilâl ve inkılâbı yolunda “Adım” olarak yola çıkmışken, Kumandan’ın bize yakıştırdığı isim olarak “Adımlar” oluşumuz, “Adımlar olun!” emrini idrak edişimiz!

Böyle bir tarihi perspektif içersinde, şu son dört yıllık dönemde, Kumandan’ın, yani devrimin doğum günlerinde neler yapmışız, ne gibi adımlar atmışız?

2014 senesinde, Kumandan’ın doğum gününü, tutuklu bulunduğu Bolu F Tipi Cezaevi önünde, polisle çatışarak kutlamışız. O gün daha isim olarak Adımlar yok ama, Adımlar kadrosuna hayat veren çekirdek kadro olarak, Nuray Zor’u şehid vermiş, şehid vereceğimiz Ünsal Zor ve daha kim bilir içimizden kimlerin şehid düşeceği bir kadro ile daha önce nice vuruşmadan alnının akıyla çıkmış gazilerimizle oradayız. O kutlamanın basına yansıyan haberlerinden bir kaçı:

9 MAYIS 2014 KUMANDAN SALİH MİRZABEYOĞLU’NUN DOĞUM GÜNÜ BOLU F TİPİ CEZAEVİ ÖNÜ

http://www.bolugundem.com/f-tipinde-ortalik-karisti-polis-biber-gaziyla-mudahale-etti-70573h.htm

https://www.sondakika.com/haber/haber-ibda-c-den-cezaevi-onunde-tasli-sopali-eylem-6007252/

2015 kutlamasını, Ünsal Zor’un şehadeti ile yapıyoruz.

Kumandan cezaevinden çıkmış, 6-8 Ekim hadiseleri akabinde Adımlar, emperyalizmin doğrudan hedefine girmişken 2014 Kasım ayında Kumandan’ın Haliç Kongre merkezi’nde vermiş olduğu “Adalet Mutlak’a” konferansı… Adımlar kadrosu olarak Kumandan’ın korumalığını üstlenişimiz. Sonrasında hızla gelişen hadiseler ve 2015 Mart ayının 25’inde Adımlar bürosuna konulan bomba ile Ünsal Zor’un şehid oluşu… İşte, 2015 kutlamasını, Ünsal’ın şehadetinin 40’ına denk gelen bir zaman diliminde, bu tevafuğu birleştirerek yapıyoruz:

ÜNSAL ZOR İÇİN MEVLİD PROGRAMI

2016 kutlaması ise, biraz daha farklı bir şekilde oluyor.

Maraş’ta düzenlediğimiz, “Yaşayan Necip Fazıl: Salih Mirzabeyoğlu” programı ile…

Kumandan’ın doğum günü için Kültür Müdürlüğü’nden tarih alınmışken, sonradan salonun verilmeyeceği söyleniyor. Böylece biz de programımızı özel bir salonu kiralayarak yapmak zorunda kalıyoruz ama salonların dolu olmasından mütevellit ancak 21 Mayıs tarihine gün alabiliyoruz ki, bu tarih de garip bir şekilde Berat Kandili’ne tevafuk ediyor.

Böylece Berat Kandili’nin idrakiyle beraber, Üstad ve Kumandan’ın doğum günlerini de bir arada kutlamış oluyoruz.

YAŞAYAN NECİP FAZIL, SALİH MİRZABEYOĞLU KONFERANSI MARAŞ’TA GERÇEKLEŞTİ

Kumandan’ın, bu konferansta kamuoyuna duyurulmak üzere iletmiş olduğu mesaj şöyleydi:

“Şimdi gündemde başkanlık sistemi tartışılıyor ya… Fransız sistemi, Alman sistemi, Amerikan veya Amerika sistemi filân… Onların birbirinden ayrı olması, başkanlık sisteminin bulunulan ülkeye göre olması gerektiğini gösteriyor zaten.

Mesela “Fransız Başkanlık Sistemi” diyorsun veya “Amerikan Başkanlık Sistemi” diyorsun; bu neyi gösteriyor?

Başkanlık sisteminin iki ayrı ülkede, o ülkenin şartlarına göre olmasını gösteriyor.

Bu mânâda referans gösterme filân ihtiyacına lüzum yok. Fransa’da şöyledir, bilmem nerede böyledir diye referans gösterme ihtiyacına filân lüzûm yok.

Bizim sistemimiz Başyücelik’tir… Başyücelik’in gerçekleşmesi için gerekli sosyal şartlar, keyfiyet, şu, bu ayrı dava… Bu hedeflenmesi gereken bir husustur. Yani şu ânda ne türlü bir başkanlık olursa olsun, bunun istikameti BAŞYÜCELİK olmalıdır!”

Ve yine geçen seneye ait bir kutlama toplantısı haberi:

DEVRİMİN DOĞUM GÜNÜNDE, ANADOLU SAVAŞIN İÇİNDE!

Ve bu gün…

2017’nin şu günleri, Adımlar’ın aynı zamanda 4. senesini doldurmakta olduğu bir zaman devresine denk geliyor oluşu…

Ve başta da belirttiğimiz tevafukla birlikte, böyle bir muhasebeye, nereden gelip nereye gittiğimize dair de bir resmetmeye ihtiyaç hâsıl olmuş olması.

Bugün yine toplantılarımız olacak, yine Kumandan’ı anlamak ve BAŞYÜCELİK istikametinde neler yapabileceğimiz konularında gönüldaşlar ve misafirlerimizle konuşup, tartışacağız.

Kumandan’ın, “Adımlar olun!” emrinin gereğini yapabilmek için…

9 Mayıs 2017 Adımlar