BU DA MI ANTİ-EMPERYALİZM?
BU DA MI ANTİ-EMPERYALİZM?
Ahmet ÖLÇÜLÜ
Anti-emperyalizm nedir, millîlik nedir?
Yalaka gazetecilerimiz çok sağ olsunlar, bunu da ayaklara düşürdüler.
Ülke yöneticileri Batı ile bir şekilde sürtüşmeye mi girdi, bunu hemen anti-emperyalizm, millîlik olarak sunmaya kalkıyorlar.
Oysa anti-emperyalizm, millîlik tarifi gereken şeyler.
Yani herhangi bir meselede, tarafların zıtlaşması, tarafları birbirinin antisi yapmaz. Birbirinin şahsî olarak antisi olanlar, fikri ve ideolojik olarak, politik olarak aynı gayelere de hizmet edebilirler ki, şahsi zıtlaşmalara da bundan dolayı anti-emperyalizm atfedilemez.
Emperyalizm bir sistemdir ve anti-emperyalizm bu sistem kontrolünden çıkmak istemektir.
Emperyalist sistem devam etsin ama ben bu sistem içinde daha bağımsız davranayım diyerek, emperyalist sistemi domine eden güçlerle şahsi sürtüşmelere girmek anti-emperyalizm olmuyor yani. Bu işler, Kumandan’ın vermiş olduğu, “sinek de uçar ama kartal değil” misaline benzer. Her sürtüşme asla taalluk edecek demek değil.
Mesela ülkemizde geçmişte bizim ülkeyi yöneten işbirlikçilerle Amerika arasında çok şiddetli sürtüşmelerin yaşandığı dönemler oldu. Öyle böyle değil, Amerika Türkiye’yi bombalamakla tehdit etmek zorunda dahi kaldı. Bütün bu yaşananlara rağmen, bu sürtüşmelerde başı çeken zamanın liderlerine anti-emperyalizm atfedilmedi. Belki o zaman kavramlar bu kadar ayağa düşmemiş, idrakler bu kadar iğdiş edilmemiş ve propaganda makinesini hiçbir devrin iktidarı en baş tepedekiler kadar kontrolsüz kullanıp bütün mânâ coğrafyasını tarumar etmeyi göze almamışlardı…
Nihayetinde ortada bugün böyle bir durum var, düne göre çok daha hafif sayılacak kimi çekişme ve krizlere anti-emperyalizma atfediliyor.
Niçin böyle olduğunu şimdilik bir tarafa bırakalım ve misal olması bakımından şu aşağıdaki habere bir bakalım:
“Afganistan’dan, ABD’nin planına tepki
ABD’nin yeni Afganistan stratejisini açıklamasının ardından tepkiler gelmeye devam ediyor.
Yeni stratejiye göre ABD’li subaylar gerekli gördükleri durumda ülkenin herhangi bir yerinde operasyon yapabilecek.
ABD Hava Kuvvetleri de Kabil hükümetinden izin almadan bombardıman gerçekleştirebilecek.
ABD Başkanı Donald Trump’ın bu açıklamalarına cevap Afganistan Savunma Bakanlığı Sözcüsü General Devlet Veziri’den geldi. Veziri, yabancı güçlerin kendilerine danışmadan ya da izin almaksızın operasyon gerçekleştirmesinin söz konusu olmadığını ifade etti.”
Görüyor musunuz adamdaki anti-emperyalist tavrı!
Anti-emperyalist Vezir, Amerika’nın ağzının payını nasıl da vermiş, “bizden izinsiz bir şey yapamazsınız!” diyerek nasıl haddini bildirmiş Amerika’ya…
Anti-emperyalizm bu mudur yani?
Ülkede Amerikan askerleri operasyon yapacak, Amerikan askerleri üslerde duracak ama operasyon yapmak için senden izin alacak…
İncirlik geldi aklınıza değil mi?
Şimdi, anti-emperyalizm nedir, ne değildir bu haber eşliğinde bir daha düşünelim. Kime emperyalist, kime anti-emperyalist diyeceğiz, bir daha gözden geçirelim.
Yine bir misal…
Kumandan, 3000 ailenin hâkimiyetinden bahsederken, kendi aralarındaki iç çekişmeye de atıfta bulunur.
Şimdi, bu iç çekişme yaşanmaya devam ediyorken, içlerinden biri menfaati icabı bizden gözükmeye kalktığında, ona bak ne güzel adam mı diyeceğiz?
Mesela 28 Şubat sürecinde böyle şeyler yaşandı, kavga o kadar şiddetli hâle gelmişti ki Mesut Yılmaz’ın kardeşinin evine jandarma dayanmıştı. Yılmaz kendisini kurtarmak için AB’ye tamamen teslim olunca, karşısındakilere de “millî” demek gibi bir garabet hâsıl oldu.
Benzer millîlik edebiyatı yine 90’lı yıllarda devletin kasasını boşaltılırken çokça karşımıza çıktı. Kasaları boşaltanlar, kendilerinin terörle mücadele ettiklerini, yedi düvele karşı aslanlar gibi savaştıklarını söylemekteydi. Hatta bu meseleler Kurtlar Vadisi’ne de konu oldu, malûm. Polat Alemdar, bu nice kahraman bozuntusunu sorguya çektiğinde aldığı cevap aynıydı: Biz devlet için kurşun sıktık vs…
Devlet için mücadele etmenin şartı rüşvet yemek, cukkayı doldurmak mıdır?
Ortalık her zamankinden daha çok sahte kahramanlarla dolu, dikkat edilmezse bu sahte kahramanları gerçek zannedip, hırsızların, üçkâğıtçıların ve hatta bu sahte kahramanların şahsi meseleleri üzerinden emperyalizmanın ekmeğine yağ sürüyor olmak işten bile değil.
Yoksa, “yaşasın anti-emperyalizm- yaşasın Veziri!” diye gırtlağını yırtanlardan olursunuz.