DİYARBAKIRLI YUSUF: “Peşmerge Vatanlarını Savunan Direnişçilerin Kadınlarını Haşdi Şabi’ye satıyor…“
Röportaj…
DİYARBAKIRLI YUSUF:
“Peşmerge Vatanlarını Savunan Direnişçilerin Kadınlarını Haşdi Şabi’ye satıyor…”
– Öncelikle kendinizi biraz tanıtır mısınız, okuyucularımız için?
“İsmim Yusuf, aslen Diyarbakırlıyım, yani Diyarbakır doğumluyum. Türkiye‘nin farklı illerinde büyüdüm, uzun süre gezdim. Adana‘da bir 15-18 yılım geçti. Çevrem de genellikle Adana‘dadır, Adanalıdır.“
– Geçmişten beri Batı saldırganlığı karşısında verilen kurtuluş savaşlarında cephelerde de yer aldınız. Afganistan, Irak ve Suriye…
“Evet, Batı’nın, zaten 2001 de söylediği gibi o zaman ki terör örgütü lideri ABD başkanı BUSH‘un, “bu bir Haçlı Seferi’dir” deyip İkiz Kuleler üzerinden İslâm topraklarını işgâl etmeye başladığında, Allah’a hamd olsun atalarım gibi bu kurtuluş mücadelesindeki saflarda yerimi aldım. Gerek Afganistan, gerek Irak, gerek Suriye… Allah nimet olarak bahşetti. Ve bir çok zulme, bir çok sıkıntıya ve o bölgelerin siyasî ortamlarına da şahid oldum.”
– O vakit söylecekleriniz çok aydınlatıcı olacak inşallah, okuyucularımız, bizi takip edenler için. Ya da dost olan her kesim için. Bir kardeşinizin de sehid olduğunu söylemiştiniz…
“Allah’a hamd olsun. Bir kardeşim Türkmen dağında Haçlı koalisyonunun bombardımanında, Cuma namazı sırasında camiinin bombalamasında, şehid olan 103 kişiden biriydi.”
– Allah rahmet eylesin.
“Âmin. Diğer kardeşim de yine atalarına yardıma gelen diğer müslümanların Türkmen bölgesi olan Telafer’de Türkmenlerle beraber gerek Haçlı koalisyonuna, gerek PEŞMERGEYLE, gerek Haşdi Şabiyle, gerek PKK ile mücadele ediyor. Tabi gündem şu anda Telafer’in düşmesi ile alâkalı.”
– Ben de oraya gelecektim şimdi… Şu an Telafer ile ilgili büyük bir sansür var. Bugün Arakan etrafında oradaki kardeslerimiz ile ilgili -ki orada yirmi yıldır süren benzer bir süreç var-, haberlerle Telaferi’in üstü örtülüyor. Telafer’de yaşananları örtmek maksadıyla bir hamaset güdülüyor. Okuyucularımızı aydınlatmak için Telafer’de neler oluyor, anlatır mısınız?
“Musul katliamı yapıldığı zaman, koalisyon, Haşdi Şabi ve PEŞMERGE, Belçika, ki bütün ülkeleri biliyoruz, 120 bin askeriyle hiçbir sınır tanımadan uçaklarıyla katliam yapıldığında, bunu Kudüs’de bir imamın ayağına kurşun gelmesiyle örtmüşlerdi. Bir hafta boyunca vay imamın ayağına kurşun geldi, imam şöyle oldu, böyle oldu.”
– Tabi onu da istemeyiz de. Propaganda olarak söylüyorsunuz…
“İşte önüne engel koydular. Şu ânda Arakan’daki müslümanlara yapılan bir zulüm var. Ki bu yeni değil, 1964’den beridir. Ki Arakanlı general de açıklama yapmıştı, “bu bize verilen görevin devamıdır ve sonuna kadar gidilecektir.” Kırk yıldır Arakan’da bu katliamlar yapılıyor. Lâkin neden şimdi gündem edilmeye başlandı? Çünkü Telafer katliamında hiç bir müslüman, Türkmen kalmadı, hepsini biçtiler, çoluk çocuk; hatta şöyle söyleyeyim, aldığım haberlerde sokakların çocuk ve kadın cesetleriyle dolu olduğunu söylüyorlar. Ve bunu utanmadan, PEŞMERGENİN adamları, HAŞDİ ŞABİ’nin adamları, twitter hesaplarından yayımladılar, “bakın neler yapıyoruz” diye. Ki Haşdi Şabi’nin mezhepci bir yaklaşımı var. Katliam yaparken bununla övünür Haşdi Şabi. bir video yayınlamışlardı bundan üç ay önce, hiç unutmuyorum. Altı tane kadar kız ve erkek çocuğunu yere yatırıyorlar Musul‘da ve, “bakın size ne yapıyoruz Sünnîler” diye tarıyorlar. Yani bir mezhepçi yaklaşımla katliamdan hiç çekinmiyor. Bu öyle bir hâl aldı ki bizim devlet yetkililerimiz de bunu artık görmüyor. Dünya kadar Türkmen kardeşlerimiz üzerine siyaset yapanlar, direnişin kalesi gibi olan TELAFER ve Felluce gerçekten semboldür… Bunlar, 2003’den beridir en büyük direnişler burada gösterildi. Felluce alındı, oradaki katliamlar zaten hiç duyulmadı. Sadece bir gecede yapılan bombardımanda 1800 civarında insan katledildi… Ve bunu sevinçle yayınladı kukla Irak Hükûmeti. Hiç kimseden ses çıkmadı. Ki oralar geçmişte ve hâlâ böyle, bizim kardeşlerimiz. Geçmişte bizim topraklarımızdı… Osmanlı’nın çocuklarıydı onlar da.”
– Kulağımıza şey geliyor… Telafer’deki Türkmen, hatta Kürt, Arap, Ehli Sünnet hanımların gözleri önünde kocaları ve erkek kardeşleri katlediliyor. Ondan sonra bu hanımlar Haşdi Şabiye PEŞMERGE tarafından para karşılığında satılıyor. Yani bu ciddi bir sektör haline gelmiş, yanlış mı duyuyoruz?
“Bu haberlerin tamamı doğrudur. Bahsettiğiniz unsurlar tarafından Telafer’e zaten direnişin kalesi olduğu için ciddi bir öfke var 2003’den beri. Gerek Etnikçi Peşmerge, yani KÜRTÇÜLER olsun, ki ben bir müslüman bir Kürt olarak onlardan beri olduğumu her yerde ilân etmişimdir, gerek ırkçı Kürtçülerden olsun, gerek mezhepçi Haşdi Şabi’lerden olsun, şu ânda Peşmergeye sığınan, güvenen ve esir edilen ailelerin kadınları beş bin, altı bin dolar gibi bir para karşılığı satılıyor HAŞDİ ŞABİ’YE. Yedi yüz kadar erkek teslim oldu. Yani Peşmerge’ye güvenip teslim oldu.
– Bu karşılıklı anlaşma, aileler zarar görmesin diye teslim olma üzerine…
“Evet aynen öyle. Onun üzerine bir anlaşma yapılıyor. Ve bunlar bizzat görüştüğüm insanlar. Mesela bir hanımefendi ile görüşmüştüm, “kocamı gözümün önünde vurdular, toplu mezara attılar” dedi. Aynı şekilde erkeklere işkence yapıp, bunu da bizzat bir Peşmerge’den duymuştum, erkeklere işkence edip eşlerinin, çocuklarının karşısında küçük düşürüp, sonra götürüp toplu mezarlarda infaz ettiklerini söylediler. Bu da yeterli değil, zaten Peşmerge’nin twitter hesaplarından bunların resimleri paylaşıldı.”
– Örtülen bir şey değil yani.
“Örtülen bir şey değil, kesinlikle. Sadece bizim medyamız örtüyor.”
– Dolayısıyla devletin haberi yok denilemez… Türkiye Cumhuriyeti’nin de haberi var.
“Hatta o katliamın olduğu gün Çavuşoğlu Kerkük’e gitti.”
– Hakan Fidan da her hâlde o günlerde gitti?
“Bugün gidecek diye biliniyor. Yani bu konuda hükûmet, “Türkmen kardeşlerimiz” diye siyaset güttüğü hâlde hiçbir şey yapmıyor, hiçbir müdahalede bulunmuyor. İslâmî bir parti olduğunu iddia ediyor, bu ideoloji de ilerlediğini iddia ediyor, lâkin bu kardeşlerimiz için hiçbir müdahelede bulunmuyor.
– İrade olsa müdahale alanı var, bazı şeyler yapılabilir; değil mi?
“Tabii muhakkak ki, yani bugün biz hiç kimseye, “ordunuzu yollayın savaşın” demiyoruz. Hani ordumuzun oraya inmesine gerek bile yok. Bunu siyasî süreçle de emin olun iki günlük bir zamanda halledebilirler. Ki ben bunun en basit örneğini söyleyeyim. Mesela bir Rıza Rezzab olduğu zaman yahut diğerlerinden onlara para aktaranlardan biri olduğunda, beraber çalıştıkları biri, iki üç günde her şeyi halledebiliyorlar. Amerika da bile olsa. Mesela iktidarlarına göz diken “fetö” söz konusu olduğunda görüyoruz neler yapabiliyorlar. Sapla saman karışabiliyor hiç acımıyorlar. Ama orada savunduğu ideolojinin kardeşi var. Türk ve Müslümanlar var. Ve bunlara düşmanlığın tek sebebi dinlerini yaşamak istemeleri ve Haçlı işgâlcilere eyvallah etmemeleri 2003’den beri. Bunun intikamını alıyorlar şu ân.”
– Biliyorsunuz Barzanî kuvvetleri, etnik Kürtçüler, Irak işgâli 2003’de başladığında ilk o zaman Amerikan uçakları korumasında güneye doğru, işte Musul’a, Telafer’e, kendi bölgelerindeki bütün Ehli Sünnet Arap ve Türkmen köylerini yağmalamışlardı. İşte kadınlarına yapılanlar var. Genelde bunları biz yazdık. Bu önceden beri yapılan şeylerdi. Şimdi benzer bir süreç devam ediyor ama medyada yok.
“Medya da kesinlikle yok. Hatta bazen idrak bile edemiyorum artık. Bu kadar bir zulmü nasıl örtebiliyorlar. Nasıl bir algıları ve kalpleri var ki, insanlık namına bunu yapmaları lâzım ama hiçbir müdahale yok. Zaten medya, yandaş olsun, yiyici olsun, yalaka olsun, bu medyalar Haşdi Şabi komutanlarını da, Peşmerge’nin komutanlarını da kahraman yapmışlardı. Ebu Azrail diye bildiğimiz Haşdi Şahbi komutanlarından, “a haber” ve onun benzeri yandaş kanallar, öve öve bitirememişlerdi. Ama ne oldu? Abu Azrail‘in son videosunda, Tayyip Erdoğan’a, Cumhurbaşkanı’mıza ve askerlerimize dönük söylediği sözler ortada. Video hâlâ youtube’da duruyor. Ağıza alamayacağım ben, onlar kendileri izlerler, dileyen arkadaşlar. Sonuç bu oldu. Peşmerge yıllardır, kendi kanallarında, Diyarbakır, Muş, Telafer, hava durumlarında Kürdistan bölgesi diye onları verirler. Bunu da biliyorlar. Telafer’de yapılan katliamı da emin olun benden, sizden çok çok iyi biliyorlar. Çünkü gerek istihbarî bilgiler olsun gerek aradaki diyaloglar olsun…
– Türk Vatandaşları da çok.
“Türk Vatandaşları da var. Şöyle bir algı oluştu IŞİD’in çıkmasıyla; “giden herkes Işidci”. Böyle değil. Meselâ Türkmen Dağı’na giden adam savaşıyor, Allah rızası için gidiyor ve kardeşi için gidiyor. Türkmenlere katliam yapılıyor ve ben bunu savunacağım. Kardeşlerimin ırzı namusu. Telafere giden adamların, giden Türklerin %95’inin IŞİD‘le hiçbir bağları yok. Sadece kardeşlerini savunmak adına gittiler. Ve ülkelerine güvenip, haklarına güvenip teslim oldular. Çünkü çoluk-çocukların katledilmesine, oradaki Türkmenlerin bombardımanla katledilmesine göz yumamadılar.”
(Devam edecek…)