BU KADAR BASİT Mİ: “VER PAPAZI, AL PAPAZI!”
BU KADAR BASİT Mİ: “VER PAPAZI, AL PAPAZI!”
Adımlar HABER
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün Polis Akademisi Mezuniyet Töreni’nde yaptığı konuşmada ABD’li papazdan bahsetmiş ve ABD’de kendilerinden bir kez daha İzmir’de tutuklu papazın istendiğini belirterek, “Sizde de bir papaz (Fethullah Gülen) var, bizde de. ‘Ver papazı, al diğer papazı’ dedim. Hemen, ‘karıştırma orayı’ diyorlar. Yok öyle şey” demişti.
Erdoğan’ın bu sözleri, ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Heather Nauert’e bugün soruldu.
“Müttefikler arasında bu türde bir tutuklu takası veya rehine diplomasisi pek tanık olduğumuz bir şey değil. Genelde İran ve Kuzey Kore’den böyle şeyler duyuyoruz. Müttefikinizden gelen bu takas teklifine bakışınız nedir?” sorusuna Nauert şu cevabı verdi: “Bakın, böyle bir yola gireceğimizi hayal bile edemiyorum.”
Nauert, “Papaz Brunson’ı evine getirmek bizim için çok ciddi bir konu. Bu konuyu Başkan Trump da Cumhurbaşkanı Erdoğan ile çok uzak olmayan bir zamanda (BM New York ziyaretinde) tekrar açtı. Dışişleri Bakanlığı da Papaz Brunson ile yakından irtibatta. En son Eylül 18’de ziyaret edildi. Biz halen onun serbest bırakılması için uğraşıyoruz. O Türkiye’de haksız yere hapsedildi” dedi.
KİMDİ BU PAPAZ?
Andrew Craig, ilk olarak, bundan tam 30 sene önce, o zaman İbda çizgisinde yayın yapan “Tavır” dergisini eline almış ve altını fosforlu yeşil kalemle çizdiği satırları Türkiye’deki muhataplarına göstererek, Türkiye’de bir İslâm ihtilâl ve inkılâbının gelmekte olduğuna dair muhataplarını ikâz etmeye çalışan Amerikalı bir “uzman” olarak çıkmıştı karşımıza. Cumhuriyet gazetesinin verdiği ve Kumandan’ın da oradan iktibasla İstikbâl İslâmındır ve Necip Fazıl’la Başbaşa adlı eserlerine almış olduğu haber kısaca böyleydi…
Bu haberden yıllar sonra, Andrew Craig, İzmir’de yapılan bir “FETÖ” operasyonu neticesi tutuklanması üzerine kamuoyunun gündemine geldi.
Demek Türkiye’deki İslâm ihtilâl ve inkılâbını engellemeyi kendisine “misyon” edinen, Cumhuriyet gazetesinin tarifiyle, “sarı saçlı mavi gözlü Amerikalı uzman” Craig, Türkiye’ye gelerek yerleşmiş, kendisini de papaz kılığı altında kamufle etmeyi başarmıştı.
Protestan cemaatine ait İzmir Diriliş Kilisesi’nin başında papaz olarak karşımıza çıkan Andrew Craig Brunson ve eşi Norine Brunson 7 Ekim 2016 tarihinde gözaltına alındı. Norine Brunson, 20 Ekim tarihinde sınır dışı kararıyla tahliye edildi. Gizli tanık ifadeleriyle ajan faaliyetleri deşifre olan Craig Brunson, 9 Aralık 2016 tarihinde mahkemeye çıkarılmasının akabinde tutuklanarak cezaevine gönderildi.
“HESABINI EL KAİDE SORACAK!”
Andrew Craig Brunson, 11 Nisan 2011’de kilise avlusunda arkadaşıyla sohbet ederken, Manisalı Mehmet Ali Eren’in silahlı saldırısına maruz kalmıştı. Saldırgan olay sırasında “Vatan hainleri, Manisa’daki kiliseyi bombalayacağız. Bunun hesabını El Kaide soracak” diye bağırmıştı.
Tabi o zaman bu hadise üzerine gidilmedi ve papaz da faaliyetlerine devam etti.
Ta ki “FETÖ” operasyonlarına kadar.
Bundan sonra tutuklanan Brunson hakkında basına akseden iddiaların ardı arkası kesilmedi.
Kendisinin ABD Özel Harp Subayı olduğu ve yardımcıları içinde de benzer görevler yapmış ABD ordu personeli olmuş kimseler olduğu; PKK üyelerine maddî ve manevî destekte bulunduğu; CIA’nın Ortadoğu şefliğine kadar yükselmiş olduğu; 15 Temmuz günü Büyükada’da yapılan toplantının gizli katılımcılarından biri olduğu; İngiliz istihbaratıyla da irtibatlı olduğu vs…
Bütün bu yazılıp çizilenler üzerine, Erdoğan’ın Brunson’ı bir takas unsuru olarak masaya sürmüş olması doğru bir siyaset midir, isabetli bir devlet politikası mıdır?