YENİ DÜNYA AYRIMI: SÖMÜRGECİ KUZEY-SÖMÜRÜLEN GÜNEY

YENİ DÜNYA AYRIMI: SÖMÜRGECİ KUZEY-SÖMÜRÜLEN GÜNEY

YENİ DÜNYA AYRIMI:
SÖMÜRGECİ KUZEY-SÖMÜRÜLEN GÜNEY

Suat KÜRŞAT

Bugün bir miras olarak devir aldığımız Doğu-Batı ayrımını, “Şark Meselesi” olarak 1815 Viyana Kongresi ile dünya gündemine taşıyan Rusya, “Ortadoğu” olarak sınırları tayin edilmiş sorunlar yumağının isim babası Amerika ve bu iki tanımlamanın sahada uygulayıcısı ve iki asır tartışmasız lider güç olarak İngiltere, Batı kanadını temsil etmektedir. Rusya gövdesi ile doğu, ruhu ve aklı ile her daim Batı’dır, Batı’dadır. Zaman ile devraldığı ideolojik tavırların kaynağı yine Batı’dır ve Rusya’yı Batı’da konumlanmaya devam ettirmiştir.

Doğu-Batı ayrımı; “Biz ve Onlar” olarak tarih içerisinde gelişmiş konumlanışın son şekli olarak bugün tefekkür dünyamızın semasında canlandırılmış, “Biz”i temsilen “Biz” şuuru ile Batı’nın hayâsız akını karşısında asırlarca cephe hattını tutuşumuzun saha krokisi olarak ifade edilmiştir. Mehmet Akif’in “Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar / Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var” ifadesi ile İstiklâl / Bağımsızlık Marşı / Yürüyüşü’nde simgeleştirdiğimiz, Necip Fazıl’ın ise lif lif ayırarak muhasebesini yaptığı ve tarihî konumlanışta Doğu’nun payına “Büyük”lük düştüğü bu ayrım, geldiğimiz süreçte bir başka ayrımın öncülü olacaktır.

Bu yeni ayrımın hatlarını ifade edecek olursak; Japonya’dan başlayarak Çin ve Rusya’yı içerisine alan, Kafkasları ve Balkanları dışarıda bırakacak şekilde Avrupa’yı da içerisine alarak ABD’ye uzanan bir yay şeklinde sömürgeci Kuzey; bu yayın altında kalan, bütün kaynakları ve tarihi birikimiyle sömürülen Güney. Güney Asya, Afrika ve Güney Amerika ile birlikte gövdesi ile bu yayın içerisinde Kuzey’de fakat ezilen olma hali ile istisnai bölgeleri de Güney hattına dâhil ederek ifade edelim ki bugün dünya sömürgeci Kuzey ve sömürülen Güney olarak ikiye ayrılmıştır.

Yeni dünya ayrımı yapılacaksa bir Doğu-Batı ayrımından ziyade sömürgeci kuzey ve sömürülen güney olarak doğal bir ayrım yapılabilir ancak. Bugün dünyanın Güney’i, Kuzey’in iki gücü arasında istenildiği gibi ideolojik, sosyolojik ve siyasî şekillendirmelere maruz kalarak sömürülüyor. Bu çerçevede dünyanın güneyi Atlantik ya da Avrasyacılık eksenli kuzeyin dayattığı kamplaşmalar ile havanda dövülür gibi un ufak ediliyor, parçalanıyor ve eziliyor. İstanbul ile Caracas aynı şeye maruz kalıyor, Havana’nın yaşadıkları ile Hanoi’nin yaşadıkları farklı değil.

Dünyayı besleyen yer altı ve yer üstü kaynakları, tarihi ve medeniyet birikimi ile ezilen Güney’e rehberlik edecek, dün Batı karşısında Şark’ın bayraktarlığını yapan “Biz” olmalıyız. Bu anlamda “Biz” mazinin Doğu’sunun, bugünün Güney’inin “Biz”iyiz… Bu ayrım insanlığa yeni bir kavram dayatmaktan çok gelinen hâl itibari ile dünyanın konumlanışını ifade etmeye çalışmak, hâlin izâhını yapmak olacaktır bizim için.

Bir Cevap Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

%d blogcu bunu beğendi: