YENİ KHK BİR İÇ SAVAŞ SUÇUDUR

YENİ KHK BİR İÇ SAVAŞ SUÇUDUR

AKP, son yayınladığı Kanun Hükmünde Kararname ile ülkenin yüzde ellisine diğer yüzde elliyi öldürme hakkı tanıdı. Darbeye teşebbüs ettiği iddia edilenleri öldüren ve öldürecek olanlara ceza-i müeyyideden muaf olma garantisi veren ve bu hakkın hangi tarihleri kapsadığına dair bir kayıt getirmeyen OHAL idaresinin yeni kararı sonrası, mesela Gezi tipi bir hadise yaşandığı takdirde meşhur “Palalı” benzeri çakallar, döner bıçağı ile dilediğini kesebilecek ve hukukî mesuliyetleri olmayacak.

Bırakın Gezi gibi yurt çapında protestoları, herhangi bir lokal gösterinin bile, bir ruh hastası tarafından “darbe teşebbüsü” olarak algılanması durumunda, göstericilerin üzerine rastgele ateş açıp, toplu katliam yapmasının ve “darbeyi engellemek için bunu yaptım; hükümeti yıkmaya çalışıyorlardı!” şeklinde bir savunmayla en ufak ceza almadan ve üstelik “gazi” madalyasıyla elini kolunu sallayarak çıkıp gitmesinin yolu açıldı. Çünkü birilerine göre meşru bir gösteri hakkı olan protesto yürüyüşü, bir başkasına göre pekâlâ “darbe kalkışması” olarak yorumlanabilir ki, nitekim AKP Genel Başkanı’nın Gezi’yi değerlendirişi de bu şekildedir.

KHK diyor ki: “15 Temmuz darbe girişimi ve girişimin devamı niteliğindeki eylemlere müdahale eden siviller…” Buradaki “devamı niteliği” ibaresine dair ne bir sınır, ne somut bir kayıt ve tarih… Erdoğan ve yandaşlarına sorarsanız, AKP’ye yönelik her eleştiri ve tepki zaten bir “darbe” girişimidir, arkasında Fetö vardır; bütün muhalifler potansiyel darbecidir. Dolayısı ile AKP hükümetini zorda bırakacak her çıkış bir darbe teşebbüsü(!) ve 15 Temmuz’un devamı(!) yorumuna açıktır.

Lenin‘in Ekim Devrimi sonrası, Rus köylüsüne papazları ve toprak ağalarını gördükleri yerde öldürme hakkı tanıyan emrinden beridir dünya böyle bir cinnet hâli görmüş müdür? Mao‘nun “kültür devrimi” adı altında, “yüz çiçek açsın!” sloganıyla sokağa salıp, ülkenin tarihî ve sanat eserlerini yağma ettirdiği deli sürüsünü koruyan kanun mahfazasının bundan daha kalın olduğuna emin değilim. Sanmam ki, Hitler dahi “Yahudileri gördüğü yerde öldürenlere hapis cezası yok!” şeklinde bir yasa çıkarmış olsun. Ceza verip vermemek ayrı husus; bunu yasayla kayıt altına alacak kadar cüretkâr olmak daha başka… Esasen bu kadar açık oynamaları da bir bakıma iyi…

Ülke insanının bir kısmına diğer kısmını öldürme hakkını tanıyan bu son KHK bile hukukî açıdan sağlıklı bir ülkede “vatan hainliğine” denk bir iç savaş suçudur. Adeta, Türkiye’ye dışarıdan bir müdahaleyi meşru kılıcı iç savaş şartlarını oluşturmak için Erdoğan Hükümeti elinden gelen provokasyonu yapmaya devam ediyor. Bu tür kararnameleri hangi danışman akıl ediyorsa irdelenmeli; dış güç parmağı aranacaksa, onun izi sürülmeli.

Uyarmak vazifemizdir: Bu kararname, sadece ülkeye değil, uzun vadede, altında imzası olanlara da büyük zarar verir. Ülkeyi sevmiyorsanız bile kendi iyiliğiniz için geri adım atın. Biz sizi dost görmüyoruz, siz de bizi dost görmeyin; ama bu uyarımızı, tarafınıza bir “jest” olarak değerlendirin. İç Savaş Suçunun altına girmeyin; yol yakın iken geri adım atın.

Mehmet KARATEPE

25 Aralık 2017

Bir Cevap Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

%d blogcu bunu beğendi: