ONU TUTUKLA, BUNU TUTUKLA, NEREYE KADAR?

ONU TUTUKLA, BUNU TUTUKLA, NEREYE KADAR?

Türkiye’de,  Ocak 2018 tarihi itibari ile;

291 kapalı ceza infaz kurumu,
70 müstakil açık ceza infaz kurumu,
4 çocuk eğitimevi,
8 kadın kapalı,
6 kadın açık,
7 çocuk kapalı ceza infaz kurumu
 olmak üzere toplam 386 ceza infaz kurumu bulunmakta olup, bu kurumların kapasitesi 208.830 Kişiliktir. 386 kurumun 151 tanesi ise 2006 yılından bugüne son 12 yılda inşa edilmiştir. (http://www.cte.adalet.gov.tr/bilgidata/genelbilgi.asp)

208 Bin kişilik toplam 386 ceza infaz kurumunda kalan hükümlü ve tutuklu sayısı ise 02.10.2017 tarihi itibari ile de toplam 228.993 kişidir. Yani otelimiz şorta düşmüştür, 20 bin kişi kapasitenin üzerinedir. Bakanlığın yıllara göre yayınladığı istatistiklere bakarsak hükümlü ve tutuklu sayılarının 2007, 2015 yıllarındaki 20’şer binlik artışı ve 2016 ile 2017 yıllarındaki 50 bin kişilik artışlar dikkati çekmektedir. 2002’den önce cezaevinde bulunan kişi sayısı 40 ile 60 bin bandında değişirken 2002’den sonra hızla artarak şu ân 230 binlere ulaşıyor… (http://www.cte.adalet.gov.tr/menudekiler/istatistikler/yeni_yillar.asp )

Bu kurumlarda çalışan personel sayısı ise bakanlık merkez personeli hariç toplam 57.687’dir.  (http://www.cte.adalet.gov.tr/menudekiler/teskilat/cte_personel.asp )

671 Sayılı KHK ile düzenlen, 4 yıla kadar hapis cezalarında, ceza alsa bile caza alanın denetimli serbestlikle salıverilmesini ve cezaevinde yatmadığını da düşünürseniz yukardaki rakamların vahametini anlarsınız. Ayrıca, çoğu sıradan suçlarda artık kolluk yakalamak için arama bile yapmıyor, hasbelkader bir trafik denetiminde yakalanmaz ise mahkûm. Sonrasında zaman aşımından düşüyor verilen ceza, suç cezasız kalıyor. Mağdur, mağduriyetiyle dualara talim…

Hani duyarsınız basından, medyadan; “karısına şiddet uygulayan cani koca salıverildi, teröristler, militanlar serbest kaldı, polisin mahkemeye çıkardığı tacizci polisten önce evine döndü, hırsızlar elini kolunu sallaya sallaya dolanır” diye ve içinizden kallavi bir küfür savurursunuz, “kahpe dünya, aslanı çakala boğduran dünya, böyle adaletin içine bilmem nideyim!”… Küfrünüzde haklısınız, haklısınız da, tutuklasalar yatıracak yer yok cezaevlerinde… Yeni cezaevleri de inşa etseniz, hali hazırda sırada bekleyenleri almayacak inşa edilecek olanlar. Onu tutukla, bunu tutukla nereye kadar? Hışımla tutukladığını, sessiz sedasız gözden kaçırarak serbest bırakmak zorunda kalacaksın. Mağdurun biriken öfkesi, mücrimin hıncını bilemesi de cabası…

Üniversiteler, İmam Hatip okulları, camiler arttı lakin hastaneler, cezaevleri de arttı. Memleket sabıkalılar yurduna dönüyor. Sistem hiçbir şeyden çökmese cezaevlerinin şu hali çökertir ekonomiyi.

Av. Mehmet TIĞLI

Bir Cevap Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

%d blogcu bunu beğendi: