TEFESSÜHÜN TABLOSUNU ÇİZMİŞLER
Takdim: Ülke beka sorunu ile karşı karşıya ve bir günde 8 şehidimiz, ondan fazla da yaralımız varken… Amerika’nın kara ordusu ile karşı karşıya gelen Mehmetçik, düşmanının yok edilmesi için kendisini de feda ediyor ve, “Burayı bombalayın, bizimle birlikte onlar da yok olsun!” diyerek feda ruhunun ne demek olduğunu misallendirirken, ülkeyi yönetmekle yükümlü olanlar nelerle uğraşıyor, kim kimi koltuğundan ederim de kendime yer açarım hayali güdüyor, kim kime kumpas kuruyor…
Afrin’de kahramanlık destanları yazılırken Ankara’da çirkef bir ayak kaydırma oyunları, kumpasları… Osmanlı’nın yıkılırkenki dönemlerde görülen her türden saray kumpası, hanım sultanların siyasete yön verme hamleleri ve daha neler ve neler…
Tefesssühün tablosunu iki farklı kutuptaki iki ayrı yazarın kaleminden sunuyoruz:
AKP’DE “GÜÇ” SAVAŞLARI
Emine Kaplan
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile ilgili yaşanan istifa krizi, AKP içinde uzun süredir yaşanan ‘ekipleşme’nin patlak vermesi olarak değerlendiriliyor.
AKP’de İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun istifa krizi, özellikle Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından partide başlayan gruplaşmalardan kaynaklanan sıkıntının ilk kez su yüzüne çıkması olarak değerlendiriliyor. Parti içinde en üstte ‘Berat Albayrakçılar’ ve ‘Bilal Erdoğancılar’ olmak üzere ana iki gruplaşma, altta da Soylu ve eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’na yakınlığıyla anılan vekil grupları bulunuyor. Albayrakçılar ile Bilal Erdoğancılar arasında yoğun bir çekişme yaşanıyor. Bu gruplaşmalar parti içinde rahatsızlık yaratırken, “Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha önce aile üyelerini hükümet ve parti işlerine karıştırmazdı. Ama şimdi parti yöneticilerinden kabine üyelerinin belirlenmesine ve bürokratik atamalara kadar pek çok konuda aile üyeleri etkili oluyor” görüşü dillendiriliyor. AKP kulislerinde, partideki gruplaşmalar ve bunun yarattığı sonuçlarla ilgili şu değerlendirmeler yapılıyor:
-Ekipleşme arttı: Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı seçildiği Ağustos 2014 tarihinden sonra parti içinde gruplaşmalar ve ekipleşmeler başladı. Ahmet Davutoğlu’nun Başbakan olmasının ardından “Erdoğancılar” ve “Davutoğlucular” olarak ayrılan ekipleşmenin yansımaları hem genel merkez hem parti tabanı hem de parti grubunda kendini gösterdi. Başbakanlık’tan ayrılmasının ardından Davutoğlu’nun ekibi dar da olsa hâlâ varlığını sürdürüyor.
-Albayrak etkisi: Cumhurbaşkanı Erdoğan, damadı Berat Albayrak’ı milletvekili yapıp kabineye alınca bu kez yeni gruplaşmanın adresi Albayrak oldu. Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın da parti yönetimi, kabine oluşumu ve bürokraside etkin olmak istemesiyle bu kez Albayrak ve Bilal Erdoğan çevresinde bir gruplaşma oluştu. Zaman zaman Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan’ın bazı atamalarda etkili olduğu, ona yakın isimlerin atamasının yapıldığı dile getiriliyor.
-Yoğun çekişme: Albayrak ve Bilal Erdoğan ekipleri arasında gerek parti yönetimi, gerek parti teşkilatları gerekse parti grubunda çekişme yaşanıyor. İki isim arasında yaşanan çekişme, zaman zaman kendilerine yakın isimlere yansıyor. Albayrak ve Bilal Erdoğan’a yakınlığı nedeniyle bazı görevlere getirilen isimler, birbirlerine karşı çalışıyor. Önce yakındılar, sonra araları bozuldu: Kabineye girmeden önce Albayrak’a yakın olan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Albayrak’ın arası bozuldu. İkili arasındaki sıkıntı sık sık parti kulislerinde dile getirilmeye başlandı. Albayrak’tan kopan Soylu’nun da kendi halkasını oluşturduğu yorumları yapıldı. Zaman zaman iki ismin pek çok konuda karşı karşıya geldikleri kaydedildi.
Soylu ile belediye başkanı krizi: Soylu’nun istifa mesajı verdiği konuşmanın perde gerisinde ise Trabzon’daki bazı yatırımların olduğu dile getiriliyor. Büyükşehir Belediye Başkanı Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu’nun Soylu’ya rağmen bir cami projesini vali onayıyla başlattığı belirtiliyor. Soylu’nun tepki göstermesi üzerine Gümrükçüoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Soylu’yu şikayet etti. Sorun büyüyünce Erdoğan, Soylu’nun da aralarında bulunduğu Trabzon milletvekilleriyle bir toplantı yaparak kendilerine uyarılarda bulundu. Soylu istifa kararından, Erdoğan’ın bazı aracıları devreye sokarak ve bizzat arayarak ikna etmesi üzerine vazgeçti.
‘Ekipleşme’ tepkisi: Parti içindeki irili ufaklı ekipleşmeler, milletvekilleri arasında tedirginlik ve rahatsızlık yaratırken zaman zaman pozisyon alma sıkıntısı çıkarıyor. Parti kulislerinde, “Genel Başkanımız, daha önce aile üyelerinin parti ve hükümet işlerine karışmasına izin vermezdi. Ama şimdi tersi bir durum var. Bu şimdi olmasa bile ileride sıkıntı yaratır” görüşünü dile getiriyor.
-Trol rahatsızlığı: Parti içindeki ekipleşmeler, sosyal medyada ‘trol’ olarak adlandırılan hesaplara da yansıyor. Ufak bir sıkıntı ya da kamuoyuna yansımayan bir sorunda troller, karşılıklı olarak algı yaratma ve üstünlük sağlama çalışması yapıyor. Ahmet Davutoğlu’nun genel başkanlıktan alınma sürecinde sosyal medyada yaşanan kamplaşmanın şimdi diğer ekipleşmeler üzerinden devam ettiği yorumları yapılıyor
Kaynak: http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/siyaset/935314/AKP_de__guc__savaslari.html
BENCE DE AHLAKSIZ BU TROLLER
Akif Beki
Cumhurbaşkanı Erdoğan’la yakın zamanlarda hiç bu kadar mutabık olmamıştım.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun istifa edeceği şayiaları sorulduğunda verdiği cevaba hilafsız katılıyorum.
Söylentiler için ‘asılsız yaygara’ demekle kalmadı Cumhurbaşkanı. Yaygaracıların kimler olduğunu da adlı adınca söyledi. “Biraz ağır olacak ama ahlaksız troller vasıtasıyla yapılanlar bizleri ciddi manada rahatsız etmektedir” dedi.
Yanılmıyorsam Erdoğan, ilk kez ‘trol ahlaksızlıkları’ndan bu denli yakınıyor.
Yine yanılmıyorsam, Erdoğan’ın ‘ahlaksız’ dediği bu troller, iktidar trollerinin ta kendisi. Daha doğrusu iktidar trolleri içindeki hiziplerden bir hizip, kliklerden bir klik…
Ve eğer hâlâ yanılmıyorsam, bu cazgır hiziplerden al birini vur ötekine. Bu yaygaracı klikler ahlaksızlıkta birbiriyle yarışıyor, biri diğerinden beter.
Etrafa verdikleri bunca rahatsızlıktan sonra, demek ki artık iktidarın merkezine de ciddi manada rahatsızlık vermeye başladılar.
Ahlaktan yoksun birer ‘kurşun asker’ olduklarına ne şüphe, her harfiyle hemfikirim.
Fakat nedir yaptıkları ahlaksızlık, lamıyla cimiyle açalım mı biraz…
***
Süleyman Soylu vakası üzerinden gidelim…
Bu iktidar trolleri, söylentinin daha s’si çıkar çıkmaz kendi aralarında ikiye bölündüler. Süleyman Soylu kalsın mı gitsin mi diye, birbirlerine bir girdiler ki pir girdiler…
Bir taraf, mahkeme kadıya mülkmüş, Soylu İçişleri Bakanı olmazsa güvende olmazmışız, o giderse terörle mücadele çöker, FETÖ’yle PKK kazanır, sonumuz gelir de batarmışız, o varsa var ama yoksa yokmuşuz havası estirmeye soyundu.
Süleyman Soylu’ya, Süleyman Soylu’nun bile reddettiği bir anlam mı yüklemediler… Soylu’dan çok Soyluculuk yapmaya mı girişmediler… 80 milyonluk koca ülkenin kaderini, Soylu’nun siyasi kaderine mi bağlamadılar…
Karşı taraf ise başka bir fanatizm ve militanlıkla bu kör fanatizme mukabele etti.
Aman Allah, dudağınız uçuklar, ne ağzı bozuk karalamalar, ne saldırılar ne saldırılar, bini bir para!
Sorsanız, Soylu’nun görevde kalmasını savunanlara hadlerini bildiriyorlar. Güya Erdoğan’ın iradesini tartıştırmıyorlar.
Arkasından gelenlere sabah akşam ‘Aklınızı sakın ha kimselere kiraya vermeyin, iradenizi başkalarına teslim etmeyin, ne güç sahiplerine ne para babalarına boyun eğin, dalkavukluk bu milletin evlatlarına yakışmaz, bize körü körüne biat eden papağan bir gençlik lazım değil, bize düşünüp tartışarak sorgulayan ve kendi fikri olan bir gençlik lazım’ diyen sanki Erdoğan’ın kendisi değilmiş gibi…
Soyluculuk yapanları ‘üst irade’yi sorgulayıp karşı gelmekle, itaatsizlikle, fitne çıkarmakla, ikilik oluşturmakla, milletin birliğiyle ümmetin bütünlüğünü bozmakla, makam-mevki ve menfaat peşinde koşmakla, hainlikle vesair suçlamasınlar mı!… Erdoğan’a rağmen Erdoğancılık yapmaya kalkışmasınlar mı!…
İşte bir bardak suda koparılan bu gürültü, bu kızılca kıyamet, sonunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da canına tak etmiş olmalı.
Bence de yetti.
Kaynak: http://www.karar.com/yazarlar/akif-beki/bence-de-ahlaksiz-bu-troller-6330