“İSLÂMA MUHATAP ANLAYIŞ”A KARŞI “HOMO DEUS”

“İSLÂMA MUHATAP ANLAYIŞ”A KARŞI “HOMO DEUS”

Yeni Dünya Düzeni tabirine lise yıllarında aşina oldum. 2000’li yılların başıydı, okuduğum kitaplarda -sıkça- soğuk savaşın bitimi ile yeni bir düzen inşası olacağından bahsediliyordu. Lise yıllarımda, kimya öğretmenimizin dersin ağırlığını hafifleten, geleceğe dair öngörülerine ayırdığı 5-10 dakikalık molalardan birinde okulun hemen dışındaki otomotiv yedek parçası satan dükkânları işaret ederek, “gelecekte bu yedek parça dükkânları gibi yapay kalp, böbrek vesair insan organlarının satıldığı işletmeler olacaktır” demişti. İnsanlar daha uzun ve sağlıklı yaşayabilmek için, işlevini yitiren organlarının yerine bu dükkânlardan yapay organ alarak hayatlarını sürdürecekti.

Kimya öğretmenimizin bu molalarda bahsettiği gelecek yalnızca organlardan ibaret olamazdı. Bilim ve teknoloji her alanda bir takım buluşlar yapıyor, bununla beraber insan ve toplum da değişiyordu. Askerî alanda kullanılan teknoloji, tıp teknolojisi, sanayi teknolojisi değişirken insan nasıl olduğu gibi kalabilirdi? Elbette bu alanlarda proje yürüten akıl, insan ve toplum alanında da bir takım plân ve projeye sahipti.

Birgün okul çıkışı, yolumun üzerindeki televizyon tamircisinin önünden geçerken vitrindeki ekranları kaplayan son dakika haberine gözüm takıldı; yer ile bütünleşen Amerikan imajını gösteriyordu bütün ekranlar, ikiz kulelerin yıkılışını. Yıl 2001. Ardından gelen açıklama “ya bizimlesiniz ya teröristlerle.” Bu sözlerle başlayan Afganistan’ın işgâli ve 2 yıl sonra Irak’ın işgâli. Yeni Dünya Düzeni’nin önündeki engeller yıkılıyordu, peki neydi bu düzen?

“PARÇALANAN DÜNYADA ORTAK GELECEK OLUŞTURMAK”

İsviçre’nin Davos kasabasında her yıl düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu, bu yıl, “Parçalanan Dünyada Ortak Gelecek Oluşturmak” başlığı etrafında toplandı. 1971’den beri düzenlenen foruma siyaset, ekonomi gibi alanlardan birçok katılımcı eşlik ediyor, çeşitli konularda oturumlar yapılıyordu. Bu yıl katılımcılar arasında Cüneyt Zapsu da bulunuyordu. Zapsu, Davos’ta kendisiyle yapılan röportajda, doksanların başında Davos’a ilk ziyaretlerinde kök hücreden bahsedildiğini, Bill Gates’in normal telefonların olmadığı o dönemde bugün kullanılan akıllı telefonlardan bahsettiğini söylüyor.

Cüneyt Zapsu, bu seneki toplantılarda dikkat çeken başka bir ismin, Profosör Harari’nin bir oturumuna katılmış; Harari, 15-20 yıl sonra insanların bambaşka bir tür haline gelebileceğini ve şu an yaşayanların son normal insan nesli olabileceğini belirtmiş. Zapsu konuşmasında, Harari’nin oturumunda da belirtilen, “beyin dalgaları artık elektrik akımlarına çevriliyor, veriler alınıyor ve analiz ediliyor” iddiasını yineledi.

Dünyayı parçalayanların, inşa etmek istediği ortak gelecek için zihin kontrol teknolojisini kullandığını söylemek abes olmaz. Ancak bu konudan önce nasıl bir gelecek inşa etmek istediklerini irdelemekte yarar var.

YENİ TÜR: HOMO DEUS

“Nuh: Büyük Tufan” adlı filmde, Nuh, ailesine bir hikâye anlatır. Büyük patlamadan, insanın yeryüzüne inişini içeren hikâye hızlıca akıp giden bir görselle beslenir, amipten deniz canlılarına, sürüngenlerden maymuna evrilen görseldeki hızlı geçiş neticesinde bir ışık kümesi niteliğinde iki insan yeryüzüne iner! Nuh’un dilinden evrimi canlandırır Batı aklı. Evrim insan ile son bulur ancak yetmez! Harari yeni türü “homo deus” olarak ifade eder; tanrı insan.

Harari, “Homo Deus” adını verdiği eserinde uzun yaşam ve ölümsüzlük üzerinde yürütülen çalışmalardan bahsediyor. Geriatrist Aubrey De Grey ve Ray Kurzweil gibi isimlerin bu konularda çalıştığı, Kurzweil’in Google’da mühendislik yönetimine getirildiğini belirtiyor. Ayrıca Google’nin Calico isimli küçük bir şirketi “ölümü çözme” hedefi ile kurduğunu, yine Google bünyesinde Ventures’in 2 milyar olan portföyünün yüzde 36’sının, hayat uzatma gibi projelerin olduğu araştırmaların yürütüldüğü şirketlerine aktarıldığı ve Ventures yatırım fonlarının yönetimine “bana beşyüz yıl yaşamak mümkün müdür diye sorarsanız, cevabım evettir” diyen Bill Meris’in getirildiğini belirtiyor. Dünyayı yaşanmaz kılanların bu projelerin sonunda dünyaya kazık çakmak için can attığını söyleyebiliriz. Ya da Harari’nin deyimi ile ilk Homo Deus’lar olabilmek için servet harcamaktan kaçınmayacaklardır…

Harari’ye göre yeni insanın gündeminde birçok alt başlıkla beraber tek bir başlık esas olarak vardır: Tanrı mertebesine yükselmek! Bu mertebe, her şeye muktedir olmaktan çok, canlı varlıklar tasarlamak ve yaratmak, kendi bedenlerini değiştirmek, çevreyi ve havayı kontrol etmek, uzaktan iletişime geçmek, zihin okumak, yüksek hızlarda seyahat etmek, ölümden kaçarak sonsuza kadar yaşamak gibi belirli süper güçlerin olduğuna inanılan bir mertebe ve insanlar bu ve bunlardan daha fazlasına sahip olmanın peşinde Harari’ye göre!

“Bugüne dek, geçmişin tanrılarıyla rekabet edercesine, daha da gelişkin araçlar yaparak yarışıyorduk. Çok da uzak olmayan bir gelecekte, kadim tanrıları sadece araçlarıyla değil, bedensel ve zihinsel yetileriyle de aşabilecek süper insanlar yaratabiliriz. Ne var ki o noktaya ulaştığımızda, ilahlık bizim için sanal bir gerçeklik kadar sıradan olacaktır. Çantada keklik bir harikalar harikası.” diyor Harari. Önce rahiplerin emrine verilen, ardından kiliseye hapsedilen tanrı ölmelidir ve yerine insan mutlak ölçüde oturmalıdır artık. Aydınlanma insanın tanrı olması ile devam etmelidir! Yeni düzenin tanrısı insandır, ama hangi insan?

TANRILAR VE İNSANLAR

Evrim teorisi bilimden çok siyasî pratiğin dayanağı olur. Evrimin son aşaması olan saf ve yüce insan ırkı ile maymun ile insan arasında kalmış aşağı ırkların savaşı. Teori mi bu savaşı çıkardı, bu savaş mı teoriyi besledi bilinmez; lâkin Aborjinler, Kızıl Derililer, Afrikalı siyahîler gibi birçok topluluk bu savaşın acımasız yüzünden nasibini alır. İnsan olarak görülmezler ve en barbar zulümlere maruz kalırlar. Kafeslere konulur, alınır satılırlar. En ağır işlerde çalıştırılır ve öldürülürler. Hiç bir hakları olmaz muasır medeniyetin egemenliğinde!

Bu insanlık tarihinin yüz karası bir dönemdir. Peki, yeni düzenin egemenliğinde ne beklemektedir bizi? Tanrılaşan insanlar ile evrimini tamamlayamayan insanların mücadelesi mi? 80-90 yıl yaşayan insanların 500 yıl yaşayan Tanrı İnsanlara hizmet ettiği ya da kollarına, bileklerine çip takılarak iş yerine giden, zihinlerine gönderilen sinyaller ile uyandırılan ve efendilerine hizmetten başka bir varlık gerekçesi olmayan insanlık mı? Harari’nin Homo Deus’u, 2015’in başında, Stockholm’deki yüksek teknoloji merkezi Epicenter’da ellerine mikro çip yerleştirilen bir kaç yüz çalışan olabilir mi? Elbette hayır. Onlar tanrılaşamayan insanın bugünkü iz düşümü!

Petrol şirketlerinden silikon vadisine evrilen yeni dünyanın tanrılar hegemonyasının altında, mutluluğun ve hazların peşinde koşan insanın yeni düşü, “efendileri gibi tanrılaşmak” olacaktır.

TEK ENGEL RUHÇU DÜNYA GÖRÜŞÜ

Tasarlanan gelecek, maddeci dünya görüşünün mutlak zaferi ile sonuçlanmış ve tüm hatlarıyla zafer bildirisi okunmuş bir sürecin neticesidir. Burada din, yalnızca, homo deus’un belirlediğidir. Ahiret inancı da Tanrı ile beraber ölmüştür! Fakat böyle bir dünya hayalinin karşısında tek bir engel vardır bugün: İslâm. İslâm’ın dünya görüşünü düzenli bir biçimde örgüleştirip sunan İslâma Muhatap Anlayış, maddeci dünya görüşünün dayattığı yeni düzeninin önündeki tek engeldir. Bugün yaşanan büyük kaos ve paniğe sebep olan saldırganlığın ardında yatan ana sebep, insanlığın, İslâma Muhatap Anlayış etrafında toplanmasını engellemek. Burada maddeci dünya görüşü üç temel etrafında hareket ediyor. Birincisi, sürekli sahte kahramanlar üretmek; ikincisi, insanlara düşünme fırsatı vermemek ve üçüncüsü zihin kontrolü.

Sahte kahramanlar ile gerçeğin ayırt edilmemesini; insanların düşünmesini engellemek ile İslâm’a muhatap anlayışın kavranmamasını ve zihin kontrol ile de ideolojik devamlılığın önüne geçerek zaman kazanmak istiyorlar. Anlayamadıkları tek şey zamanı gelmiş bir fikrin önüne geçemeyecekleridir. İnsanlık, kurtarıcı fikrin etrafında toplanmaktadır. Doğu’dan Batı’ya bütün insanlık, maddeci dünya görüşünün yaklaşık üç asırdır dayattığı yok oluşun karşısında yeniden ruhuna kavuşmak için bugün çırpınmaktadır. Bu savaş, İslâma Muhatap Anlayış etrafında insanın ve insanlığın zaferi ile sonuçlanacaktır.

Suat KÜRŞAT

Bir Cevap Yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Adımlar Dergisi sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et