BERCESTE – MAZİ VE İSTİKBÂL

BERCESTE – MAZİ VE İSTİKBÂL

Tükenmez kalem tükenmiş, vakit akşam, ben sonbahar olmuşsam ne gam; Hazreti İnsan göç eyledi! Berrak nehirler bulanık, dağlar sisli, başım dumanlıymış ne gam; Hazreti İnsan göç eyledi! Martılar korsan, tarla kuşu harami, ben sol fa sol notalardaysam ne gam; Hazreti İnsan Göç eyledi! Takvim yapraklarına kükürt grisi ayraç, saatin zembereğine acı bir hüzün, benim bahtıma matem düşmüşse ne gam; Hazreti İnsan göç eyledi!  Hazreti İnsan göç eyledi! Harabe duygularım ve naçar ahvalime, vicdanımın fısıltısı merhem oluyor; Baki olan Allah’tır! Baki olan Allah’tır…

Ey masum kalbim, gel Allah diyelim ve kanat çırpalım maveraya.

Allah’ı unutmadan konuşalım ve Allah’ı unutmadan yazsın kalemimiz. Olur ya belki bir damla yağmur düşer nar ağaçlarına, belki karanlığın karnını deşer ve duasını alırız; doğmamış çocukların, emzikli bebelerin ve haminnelerin.

Hâlimi izâh eden bu kısa girizgâhtan sonra takdir edersiniz ki matemin getirdiği şaşkınlığın hayrete, unutkanlığın hatırlamaya, gafletin şuura ve dağınıklığın insicama dönüşmesi için mühlet gerekiyordu. Duygularımızın matem elbiselerine bürünmesi, gönlümüzün ve yüreğimizin yas tutması elbette ki insan olmanın gereğidir. Elbette ki ahirete göç eden her canımız için hüzünlenmek ve yas tutmak, insan olmanın doğal erdemleridir. Bütün bunlarla birlikte biyolojik ve fizikî bir dünyada yaşadığımızı, yerel ve küresel bir mücadelenin de devam ettiğini unutmamak gerekir.

Gönlü güzel gönüldaşım, takdir edersin ki aziz Türk milletinin üst aklı, derin kalbi, basiretli gözü, şefkatli yüreği ile Sonsuzluk Kervanı’na perçinli Hazreti İnsan’ın yerini dolduracak birinin olmasından vazgeçtim, namzet adayının dahi olmaması acı gerçeğimizdir. Hazreti İnsan’ın ahirete göç ettirilmesiyle birlikte zayıf omuzlarımıza büyük bir kurtuluş sorumluluğunun mirası kaldı.

Kurtuluşumuz için tarihin omuzlarımıza yüklediği bu miras sorumluluğunun gereği, Büyük Doğu-İBDA misyonu ve vizyonuna lâyık olmaya mecbur ve mahkûmuz. 

Gönlü güzel gönüldaşım, erkek kardeşlerim ve kız kardeşlerim, Başyücelik misyonu ve vizyonuna mutabık yürüyebilmemiz için kesinlikle ve kesinlikle kolektif bir şuurla hakikat lokmasını çiğnemek ve rıza hırkasını giyinebilirsek, hikmet ve irfan mahsullerini devşirebileceğimize inanıyorum. 

İrfanı olan bilginin mazi, hikmetin ise istikbâl olduğu malûmunuzdur. İnsanların birçoğu irfanı olmayan malûmat yığınını bilgi, hikmeti olmayan malûmatı irfan zannediyor. Hâlbuki temeli irfan yüklü hikmete dayanmayan malûmat, dedikodu ile gevezelik; marifet ve hakikat lokmasına dayanmayan bilgi ise düne ait sararmış kâğıtların ucuz hatırasıdır. 

Hakikat lokması dediğimiz rızkın; Allah Resûlü’nün buyurduğu istikamet üzerinde yürüyen hayret bezeli iman, ahlâk, ilim, idrak, irfan, marifet, hakikat ile hayret bezeli hikmet mevhibelerine dendiğini bilirsiniz. Bu meyanda Allah Resûlü’nün buyurduğu istikamet üzerinde olan hayretle bezeli iman ahlâkı, ahlâk ilmi, ilim idraki, idrak irfanı, irfan marifeti, marifet hakikati, hakikat hikmeti ve hikmet, hayretle bezeli eserlerle tezâhür ettiği malûmunuzdur.

Hakikat lokmasının mevhibesi olan irfan yüklü bilgisiyle maziyi kucaklayan ve iman cevherinin temeyyüzü olan hayret bezeli hikmetli eserleriyle yarını inşa eden bir tanıdığımız, bir yakınımız var idi. Merhametli gözbebekleriyle akrebin kıskacında, şefkatli yüreğiyle balığın sırtında beşinci mevsimi yaşayan bu tanıdığımızın adı Salih, soyadı MİRZABEYOĞLU idi.

Kavramların sarrafı, kelimelerin muhafızı olan Hazreti İnsan-Kumandan Salih MİRZABEYOĞLU, perde ardına geçse de bundan sonra gayri eserleri konuşacak, gerçek dostları anlatacak. Acuna-düşmana inat Mavi Bayrak sevdamız, Başyücelik ülkümüz ile yaşanacak bir çağa göz kırpacağız; doğmamış çocukların, emzikli bebelerin ve haminnelerin duasıyla.

Müessir Eser olan Allah Resûlü’ne karşı suç nedir bilir misiniz? Müteveffa-vefat etmiş hikmet ehlini işittiği halde inkâr cinayeti işlemek veya hayatta olan hikmet ehlini gördüğü hâlde görmezliğe gelmek, işittiği hâlde duymazlıktan gelmek, alaya almak ve gülüp geçmektir. İşte bu; merhameti inkâr, şefkati çiğnemek ve insanlığı ayaklar altına almaktır.

Malazgirt ovasının Türk gülü, ümmet bahçesinin çınar ağacı olan Hazreti İnsan-Salih MİRZABEYOĞLU; katran karası rejim tarafından işlenen inkâr cinayetinin maktûlü olduğu hâlde merhamet ile yürüdü, şefkat ile baktı ve insanlık için tebessüm eyledi. Merhamet ölmesin diye kin gütmedi, şefkat göğe çekilmesin diye nefret etmedi ve insanlık defnedilmesin diye cömertçe tebessüm eyledi. Mamafih, Hazreti İnsan-MİRZABEYOĞLU, cezbedici bir müslüman olmasının gereği müslüman fert ve iman ehli yapılara karşı asla ve kata kalbinde kin, yüreğinde nefret ve sofrasında cimriliği barındırmadı. 

Ha var, ha yok hükmünde olan bu imtihan dünyasında sohbetinin tatlı üslûbuyla ikram ettiği, irfan incirlerini salkım saçak sunmasından merhametli vasfını, zengin içerikli hikmetli eserlerinin sofrasına davet ettiği yoksullara “lütfen buyur ye” hitabından nezaketli şefkatini görmeyen gözlere, işitmeyen kulaklara ne diyebilirim ki? “Allah şifa versin” demekten başka…   

Evet, sonuç itibariyle “Dalı sevmeyen, kökü sevmez.” Prensibince, Hazreti İnsan-Salih MİRZABEYOĞLU’nda temeyyüz eden hakikat lokması dediğimiz hayrete şayan iman, ahlâk, ilim, idrak, irfan, hikmet, marifet ve bu değerlere komşu olan güzel cevherlere düşmanlık edenlerin asıl düşmanlığının Allah Resûlü’ne olan düşmanlıklarından kaynaklandığına inanıyorum. Dün, kökümüz olan Allah Resûlü’nü zehirleyenler, Allah Resûlü’ne karşı suikast düzenleyenlerin torunları, elbette ki bugün de Allah Resûlü’nün ayak izlerini iz iz, adım adım takip eden ve köke bağlı dal hükmündeki Salih MİRZABEYOĞLU’na karşı da intikam suikastı yaptılar. Bu modern çağın son nesil savaş tekniği olan psiko-teknoloji yöntemlerle intikam suikastı yapan caniler, suçlusunuz; yargılanacaksınız.

Mamafih, Hazreti İnsan-Salih MİRZABEYOĞLU’na karşı intikam suikastı düzenleyenler, ilk cevheri Allah Resulüne ait olan irfan, hikmet ve kardeşleri olan kıymetli cevherleri ortadan kaldırmaya çalıştığınız için de suçlusunuz ve canisiniz; yargılanacaksınız.

Hikmet ve irfan değerleri ile birlikte bir kısım dikkatli gözlerin nazarına mazhar olan merhamet, şefkat ve af gibi cazibeli erdemlere niye değindim? Bildiğiniz üzere, insanlarda tezahür eden duygular da Allah’ın ayetlerinden birer ayettir. Allah’ın ayetlerinden olan merhameti suikastla, şefkati cinayetle ve af duygusunu kundakçılıkla ortadan kaldırmak isteyen caniler, Allah’ın ayetlerinden birer ayet olan merhamet,  şefkat, af ve benzeri erdemleri ortadan kaldırmaya teşebbüs ettiğiniz için de suçlusunuz ve katilsiniz; yargılanacaksınız.

Aziz gönüldaşım ve kıymetli kardeşlerim, zayıf sözlerim, çelimsiz cümlelerim olsa da lütfen, kulak verin harflerime. Çirkin bir dünyanın güzel çocukları olarak, bize düşen vazife, tarihin omuzlarımıza yüklediği Büyük Doğu-İBDA mirasından intikal eden Mavi Bayrak misyonumuz ile vizyonumuz olan Başyücelik ülkümüzün ete ve kemiğe bürünmesi için ceht, çaba ve gayret sarf etmektir; takdir Allah’ındır.  

Sesim cılız, nefesim zayıf ve şapkalı “â” harfim olmasa da ricâ ediyorum, harflerime kulak verin. Zafer elde etmek için bazı fedakârlıklar gerekir. Ahlâk pusulası olmayan bu dünyada aziz Türk milletini ilgilendiren ve insanlığı alakadar eden meselelerin yönünü süpürgemizle değiştiremeyeceğimize göre Büyük Doğu-İBDA fikriyatı ile mütenasip yürümeye itina göstermeli; İBDA külliyatını okumaya, anlamaya, idrak etmeye çalışmalıyız.  

Lisânım yetersiz, kelimelerim kifâyetsiz ve gömleğimin yakası olmasa da lütfen, kulak verin harflerime. Allah Resûlü’nün varisi, irfan ve hikmet ehlinin vekilharcı olarak hayatını idame ettirdiğine iman ettiğim Hazreti İnsan – Salih MİRZABEYOĞLU’nun karekterinde temeyyüz eden irfan ve hikmet erdemlerine bürünmeye, haysiyetli şahsiyetinde billûrlaşan merhamet, şefkat ve af cevherleriyle kendimizi donatmaya mecburuz ve mahkûmuz.

Gayret bizden, zafer Allah’tandır vesselâm.

Burhan Halit Koşan

Bir Cevap Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

%d blogcu bunu beğendi: