ALMAN BASINI’NDAN: SURİYE MESELESİ VE DÖRTLÜ ZİRVE
Almanya’nın Liberal medya kuruluşu “Die Zeit – Zaman” gazetesinden edindiğimiz bilgilerden anladığımıza göre Emperyalist Avrupa Birliği’nin lider ülkeleri Almanya ve Fransa, Suriye meselesinde, Amerika’dan bağımsız hareket ediyormuş görüntüsü vererek Rusya ve Türkiye ile birlikte, “Suriye Anayasa Komitesi” adı altında ortak bir zirve düzenleyip, bu zirve doğrultusunda Suriye meselesinin çözümü için yepyeni bir Anayasa taslağı teklifi hazırlamak niyetinde.
Gazetenin aktardığına göre, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya Başkanı Putin ve Fransa Başbakanı ile buluşan Şansölye Merkel, zirvenin ardından yaptığı açıklamada, gerekli diplomatik adımların atılması gerektiğini, çalışmalara bu yıl sonuna kadar başlanacağının sözü verildiğini ve Suriye ihtilafının askerî olarak çözülemeyeceğinin açıkça ortaya koyulduğunu belirtiliyor.
Die Zeit’in haberinde, Ocak ayında Suriye’de hükûmet ve muhalefet temsilcilerinden oluşan yetkililer ile bir anayasa komitesi kurulamamış olması, Beşar Esad liderliğindeki Şam hükümetinin, yeni bir anayasanın Suriye’nin bir iç meselesi olduğu konusundaki ısrarına bağlanıyor.
İşte bu ortamda toplanan dörtlü zirve, emperyalizm açısından çıkmaza girmiş siyasî süreci tekrar yoluna sokmak ve muhalefet grupları ile Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın temsilcilerini bir araya getirmek niyetinde.
Zirve’de hazır bulunan BM Özel Elçisi Staffan de Mistura, Suriye’deki mevcut durum hakkında dört lidere bilgi verirken bölgedeki diğer konulara da değinildiği aktarılıyor.
Ayrıca Alman medyasında son dönem sık sık yer bulan İstanbul’daki Suudi Arabistan Konsolosluğunda gerçekleşen gazeteci Kaşıkçı cinayeti soruşturması ile ilgili gelişmelerin Erdoğan tarafından paylaşıldığı da bildiriliyor.
Buna bağlı olarak Merkel’in, Suudi Arabistan’a silah ihracatının durdurulması düşüncesini aktardığı Fransız Cumhurbaşkanı Macron’un bu düşünceyi “saf bir demagoji” olarak değerlendirerek, Merkel’e karşı bir tutum izlemiş olduğu aktarılıyor.
Zirve’de Merkel’in Putin ile yaptığı ikili görüşmelerin de Doğu Ukrayna’daki ihtilafla ilgili olabileceği, Rus yanlısı ayrılıkçılar ve hükûmet güçleri arasındaki çatışmanın durmasıyla birlikte Şansölye Merkel’in bu hafta Perşembe günü Ukrayna’nın başkenti Kiev’e gideceği haber ediliyor.
Die Zeit’in haberi söyle devam ediyor:
“Almanya, Suriye sürecinde bugüne kadar mülteci kabul etme dışında başka bir çözüm olanağı çerçevesinde çok az rol oynamıştı, fakat son dönem aktifleşerek, bu yıl bahar ayından itibaren ABD, İngiltere, Fransa, Suudi Arabistan ve Ürdün gibi ülkelerin dâhil olduğu bir Batı ve Arap müzakere grubunun parçası olmuştu.
Zirvenin odağı, özellikle Suriye’nin kuzey batısında isyancıların son büyük kalesi İdlib’deki durumdu. Bölge’de Rusya, Türkiye ve Suriye hükümeti isyancılardan arındırılmış tampon bir bölge oluşturmuştu. Böylelikle Türkiye’ye doğru yeni bir mülteci akınının önlenmesi isteniyor.
Son aylarda İdlib bölgesinde askerî durum önemli ölçüde sakinleşti, ancak bu sakinlik her an bozulabilir. Çünkü radikal güçler henüz tampon bölgeden tamamen çekilmiş değil.
Suriye İnsan Hakları Gözlemcisinin iddiasına göre geçen Cuma günü en az yedi sivil Suriye ordusunun topçu bombardımanı neticesinde öldürüldü.
BM Özel Elçisi Mistura yaptığı açıklamada, Suriye hükümetini geçmişte politik bir çözüm bulma konusunda ciddi bir ilgisi olmamasından dolayı suçlarken, Şam Hükümetinin son aylarda askerî başarılarının ardından kendisini güçlü bir konumda gördüğünü, şimdi büyükşehirler de dâhil olmak üzere ülkenin çoğunu kontrol ettiğini ve yalnızca Rusya’nın baskı oluşturması durumunda uzlaşmaya razı olabileceğini söyledi.”
Not: Almanya’nın, Suriye meselesinde arka plânda oynadığı rolü, neden bizzat aktif bir rol oynamaya ve ön plâna çıkmak istemesini yakinen takip etmeye devam edeceğiz.
Bunun yanı sıra bu hamle ile birlikte son iki gündür Angela Merkel’in eski gücünde olmadığı ve ilk önce CSU Partisi başkanlığını, ardındanda Şansölye makamını terkedebileceği Alman basınında geniş yer buluyor.
Adımlar AVRUPA
Nihan ÖZTÜRK – 29.10.2018