BAKAN MISIN, VAZU NASİHAT HEYETİ AZASI MI?

Tarım Bakanının yaptığı açıklamaya göre Türkiye’de ortalama et tüketimi 15 kilogram imiş.

Tabi kimileri fazla yiyor, kimileri az.

Mesela, milyonlarca ailenin evine sende ancak Kurban Bayramları et giriyor.

Yani birileri senede 2-3 kilo et ya yiyor ya da yiyemiyorken, birileri de neredeyse günaşırı et veya etli yemek yiyebiliyor.

Bakana göre zenginler fazla et yediğinden bu durum hem onların sağlığına zarar vermekte hem de onların aşırı talebi sebebiyle et fiyatları pahalandığından garibanlar daha az et yemek zorunda kalmaktaymışlar. Ve garibanların et yiyebilmesin yolu zenginlerin daha az et yemesine bağlıymış ki hem daha az et yerlerse daha sağlıklı olabilirlermiş.

Ülke insanının nasıl daha sağlıklı besleneceği ve garibanların et yiyebilmeleri önündeki engelleri kaldıracak bu üstün buluşundan dolayı Sayın Bakanı ne kadar tebrik etsek az.

Evet, garibanların daha fazla et yiyebilmeleri, zenginlerimizin şahsî ahlâkını ilgilendiren bir meseledir ki o etleri lüpürdeten zenginlerimiz lütfedip, acıyıp, daha az et yemeleri ile bu mesele de çözülecektir en kısa zamanda, kimse merak etmesin. Zaten devlet işleri de meseleleri sistem olarak değil, bazı kişilerin şahsi inisiyatif ve iradelerine, vicdan ve ahlâklarına havale edilerek çözülebilir. Yöneticiler de devlet sistem ve aygıtını işletecek kişiler değil, nasihat etme kaabiliyetleri kuvvetli birer vaizden başka nedir ki?

Ya da şöyle diyelim: Efendi, sen zengin mahallesindeki caminin vaizi misin yoksa Bakan mısın?

Senin makamın birilerine vazu nasihat etme makamı mıdır?

Devlet işlerinin doğru yürümesi, halkın ihtiyaçlarının giderilmesinin, bazı kişilerin vicdanına havale edildiği nerede görülmüş? Vazu nasihat ile işler görülecekse, o zaman bize Cumhurbaşkanı, bakan, vekil ne gerek; vazu nasihat heyetleri yeter de arta. Hem millete daha az masraf olur, değil mi?

A. Bâki AYTEMİZ

Not: KUMANDAN’I KİMLER KATLETTİ, KATİLLER NEREDE?