SARI YELEKLİLER (GİLETS JAUNES) NE İSTİYOR? NEDEN GERİ DÖNMÜYORLAR?
Fransa merkezli “Sarı Yelekliler” (Gilets Jaunes) ayaklanmasına artık lise talebeleri bile destek veriyor. Buradaki BOP Medyasına bakmayın, Avrupa’da yaşanan bu isyan hareketine halkın desteği %80’i bulmuş durumda. Fransa’da Macron Hükümeti’nin akaryakıt ve elektrik zamlarını geri çekme vaadinin ardından “Sarı Yelekliler”in isyanda ısrarın nedeni, olayların sebebinin sadece ekonomik olmadığı gerçeğini gösterdi… 90’dan beri süregelen BOP Saldırısının dünya çapında meydana getirdiği ruhî bir baskının, ezilmişliğin, horlanmışlığın ve bunların sorumlusu olarak görülen sömürgeci sermayeden öç alma duygusunun patlamasıdır yaşananlar.
Yasak olmasına rağmen, geleneksel eylem yeri olmayan ve sadece 14 Temmuz Ulusal Günü’nde askerî geçit törenleri için kullanılan Champs Élysées’ye (Şanzelize) çıkmalarının nedeni de bu. Orası tam da Macron’un temsil ettiği elitlerin bulvarı, sembolü… Tüm şatafatıyla, “hayat tarzı”yla aşağıdakileri ezen sembolleşmiş bulvar. Yığınlar, ezildikleri yeri çiğnemek istedi. Macron’un ve onun temsil ettiği sermayedarların kibri ancak burada ayaklar altına alınabilirdi. Onlar için Macron “zenginlerin, malî oligarşinin, bankaların adamı“…
Bir çoğu hayatında ilk kez bir gösteriye katılanlardan oluşan bir kalabalık… Sermaye ile uzlaşan, düzene payanda sendikalar yoktu, ama uzlaşmaz sendika üyeleri vardı; düzene payanda partiler yoktu ama katılımcılar sağdan sola bütün partilerin samimi seçmenleriydi. Aralarında Macron’a oy verenler de var, partiler dâhil hiçbir siyasî yapıyla kendisini tanımlamak istemeyip “Sarı Yelekliler”den başka etiketi reddeden insanlar da var. Bunlar sendika ve partilerin adlarını duymak bile istemiyorlar. Bu aynı zamanda sistemle iç içe geçmiş tüm kurumsal yapılara Batı içinde yapılmış gerçek bir reddiye.
Peki, talepler neydi “Sarı Yelekliler”in?
30 bin kişinin katılımıyla yapılan ankete dayanarak 42 maddelik bir talep listesi çıkartıldı… “Sıfır evsiz” hedefiyle konut sorununun çözümü, daha kademeli gelir vergisi, net asgari ücretin 1150 Euro’dan 1300’e çıkarılması, konutlar için ısı yalıtımı projesi, büyüklerden büyük, küçüklerden küçük vergi alınması, herkes için aynı sosyal güvenlik sistemi, emeklilik maaşlarının 1200 Euro’nun üzerine çıkarılması, maaşların enflasyona endekslenmesi, büyük şirketler için vergi indiriminin kaldırılması (CICE), sığınmacıların barınma, beslenme ve eğitim gibi sorunlarının çözümü, hakiki entegrasyon politikası, engellilere malî ödemenin artırılması, gaz ve elektrik tesislerinin tekrar kamulaştırılıp fiyatların aşağı çekilmesi, küçük yerleşimlerdeki kamu hizmet binalarının kapatılmasına son verilmesi, emeklilik yaşının 60’a çekilmesi, gemi ve uçak yakıtına vergi getirilmesi listede öne çıkan talepler arasında…
Bu talepler “neoliberal proje” Macron’un ve temsilcisi olduğu sömürgeci sermayedarların önüne giyotin koymaktan farksızdı elbet… Bazı yorumculara göre Macron “servet vergisi”ni geri getirmeyi kabul ederse, gösteriler önemli ölçüde son bulabilir. Bu sefer de onu zembille “koltuğa oturtanlar”a ihanet etmiş olacaktır.
Söz konusu “servet vergisi”, nedense aklıma İslâm’ın kurtarıcı ZEKÂT müessesesini getirdi. Zira zekât servetten alınır. Ve “sermayenin pisliği”ni, emredildiği üzere Hak Sahipleri’ne teslim edilmek üzere alarak temizler. Marks’ın Kapitalizmin “faiz” dehâsı hakkında kullandığı “sermayenin urlaşması” tehlikesinin, Marksizmin “meşrû sermayeye düşmanlık” yobazlığına da mani olacak şekilde önüne geçer… Bu anlamda “Sarı Yelekliler”, Türkiye’deki sermaye medyasının pompaladığı “Gezi düşmanlığı”na atıfla yapılan “çapulcu”, “anarşist” söylemleriyle basite alınacak bir topluluk değil.
MACRON’DAN YENİ VAATLER
Nihayet bugün Macron’dan açıklamalar geldi:
“Sarı Yelekliler”in temsilcileri ile talepleri hakkında görüşen Macron, bugün yaptığı açıklamasında; “derin bir devlet reformuna ihtiyacımız var. Ekonomik ve sosyal bir olağanüstü hâl ilan edeceğim. En düşük maaş 2 bin Euro olacak, özel sektör de çalışanlara zam yapsın” diyerek “reform”a dönük vaadlerde bulunurken, sözlerinin devamında “Kanunlarına saygı göstermeyen ya da anlaşmanın ötesinde krize sürüklenen bir Fransa görmek istemiyoruz.” ifâdeleriyle olayların hangi istikâmette yol aldığının farkında olduğunu göstermiş oldu… İstikâmet “Devrim”…
Açıklamalarında, “VARLIK Vegisi’nde ‘U’ dönüşü yapmamı bekleyenler olduğunu biliyorum. Ama 4 yıllık bir sorun var. Bu konuda geri adım atamayız.” sözlerini de ilave ederek en önemli taleplerden birine sırt çeviren Macron’a “Sarı Yelekliler”in ne cevap vereceği henüz belli değil… Göreceğiz…
Fakat, her ne olursa olsun, kitlelerin öfkelerini zamana yayarak etkisizleştirmek demek olan “reformlar”ın, tabiatları gereği palyatif ve geçici politik manevralardan başka bir şey olmadığı, 20. yüzyıl boyunca “demokratik reformlar” altında kandırılan insanlığın artık şuuruna vardığı bir gerçek.
İnsanlık, GERÇEK BİR ÇÖZÜM arıyor.
Bu arayışın geri dönüşü yok!..
Velev ki “Sarı Yelekliler” evlerine dönsünler. Sokakların, hakkını meydanlarda ve ölümü göze alarak aramanın tadını alan kitleler, aranılan bulunana kadar her fırsatı değerlendireceklerdir…
NE ARADIĞINI BİLMEYEN İSYANIN ÇIĞLIĞI
Son olarak Kumandan Salih Mirzabeyoğlu‘nun 29 Kasım 2014’de verdiği “ADALET MUTLAK’A” başlıklı tarihî Konferans’ında –ne tevafuktur ki– Fransa misâliyle ifâde ettiği husus:
“Fransız Talebe Birliği Başkanı, bu ayaklanmalar olduğu zaman, bizde de oldu ya 70’lerde… Bunlar olduğu zaman fevkalâde bir lâf söylüyor. Diyor ki; “Biz mevcuda inanmıyoruz. Memnun da değiliz mevcuttan. Eğer bize derseniz ki, yerine ne koyalım? Onu da biz bilmiyoruz. Onu bulmak da, yönetici olarak sizin göreviniz.” Şimdi en harika, benim bu gençlik olayları hakkındaki, en harika bulduğum şey-söz budur. “Ne olduğunu bilmiyorum ama, onu bulmak da senin görevin.”
Yığınların meydanları tutuşturduğu her hadisenin ruhu, bu çığlıkta mânâsını bulur… İnsanlığın bu çığlığına değer veren ve gerçek mânâsıyla ve tüm insanlığı kurtarabilecek çapta “YERİNE KOYULACAK OLAN”ı teklif eden kimse, Zamanın Ruhu O’dur…
Aranılan, tek kelimeyle “ADALET“tir.
İnsanlık, Zamanın Ruhu’nun nabzını yakalamaya çalışıyor…
Zamanın ruhu, Emperyalizme karşı Fransa’da atıyor…
“Halklar tâlim yapıyor!”
Hüseyin Göktürk TURAN