ŞEHİD AKINCI: MEHMET DOĞRUYOL
Aralık ayı liseli şehidlerimizden, kızıl kuyrukçular tarafından pusuya düşürülerek çapraz ateşe alınarak şehid edilen Mehmet Doğruyol’un Ağabeyi’nin Mehmet Ali Tekin’e Uhud Şehidleri ve Şehid Mehmet Doğruyol yazısından dolayı gönderdiği mektub:
Pek Muhterem Beyefendi,
Bendeniz Mehmet Doğruyol’un büyük ağabeyiyim. Öncelikle yazınız için zat-ı âlilerine, teşekkür etmek istiyorum.
Ancak dualarımızla hatırladığımız kardeşimizi, çok büyük bir tebşiratla yad ettiğiniz için; belki bu vesile bizlere de, bazı ayrıntıları açmak için fırsat vermiş oldu.
İşe bir küçük tashih ile başlamak isterim. Orhan Gazi Lisesi, Kartal Maltepe’dedir. Zaten haberin ayrıntısında, “Cevizli Tiren Yolu” ifadesi, bunu gösteriyor.
Mehmet, güzel bir çocuktu, cerbezeliydi ve sağlam iman sahibiydi.
Lisede felsefe hocasının “İçinizde, bana –haşa– Allah’ı gösterecek var mı?”sorusuna,
“Önce sen bana idrakini göster, ben sana sonra Allah’ı(cc) gösteririm” çıkışıyla, okuldan bir hafta uzaklaştırılma cezası almıştı.
Kabataş Lisesi’nde kısa bir süre okuduktan sonra, Kartal Maltepe’de kuzenleriyle okumak istemişti.
Kabataş Lisesinde okurken, arkadaşlarıyla İskender Paşa sohbetlerine katılır, Maltepe’de ise Mahir Hoca’nın Erenköy’deki Edebiyat konuşmalarına, devam ederdi.
Henüz 18 yaşındaydı. Bir gün yengesine, namazında aksamalar olduğundan bahsetti. Beraber tövbe ettiler. “Allah, bir daha üzerimden namaz geçirmeyi, nasip etmesin.” dedi ve o yeminiyle göçtü.
Ülkücü bir arkadaşını, okul önünde vurmuşlardı. Kimse yardım etmeyince, sırtlayıp hastaneye taşımıştı.
Tehditler aldı ve yazıda geçtiği gibi, çapraz ateşle makamına uğurlandı.
Devriye gezen, zamanın İstanbul Asayiş Şubesi Müdürü, silâh seslerine yönelip, olaya müzahir olmuş ve iki saldırganı yaralamıştı. Saldırganlarla kardeşimiz, aynı odada yatıyordu.
Hekim olduğum için odaya girdim, her üçü de aynı yaşlarda delikanlılardı. Milletin ümit vadeden çocukları, beşinci kol tarafından, birbirlerine kırdırılıyordu.
Kartal’da geniş bir ailenin mensuplarındanız. Biz kardeşler olarak, büyüklerimize olaya karışmamalarını ve bizlerin sorumluluğuna bırakmalarını, istirham ettik. Onlar da kabul ettiler.
Bizler, pişman olup tövbe etmeleri hâlinde, failleri affedebileceğimize karar verdik. Adil bir yargılama sonunda, adaletin vereceği cezaya razı olmuştuk.
Belli bir süre ceza yediler ve 4-5 senede çıktılar.
Bizim, cezaya örgüt bağlantısı dolayısıyla, itirazımız vardı.
Salıverildikten sonra, bu sefer farik ve mümeyyiz olarak bıraktıkları yerden devam ettiler ve doğuda jandarma ile girdikleri bir müsademede öldürüldüler.
Yukarıda zikrettiğim gibi, kardeşimizi bugüne kadar dualarımız dışında, hiç anmamıştık. Yalnız Batum’un UÇHA köyünde, adına bir cami yaptırdık.
Sizler, bizlerin gönüllerimizi hüzünlendirdiniz ve gözlerimizi nemlendirdiniz.
Yazınız ve yazılanlar, inşallah o masuma şahid olur.
Selam ve muhabbetlerimle
Dr. Hasan Doğruyol
UÜ Tıp Fakültesi
Allah için, Allah aşkına.
Şehidler yolumuzu aydınlatıyor.
Bu sancak göndere çekilene dek,
Yolları yolumuzdur!
Ergin BULUT