ŞU KIZCAĞIZ, ALEYNA TİLKİ…

ŞU KIZCAĞIZ, ALEYNA TİLKİ…

Bu kızın yaşı kaç?

O kızı o hâle kim getirdi?

O kızı o hâle getiren sistemi görmezlikten gel, bütün suçu kıza yükle; bu adil değil.

Kötülüğe giden yolları kapatmakla mesulken bu mesuliyetini yerine getirme, o yalları sonuna kadar açık tut, sonra da suçun tamamını kötülüğe bulaşanda ara.

Hz. Ömer’in kıtlık zamanı hırsızlık yapan üzerinden had cezasını kaldırması hesabı, o kızcağızın hâline mazeret vardır ama ülkenin bu hâle gelmesindeki mesuliyetini örtmek için o kızcağızı kurban etmek isteyen pişkin münafık ve mürted soyunun, “kaba softa, ham yobaz”ın hâline yoktur.

O kıza ödülü bu sistem vermedi mi? Verdi. Ödülü veren sistemin elemanları kim? Demirören’ler ve diğerleri. Onlar kimin adamı? Aleyna Tilki’ler kimlerin kanalında meşhur oluyor, piyasaya sunuluyor? O kanalların sahiplerini kimler ihalelerle besliyor?

Büyük adamlar fikirlerle, orta çaplılar olaylarla, küçükler de şahıslarla uğraşırlarmış.

Kumandan Mirzabeyoğlu, “Sistem şuuru ve sistemin şuuruyla!” mottosuyla bizlere “sistemi – fikri” görmeyi, çözmeyi hedeflememiz gerektiğini işaret etmişti.

Şimdi, burada Aleyna Tilki, şahıs…

Hadise ise onu parlatan bu kanallar vs.

Sistem-fikir ise o kanalları da yönlendiren ki, bu sisteme siyaset, ekonomi, kültür, sanat, ilim, eğitim, gıda, tarım vs. bütün unsurlar dâhil.

Sistemle hesaplaşmaya aklı, yüreği, cesaret olmayanlar, sistemin ana unsurlarını hedef almak yerine, kendileri de sistemin birer mağduru olan şahısları hedef alıyorlar. Bir nevi bataklık dururken sivrisineklerle mücadele etmek gibi…

Oysa Aleyna Tilki de bu sistemin kurbanlarından biri. Oysa onun da yaşanmaya değer hayatı bilmeye, öğrenmeye ve yaşamaya hakkı varken, o kızcağızı küçücük yaşından itibaren böyle bir hayata sürüklenirken, bu sürüklenmeyi görüp önlemeyen, tedbir almayan ve hadise bu hâle gelene kadar…

Fecir Alptekin

Şimdi biz neyden bahsediyoruz ki?

İnsan iğreniyor.

Yani, hani biz karınca öksürse dünyalar kadar eczaneler yığacaktık.

Ya?

İnsanların kötülüğe gitmesi için her yolu açık bıraktıktan sonra, kötüye gitti diye gencecik insanları linç etmeye kalkıyoruz.

Bizler çok iyi insanlarız ya.

Aslında Aleyna Tilki, bu sahtekârların, güya Müslümanlık iddia edip ama gençliğe bir ideal veremeyenlerin sahtekârlığını ifşâ etiği için hedef oluyor.

Hani iktidara gelince her şey düzelecekti?

Düzelmiyor, düzelmez.

Doğru düşünce olmadan, doğru düşünce faaliyeti olmaz.

Sen hem sivrisinek üreten bataklığın bekçiliğini yapacaksın sonra da sivrisineklerden şikâyet edeceksin.

Gençlik her hâliyle idealsiz bırakılmasının ızdırabını haykırırken buna karşı hep aynı kısır tepki: Millî manevî değerlere sahip olursak filân.

Bunu dedin miydi, sanki millî ve manevî değerlere sahip kılıyorsun.

Oysa bizzat kendi hâli millî ve manevî değerlere ters…

Cumhurbaşkanlığı Kültür ve sanat Politikaları Kurulu diye bir şey var malûm…

Üyeleri:

Alev Alatlı

Havva Hümeyra Şahin

Hülya Soydan (Koçyiğit)

Dr. İskender Pala

Mehmed Özçay

Murat Bardakçı

Orhan Gencebay

Rasim Özdenören

Dr. Ümit Meriç

Fecir Alptekin

Bu kurul üyeleri arasında ferdi olarak kıymet ifade eden şahsiyetleri tenzih ederek soralım: Bu kurul hangi dünya görüşüne, hangi fikre, hangi ahlâka, hangi estetik anlayışa göre teşekkül etmiştir söyleyebilecek olan var mı? Bu üyeler hangi kıstaslara göre seçildiler?

Siz Aleyna Tilki’yi bırakın da asıl bu kurulun ifade ettiği faciaya dikkat edin. Bu facia milyonlarca Aleyna Tilki üretmenin taahhüdünden başka ne ki?

Ahmet ÖLÇÜLÜ

Bir Cevap Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

%d blogcu bunu beğendi: