MADEN YATAKLARIMIZI KİMLER SÖMÜRÜYOR -3: DÜNYADA BİR EŞİ YOK!
Yabancı şirketler yöre halkının isyanını bastırmak için çeşitli yöntemler uyguluyor. Basına yansıyan bir haberde Erzincan’ın İliç ilçesi Çöpler köyünde altın çıkaran ABD-Avustralya ortaklığındaki bir şirketin, Bergama’daki gibi bir tepki almamak için köyün ileri gelenlerini kafileler hâlinde Amerika Turu’na götürüp “iknâ” ederek getirdiği söyleniyor.
Türkiye’nin maden zengini olduğu, 3 kat trilyon dolarlık maden cevherinin işlendiği takdirde değerinin en az 10 misli artacağını, 30 kat trilyon doların çok üzerinde olacağı belirtiliyor. Ayrıca bu maden yatakları işlenerek bu madenlerle ilgili olarak sanayimizin kurulması; bu maden yataklarından bütün sanayileri kuracak “fabrika yapacak fabrikalar”ı kurmamız gerekiyor. Bu maden yataklarından bor madeninden TomaHawk füzesi yapıyor ABD ve bu füzeleri Irak, Afganistan başta olmak üzere, bütün İslâm Coğrafyası’nın işgâli ve Müslüman kardeşlerimizin katlinde kullandı.
Kendi Maden Sanayimizi kurmak gerekiyor. Üniversitelerde bu madenlerin ilgili bölümlerini açmak; dünyanın bütün sanayi tecrübelerini öğrenecek ve ülkemize mâledecek, bu bilgi ve tecrübeleri kullanacak ve neticede bunları ülkemizde gerçekleştirecek bir neslin yetiştirilmesi çalışmalarına yönelmeliyiz. Gerçi maden konusunda ehil nice insanımız var olmasına var da, “işinin ehli olanları sevk ve idare edecek Ehil İdareciler”den yoksunuz bir yönüyle…
Mesele “kaynak ihtiyacı” olmaktan öte, bu kaynakların adetâ peşkeş çekilircesine “yabancı”lara sınırsızca açılması… Mesele “kaynak”sa eğer, önceden de ifâde ettiğimiz gibi; sadece Gümüşhâne’deki “altın rezervi” Türkiye’ye 100 yıl bakar! Bu rezervin bulunduğu saha öyle bir yer ki, dünya standartlarında 1 ton topraktan 6 ilâ 10 gram altın çıkarılabilirken, topraklarımızda 1 ton topraktan 1 kilo 700 gram altın çıkarılabilmektedir!.. Yazar Mahmut Erdem’in tesbitleriyle devam edecek olursak:
2004 senesinde çıkarılan 5177 sayılı maden kanunu ile maden talanının önünü yabancılara açtılar. 2007’de 143 yabancı şirket arama – işletme yaparken, 2008’de verilen ruhsat sayısı 40 bin 193’e fırlamış. Yabancıların Türkiye’de sahip olduğu maden alanı 150 bin kilometrekareye ulaşmıştır. Böylece ruhsat sayısı 83 binin üstüne çıkmış, yabancılara peşkeş çekilen topraklarımız, ülkemiz topraklarının % 19’unu aşmıştır.
ABD’li maden firması Eldorado Gold; Kışladağı, Eşme Banaz Katrancılar Köyü, Murat Dağı, Efem Çukuru, Kaymaz, Küçükdere’de…
İngiliz Ariana; Kızıltepe’de ve Sındırgı’da;
Kanada’lı Teck Cominco; Kaz Dağları, İrvindi, Havran, Balya, Ezine ve Artvin Cerrahtepe’de;
İngiliz Odyssey; Tavşanlı’da altın;
ABD’li Rothchild ailesine ait Rio Tinto; Susurluk, Balya, Sultançayırı, Eryaman, Sincan, Güdül, Kazan, Sivrihisar’da bor ve boraks;
Kanadalı Anatolia Minerals; Malatya, Tunceli Ovacık’ta altın, gümüş, çinko, ilaveten Gümüşhane, Artvin, Kayseri, Saimbeyli, Tufanbeyli, Beypazarı, Boğazlıyan, Yenipazar, Sarıkaya’da bakır arama-üretimi yapmaktadır.
Dahası 350 civarında yabancı şirket; gümüş, bakır, krom, petrol, nikel, bor, toryum, kömür vesaire 52 civarında maden arama-üretimi yapmaktadır.
Neticede İktidar, milletimize ait bu müthiş zenginlik için, çıkardığı maden kanununda devlet hissesi yüzde 2 koymuş, çöp fiyatının altında tutmuştur. Madenler, yurt içinde zenginleştirilir ise devlet payı yüzde 50 indirilir maddesine rağmen, söz konusu sömürgeci-yağmacı yabancı şirketler vergiden kurtulmak için, ham olarak tır filolarına yüklenerek gemilerle yurt dışına taşınmaktadır.
Nereden başlamıştık?
Erzincan’ın Çöpler Köyü…
Amerikan şirketi AnaGold, köyün “ileri gelen”lerini Amerika’da ağırlayıp “iknâ” ederken, köyün tamamını yıkıp, yerine “köylünün ağzını açık bırakan” villalarla, yepyeni bir camii de olan “köy” inşâ ediyor…
Bütün bunlar olurken, Amerikalı şirket nâmına efendi-köle ilişkisi içinde görüşmeleri yürüten asıl aracıların, “yerli politikacı”ların kimler olduğunu tahmin etmek de zor değil elbet.
Türkiye’deki maden yağmasının dünyada bir eşinin dahi olmadığını öğrenmek için araştırma yapmaya dahi gerek yok.
Ahmet BAŞ