BİZANS AHLÂKI

Çankırı Üniversitesi Rektörü lojmanına devletin parasıyla 145 bin liralık mobilya almış. Onu gören Gaziantep Üniversitesi Rektörü durur mu, o da 313 bin TL’lik mobilya almış. Siirt Üniversitesi Rektörü de demiş, “benim neyim eksik”, makam aracı ihalesine çıkmış, uzay mekiği donanımında…

Hepsi kanuna uygunmuş kanun izin vermiş, demiş ki bu adamlara, “devlet lüks bir daireyi lojman olarak kiralar, içini istedikleri gibi dayayıp döşemelerine göz yumar, altlarına son model araçlar, şoförler, yakıtlar tamam”.

Peki kanuna uygunsa neyi tartışıyoruz?

Kanunun ahlâka uygun olup olmadığını…

Hangi ahlâka uygunluk?

Eğer mevcut kanunların yol verdiği ahlâksa, rektörlere gelene kadar ohooo… Herkes yapıyor!..

At sahibine göre kişner diye bir atasözümüz var. Balığın baştan koktuğu da söylenir. Yani ahlâk, 1’de neyse sonsuza da öyle gider. Ne kadar lüzumsuz bir tartışma!

Hani bunu sadece “bugünkü 1” anlamında söylemiyorum. “dünkü 1”, “öbür günkü 1” diye yerine konulabilir.

Toplum ferdin uzayan gölgesidir; icmalden tafsile… Nasıl ki ağaç, çekirdekte olandan başka bir şey değil.

Demek ki rejim tartışmasına girmeden ahlâk tartışılmaz, gevezeliktir.

Daha açık konuşayım. Tepedekilerin hoşuna gidecek bir ifadeyle, bu işler Cehape döneminde de böyleydi. Bugün de aynı. Mesela üniversite bütçesi ilmî bir araştırma için yoktur, ama makam sahiplerinin keyf ve konforu hiç ihmale gelmez.

Eğer ahlâk diyorsanız, Bizans ahlâkıdır bu!

Selim GÜRSELGİL