ŞEHİD “HASAN MERİÇ”İN MEKTUBU
7 Ocak 2000 Cuma günü Bandırma Cezaevi Direnişi’nde şehid olan gönüldaşımız Hasan MERİÇ’in şehâdeti üzerine, sayın Yücel ATASEL’in şehidimize hemhâl olarak Ocak 2000 tarihinde kaleme aldığı yazısı.
91-95 arasında yayın yapan TARAF Dergisi’nde “Serdar Yavuz”, “Murat Doğu” gibi müstear isimler yanında, bir çok dergimizde yayınlanmış makaleleriyle öne çıkan, Kumandan Salih Mirzabeyoğlu‘nun hakkında “Benemsâl” dediği sayın Atasel’in söz konusu yazısını Hasan’ın şehâdet yıldönümünde tekrar alâkalarınıza sunuyoruz.
ADIMLAR
ŞEHİD “HASAN MERİÇ”İN MEKTUBU
İyi dinle TUSİAD kitapsızı!
İyi dinle MUSİAD “İslamcısı”!
Sen ey izbelerin karanlık fırsatçısı,
Yağlı “iftar sofraları”nın fıkracısı,
“Bal”lı dalkavuk Mahmud’u;
Sen de Dinleyeceksin!…
Kıçındaki donun kesiminden yediği salatanın sosuna, oturduğu kanepenin biçiminden cima tarzına, gözü, kulağı, dili, derisi ve “bilmem nesi” topyekûn işgâl altında olduğuna bakmadan baksa da anlamayan…
Bir defa bayılttığı hakikatin bin defa ırzına geçip, ayet, hadis, icma, kıyas arasından kuru aklıyla kaypakça esip İBDA’da kibir, Clinton’da “İslâm ahlâkı” keşfedip din-imân üzerine ahkam paralayan aklı para, ruhu Amerikan, Satan oğlu satan, sen Çamlıca tepesi, İkitelli kulesi soytarısı… Soytarıları…
Sizler de dinleyeceksiniz…
Tilki Günlüğü’nün açılışı 17 Ağustos Depremini, Türk çocuklarına “Siyonizm Sevgisi Aşılama Kampanyası”na çeviren, Terörist İsrail’i göklere çıkarırken, Aynı İsrail ve Kukla Ankara Rejiminin 10 yıldır ambargo altında tuttuğu, 2 milyon insanını öldürüp sakatladığı komşumuz Irak’ın; “Komşusu açken tok yatan bizden değildir, Türkleri yalnız bırakamayız” diyerek yaptığı “petrol yardımı”nı görmezden gelen ve bir de utanmadan; “Tek dostumuz İsrail. Müslüman komşumuz yardım etmedi, kınıyoruz!” diyen yeni yetme liberal çapulcu holding eşkıyası…
Kokain kaşığını elinden bırakıp dinleyeceksin!…
“Beynelmilelci, dönme, Yahudi hakimiyetine karşıyız!” diyerek çıktığı “Yalan Yolu Yolculuğu”nu 18 Nisan seçimleri öncesi İşgâl Medyası kameraları önünde “hayır dualarını” dilendiği aynı beynelmilelci Yahudiliğin Türkiye Baş Müfettişi David Aseo önünde “esas duruş”a geçerek tamamlayan İşgâl Medyası ekranlarında hiç utanıp sıkılmadan “Bağımsızlığın artık devrini doldurduğunu, bağımsızlığın çağdışılık olduğunu” söyleyip, haftasına kalmadan meydan yerinde kürsüye tırmanıp, aynı pişkinlikle, “Çeçenistan’ın bağımsızlığı üzerine ateşli nutuklar” atarak Çeçenlerin sırtından siyasî yatırım yapan, ama her nedense aynı nutukları -Çeçenistan konusunda “atmaya” benzemeyeceği için, Anadolu’nun Amerika’ya karşı “bağımsızlık hakkı”, Kürt kavminin bağımsızlık hakkı için atmayan, “atamayan”, “Uyuzhane” tozuyla kaplı pörsümüş ciğerleri iki para etmez sahte maneviyatçı!…
Arkanı dönüp kaçma, buraya gel!…
Bilerek “Sefil Toplum Örgütleri” gösterisine çevirdiği 17 Ağustos Depremi sonrasının tozu dumanı içinde “Uluslararası Tahakküm Yasasını” kaşla göz arasında kanunlaştırıp, IMF ne istemişse boyun eğerek, sömürgeci düşmanı vatan topraklarından sürmeye kararlı gerçek vatanseverlerin eline geçtiğinde sonucu tayin edici bir silâh olacağını bildiği devlet kurumunun merkezî güç özelliğinin tasfiyesini, her renkten Holding eşkıyasına bağlanmasını hemen hemen tamamlayan, böylece fiiliyattaki “eyalet-sömürge” gerçeği karşısında zaten çok komik ve iğreti duran kağıt üzerindeki “egemenlik hakkı”nı kağıt üzerinde de resmen emperyalizme teslim eden ve bu teslimiyetin “kutlamasınıda” insanlığın beşiği kutsal değerler pınarı verimli Irak topraklarını ürün veremez hale getirmek için hemen hergün Adana-İncirlik İşgâl-Terör Üssü’nden kalkıp, Irak tarım sahaları üzerine büyük kaya blokları atan, Türk- Kürt- Arap, bütün Büyük Doğu Halklarının kavimlerinin BAŞ DÜŞMANI Amerikan uçaklarının bombardımanı sürdürdükleri dakikalara denk getirdiği “konuşma”sında;” Irak’ın saldırganlığına dikkat çekip, sorunların silahla çözülemeyeceğini, İslâmın barışçı bir hoşgörü dini olduğunu” anlatan ESAS TERÖRİST BAŞI Clinton İblisini ayakta, hararetle alkışlayan “Melanet Meclisi”nin kimisi “sosyalist eğilimli”, kimisi “İslamcı”, bilmem kaç yüz küsur, kalb gözü bir yana, akıl gözü dökülmüş, mantığı çürümüş, dışkı ruhlu haini!…
Gerçeği, mantar kafanıza balyoz gibi indireceğim!
Afganistan’dakini “aşırı dinci militan”, Cezayir’dekini “dinci terörist”, Güney Lübnan’dakini “İslamcı terörist”, Türkiye’dekini “aşırı dinci terörist!” diye yaftalamaya cüret ettiği müslümanlara, aynı “Haber Tahrif Bülteni”nde, sıra Çeçenistan’a gelince, sureti haktan görünerek “savaşçı” demek suretiyle nohut aklınca çok ustaca “maneviyatçılık ayarı” yapan TGRT’sinden Kanal Domuz’una, İnter- Satar’ından A(merikan)tv’sine, “İşgâl Medyası”nın fahişe kavat kaynayan bütün şubeleri!..
Kulaklarınızı iyi açın…
Ev basıp ırza geçmiş bir Amerikan İşgal-Terör Üssü askerini, hem de önünde uşak gibi dolanıp çay kahve ikram ettikleri halde “askerî karakol”da bir saatten fazla tutamayan, on beş dakika geç bıraksalar ABD konsolosundan telefonla fırça yiyen ve aynı Amerikan İşgâl Askeri, dumanlı kafasıyla “tatil-fuhuş köyü”nün yolunu şaşırıp, az ötedeki piknik yerinde sızdığında, hemen o bölgedeki garnizonu teyakkuza geçirip, komando tugayını seferber eden bu hizmetlerinin mükafatı olarak da ABD’de, İsrail’de göğüslerine “üstün hizmet madalyası” iliştirilen generalcikler!…
Mustafa Kemal’in, “Memleketin bütün tersanelerine, girilmiş, bütün kaleleri zaptolunmuş, bütün limanları işgal edilmiş olsa da, emperyalist düşmanla savaşın!” şeklinde ifadelerin bulunduğu konuşmalarını, harb okullarında, görev yerlerinde genç subaylara okutmayan onlardan saklayan, bunun yerine “irtica tehlikesi”yle alakalı sözlerini afişlere çıkaran, memleketin bütün limanlarını ve kalelerini kendi elleriyle birer birer ABD’ye, “Askeri Serbest Bölgeler” halinde teslim eden vatan hainleri…
Özalizmin, 80 sonrası “Yap, Sat, Devret-Çal, Çırp, Talan et!” mantığıyla beslenmiş bir Hedonist yeni yetmeye disko ritminde düzenlettirdikleri 10 Yıl Marşını manken-spiker-fahişelerle, el ele söyleyerek vatan haini yüzlerini gizlediklerini zanneden kepazeler!..
Sizler de kulaklarınızı açacaksınız.
Ya sizler?… 2 milyon Iraklıyı “Yahudi Ambargosu”yla boğan ABD’nin “Türkçü!” kisveli çömezleri?… “Türkçülük” adı altında Türklüğü içten çürütüp yok edenler?…Ve bunu ört-bas etmek için anaların acıları üzerinde adiliğin diliyle taht kurup, o insanları “30 bin kişinin katili boktan edebiyatı”yla İşgâl Medyası kameraları önünde konu mankeni, dekor niyetine ağlatıp sızlatıp, oradan oraya koşturan İsrail yanlısı, hadımcıklar?… İnsanların acılarını adice sömürünce, kökünden sökülmüş erkekliğini kazandığını zanneden “fuhuş-milliyetçileri”?..
Sizi unuttum mu sandınız?…
Hayır, sizin de suratınıza çarpacağım, siz de işiteceksiniz.
İstanbul’da imzalanan “Washington Şartı”nın nihai belgelerini, bu belgelerin kontrolünü, dağıtımını bizzat ve kendi ülkesinden yapan İsrail’den edinen… Ve bu İsrail’e, Anadolumuzun Manavgat Suyunu satıp, Fıratı pazarlayan “Kukla Ankara Hükümeti”!..
Yankısı 21. Yüzyılda kulaklarınızdan silinmeyecek gür sesimi mutlaka duyacak ve asla unutmayacaksınız!
“ŞEHADETİM TOPUNUZUN ÜZERİNE VURULMUŞ BİR İPTAL MÜHRÜDÜR!”
“YAR YOLUNDA KUŞ OLDUM O RUH Kİ EZİLEMEZ
MÜHRÜ KANIMLA VURDUM ARTIK HİÇ SİLİNEMEZ!”
(Ocak 2000)