YANLIŞI İTİRAF ETSELER DE DOĞRUYU GETİRMEKTEN ACİZLER
Kamu Denetçiliği Kurumu (KDK) Başdenetçisi Şeref Malkoç, boşanan çiftler arasındaki en büyük problemlerden biri olan ömür boyu nafakayla ilgili itiraf gibi açıklamada bulundu. Hukukçu kimliği olan Malkoç, “Biz eşleri barıştırmak yerine ayrılsın diye kanun çıkarmışız.” dedi.
BİZ EŞLER AYRILSIN DİYE KANUN ÇIKARMIŞIZ
Aile arabuluculuğunun kurulmasını da kendilerinin tavsiye ettiğini söyleyen Malkoç “Eşler tartıştığında kadın, karakola telefon açıp şikâyette bulunduğunda koca evden uzaklaştırma alıyor. Bu da öfkeyi ve kadına şiddeti körüklüyor. Biz eşleri barıştırmak yerine ayrılsın diye kanun çıkarmışız. Aile arabuluculuğu ile ilgili Adalet Bakanlığı iyi bir çalışma yapıyor” diye konuştu.
NAFAKA ÖDEMESİ EYLEM PLANI İÇERİSİNDE YER ALDI
Cumhurbaşkanı Erdoğan 100 günlük eylem planında Türkiye’nin kanayan yaralarından olan ve yüz binlerce mağdur olan nafaka konusu da var. 100 günlük eylem planının 15. maddesinde “Nafaka ödemesi sisteminin adil bir hale getirilmesi” konusu yer aldı.
BAKAN SELÇUK: ÇÖZÜM ÜRETİLMESİ ZARURET HALİNE GELMİŞTİR
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk da konuyla ilgili, “Yoksulluk nafakasını düzenleyen Medeni Kanunun ilgili hükümlerinin, eleştiriye neden olan uygulamaların en aza indirilmesi ve taraflar için adil bir çözüm üretmesi adına toplumsal gereklilikler doğrultusunda, ilgili tüm taraflarca değerlendirilmesi bir zaruret haline gelmiştir. Boşanmanın kaçınılmaz olduğu durumlarda aile fertlerinin herhangi birinin mağduriyet yaşamayacağı ve hak kaybına uğramayacağı bir sistemi daha işlevsel hale getirmek durumundayız hep beraber.” ifadelerine yer vermişti.
MUTLAK FİKİR OLMADAN OLMAZ!
İnsan ve toplum meselelerini tek çözüm yolu, Mutlak Fikre uygunluktur.
Mutlak Fikre uygun olmaya bakacağı yerde el yordamıyla meselelere çözüm aramak, çözümsüzlük ortaya çıktığında da sureti haktan gözükerek, “yanlış yaptık” diyerek, bu yanlışı Mutlak Fikir dışında başka çözüm arayışlarıyla, yeni yanlışlarla düzeltmeye çalışmak, samimiyet değil, samimiyetsizliktir.
İnsan ve toplum meselelerini bir parçası olan aile ve eşler arası problemlerin çözümünün başında, hayatı Mutlak Fikre uygun yaşama ayarlamak olmalı. Yani ortaya çıkması muhtemel birçok problemi daha ortaya çıkmadan, ortaya çıkacak şartların teşekkülüne müsaade etmemek temel prensip olmalı. İçtimaî, siyasî, iktisadî, hukukî, ahlakî vs bütün unsurları Mutlak Fikre göre uyumlulaştırılmış bir toplumda, yaşanmaya değer hayatın yaşandığı bir toplumda, insanlar arası münasebetlerde ortaya çıkan problemleri tetikleyen yan unsurların pek çoğu oluşmayacağından, insanlar arası problemler de gündeme gelmeyecektir.
Oysa hâkim mantık, problemlerin doğmasına, meselelerin ortaya çıkmasına mani olacak şartları engellemek değil, bu şartların ortaya çıkardığı problemlerin zararlarını giderme çabası, tabiri caizse hastalığı önleyebilecekken önlemek yerine, hastalık çıksın da mücadele edelim zihniyeti…
Toplum çökertiliyor, hastalıkla mücadele etmesi gerekenler hastalığı engellemek yerine, birkaç hastayı tedavi etmiş olmaktan dolayı gururla ortalıkta gezinerek toplumu çökerttiklerini gizlemeye çalışıyorlar.
Ahmet ÖLÇÜLÜ