MÂNÂ DOLANDIRICILIĞI
Yılmaz Özdil tartışması hafiflediyse bir şey diyeceğim. Kemalist kesimin eleştirileri haklı… Adam Atatürk’ün ticaretinde… (Yeni de değil, yıllardır!)
Tosuncuk’a bakışı, buradaki içgüdüsünün seslendirmesi. Hani, “müstehaktır, toplumu dolandırmak sevaptır.” Kendince sevap işliyor!
Yalnız anlamadığım şey, bizim kesim bu topa niye bu kadar hırsla giriyor? Bizde Yılmaz Özdil o kadar çok ki, Yılmaz Özdil’e bakmaya sıra gelmez. Yılmaz Özdil ne kaldıracakmış bu işten? 4 milyon. Bizim Yılmaz Özdil’ler hesabı görünce: “O da para mı, parmağımı kıpırdatmam o paraya.”
Atatürk sömürülüyor da din sömürülmüyor mu? Tarih sömürülmüyor mu? Osmanlı sömürülmüyor mu? Bir dava şuuru ve aksiyon mihrakı olması gereken müşterek hafızamız, gençliği uyutma ve çene düşürme malzemesi olarak pazarlanmıyor mu? Bizim sırtımızdan milyonları kimler kaldırıyor?
Kitap yazıp para kazanmaktan bahsetmediğimi anlıyorsunuz. Tabiî ki fikirden ve sanattan geçinmek meşru ve müstehaptır. Ama buradaki iş başka… Aziz davayı ticaret metaı haline getirme işi. İnsanları inançlarıyla, değerleriyle dolandırma işi. İnanç sömürüsü, din ve dava katilliği.
Onları çok kolay fark edebilirsiniz. İslam inkılâbı davası olmayan, kazandığını kendi için kazanan, servet biriktiren, bir din ve tarih öğüdü geçmesi karşılığında çoluk çocuğuna lüks ve şatafat hayatı benimseten…
Kısaca Allah Resûlü’nün davasından hep alacaklı olan, hiç vermeyen…
Selim GÜRSELGİL