LÜZÛMSUZ İŞLERİN DİYANETİ
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş yeni bir lüzûmsuzluk sergileyerek, İslâm inkılâbının beklediği örnek din adamı tipinden ne kadar uzak olduğunu bir kez daha sergiledi. Sigaraya helal desin, haram desin, mesele o değil; lüzumsuzluklara sınır tanımıyorlar.
Müslümanların derdi nedir bugün, hangi meselelerle karşı karşı karşıyadır, toplumun hangi problemine hangi çözüm teklif edilmelidir… Dertleri bunlar değil: Sigara. Kendine bunu iş edinmiş. En büyük problem buymuş. Kendisinden önce sigara haram diyemeyenleri kınamış bir de…
Muhafazakârların özenle arayıp buldukları, seçtikleri Diyanet Reisi portresi! Ne kadar lüzûmsuzluk varsa onunla meşgûl. Diyanetin görevi mi sigara? Peki, şekere, tuza, yağa, hava kirliliğine bağlı ölümler de oluyor. Hem de inanılmaz rakamlarda. Bunlara da fetva verecek mi Diyanet?
Diyanet, hangi hakka dayanarak kendini fetva makamı olarak konumlandırıyor, o da ayrı bir tartışma konusu. Diyanet fetva makamı değildir ve fetva veremez. Diyanet illa bir şeye fetva verecekse, laik bir düzen içinde ifa ettiği görevinin din nezdindeki anlamı üzerine fetva versin.
Kimse sigaranın sağlığa zararı yoktur diyemez. Ancak sonucunda zararı dokunan her şey hakkında haram fetvası verilmez. Eğer öyle olacak olsaydı her yıl trafik kazalarında yüzlerce kişinin ölmesine nazaran trafiğe çıkmaya haram fetvası vermek gerekirdi. Din böyle bir şey değildir.
“Sigara sağlığa zararlıdır.” Sigara hakkında söylenebilecek şey budur. Tıpkı bazı besinlerin veya bazı şartların zararlı olması gibi… Bu tıbbî bir konudur, dinî bir konu değildir. Dini gerekçe göstererek helâl haram fetvası verilmesinin hiçbir dinî gerekçesi yoktur.
Son yıllarda cips denilen bazı gıda maddeleri çıktı. Çeşitli araştırmalarla bunların sağlıksız olduğu ortaya konuldu ve gıda uzmanları uzak durulmasını tavsiye ediyor. Siyasetçiler de ilgilenebilir; madem zararlı üretimi yasaklanabilir. Ama cips haramdır denir mi?
Neye göre?!