MAZBATA GİTTİ, ASIL DAVA YENİ BAŞLIYOR…
31 Mart tarihinde yapılan mahallî seçimler sürecinde kendilerine Cumhur İttifakı diyen AKP ve MHP, rakiplerine karşı saldırırken, saldırının şiddetini o kadar artırmışlardı ki, zannedersiniz karşılarında dünyanın en tehlikeli kimseleri var ve bu kişilerin kökleri kazınmaz, bu seçim kaybedilirse, ülke ve dünya batacak…
Nihayetinde seçim bitti ve yapılan onca itirazların ardından İstanbul Belediye Başkanlığı’nı kazanan Ekrem İmamoğlu’nun 17 Nisan’da mazbatayı teslim almasıyla birlikte de Erdoğan, 18 Nisan’da katıldığı Memur-Sen toplantısında seçimler hakkında bir konuşma yaparak bundan sonraki süreçle ilgili görüşlerini açıklarken, bu mesajlarından önemsediklerinin altını çizmek için 18 Nisan konuşmasından kimi pasajları 19 Nisan’da twitter hesabından paylaştı.
DEMOKRASİNİN ZAFERİ
Erdoğan’ın 18 Nisan konuşmasından satır başları ve önemli görerek 19 Nisan’da twitter hesabından paylaştığı kısımlar şöyle:
“Elbette bir takım tartışmalar, görüş farklılıkları olmuştur. Ama bu durum demokrasimizin bir kez daha başarıyla işlediği gerçeğinin teslimine engel değildir. Türkiye olarak 31 Mart’ta bir seçim maratonunu başarıyla tamamladık. 31 Mart seçimleri demokrasi şöleni havasıyla gerçekleşti. Dünyada bizim gibi bir katılım oranına sahne olan bir başka ülke adeta yok gibidir. Yüzde 85’e varan katılım oranıyla yapılan seçimlerin bir kez daha hayırlara vesile olmasını diliyorum. ABD’de bile yüzde 50’nin altında katılım. Seçim sonuçlarının demokrasimizin kalitesini daha da artırdığına inanıyorum.”
ZİLLET-BEKÂ GERİDE KALDI, ONLAR SEÇİM TARTIŞMALARIYDI
Seçim sürecinde diline pelesenk ettiği bekâ sorunu ve bu soruna muhalefeti sebep göstererek hedefe koymasına nazaran, içinde bulunulan hassas dönemde siyasetçilerin sorumluluk duygusuyla hareket etmesinin önem arz ettiğine işaret eden Erdoğan, “asıl gündem”i kendine göre yeniden tarif ederken, seçim döneminde söylenenler için, “zillet” veya “bekâ” değil de “seçim tartışmaları” derken, CHP ve diğer muhaliflerle kucaklaşma çağrısı yaptı:
“Seçim döneminde yaşanan tartışmalar artık sona ermiş, herkes günlük hayatına yönelmiş, evine, işine, gücüne yoğunlaşmıştır. Seçim tartışmalarını geride bırakarak ekonomi ve güvenlik başta olmak üzere asıl gündemimize odaklanmamız şarttır. Dönem, kızgın demiri soğutma, musafahalaşma, kucaklaşma, birlik ve beraberliğimizi yeniden perçinleme dönemidir. Vatandaşlarına ve kardeşlerine güven veren bir Türkiye için hep beraber elimizi taşın altına koymalıyız.”
TÜRKİYE ORTAK PAYDA
Seçim döneminde milleti bölen ve kutuplaştıran kendisi değilmiş gibi, “Türkiye”yi ortak payda ilânla devam etti:
“Daima ortak akla, ortak vicdana, milletimizi bir araya getiren ortak değerlere vurgu yapacak; kimseyi dışlamadan, ötekileştirmeden siyaset yelpazesindeki herkesle Türkiye ortak paydasında buluşmanın mücadelesini vereceğiz.”
TÜRKİYE İTTİFAKI
Cumhur İttifakı’nı geride bıraktığını, Türkiye İttifakı ibaresiyle gösterdi:
“2023 Türkiye’sini inşa edecek olan yine milletimizin bizatihi kendisidir. Ülkemizin bekasını ilgilendiren meselelerde siyasi görüş ayrılıklarımızı bir tarafa koyarak 82 milyon hep birlikte Türkiye ittifakı olarak hareket etmeliyiz.”
AK TROLLER NE OLACAK?
Erdoğan’ın bu açıklamalarından sonra ülkede en çok merak edilen konulardan biri de ak trollerin, çomarların ne olacağı? Erdoğan’ın bunların tasmalarını sıkıp sıkmayacağı? Bilindiği gibi AKP’nin almış olduğu seçim yenilgisinde en büyük pay, ağızlarından salyalar saçarak önüne gelene “hoy goy” (*) çekerek milleti kutuplaştıran ve kendilerinden nefret ettiren bu ak troller oldu.
Amerikan filmlerine özenerek “Pelikan Dosyası” adlı yayından dolayı Pelikan adı üzerlerine yapışıp kalmasından kendileri de rahatsızlık duyacak kadar yerli ve millî (!) olan “yalı çetesi”nin başını çektiği bu hoy goycuların kendilerine faydası olsa, bu durumda olmazlardı. Kaldı ki netice ortada: Koca bir hezimet!
Evet, mazbata gitti ve mazbatanın gitmesinin ardından yaşanan gelişmeler, Bahçeli’nin Erdoğan’a ayar vermek istemesi, Davutoğlu’nun yaptığı çıkış ve kulislerde konuşulanlardan yansıyanlar da gösteriyor ki, asıl dava yeni başlıyor…
Bu gelişmeleri de sonraki yazıya bırakalım.
(*)Bu “hoy goy”culardan biri de Cem Küçük olup, onun şahsında kaleme almış olduğumuz yazı buradadır:
/goy-goycu-cem-kucuk-costu/
A. Bâki AYTEMİZ