YKS’DE FELÂKET TABLOSU
AKP iktidara geldikten bu yana her iki, en geç üç senede bir Millî Eğitim Bakanı değiştirdi.
Hani dersiniz ki, “demek bu bakanlar AKP’nin eğitim sistemini, politikasını yürütemiyor, yeterli gelmiyor da onun için bakan değiştiriliyor!”
Hayır efendim, öyle değil!
Bakan değişiklikleri AKP’nin eğitim konusunda hiçbir tezinin olmadığının, hiçbir düşüncesinin bulunmadığının bir göstergesi. Zira her gelen bakan bir öncekinin yaptıklarını inkâr ve iptal ederek, kendi sisteminin başarılı olacağını iddia ederek koltuğa kuruldu.
Ve her sene geçtikçe daha da kötüleşen tablo, bu sene daha da kötüleşmiş olarak karşımıza çıktı.
YKS’nin sayısal verileri berbat ötesi skandal felaket.
Şayet bu sınav sıralama sınavı değil de başarı sınavı olmuş olsaydı, adayların yüzde doksanından fazlası başarısız kabul edilerek üniversitelere alınmayacaktı.
Ama bizim sistemimiz, “kim olursan yine de gel” hesabı üzerine kurgulandığı için, mesela fizik bölümüne hiç fizik neti yapmadan girebilirsiniz.
Üniversite sınavlarının berbat oluşunun sebebi üniversite sınavından ibaret değil. Bu iş ta okul öncesi eğitime, içtimai bozulmaya ve şuna ve buna kadar birçok saik ve amile dayanmakta olan bir rezalet.
Rezaletin sorumlusu tek başına bugünün Millî Eğitim Bakanı değil kısacası. Topyekûn sistem berbat ve bugünkü Millî Eğitim Bakanı da bu berbat sisteme rağmen hangi akla hizmet bu görevi kabul etti? Ve madem kabul ettiğine göre de üzerine aldığı bu mesuliyet karşısında ne diyecek?
17 yıldır iktidarda olan AKP, çocuklarımızın idraklerini “eğitimsizlik” sisteminin dişlileri arasında iğdiş etmeye devam ediyor. Evet, sadece eğitim vermemekle kalmıyorlar, kötü eğitimle, iyi eğitim almanın yolunu keserken, bu sakat eğitimle zihinleri de sakatlamaya devam etmekteler.
Hani Üstad diyordu ya, “yetiştiricileri yetiştirmek gerek” diye.
Hah işte, önce ne yetiştireceğini bileceksin ki, o yetiştireceğin şeyi yetiştirecek insanları yetiştirecekleri yetiştirebilesin.
“Sistem şuur ve sistemin şuuruyla!”
Kısacası, “Doğru düşünce olmadan, doğru düşünce faaliyeti olmaz!”
Ol sebeple, sistem teklifi ile tezahür etmeyen her tecelliyi yalancılık ve istismarcılıkla peşinen yaftalayabilirsiniz. Daha bir işi gerçekleştirmenin temel şartının, o işi bir sisteme nisbet etmekle mümkün olduğunu anlayamamış adamlar… Temel olmadan bina inşaından söz ediliyor.
Mesele “iyi niyet – kötü niyet” meselesi değil ki, sistem yok sistem!
A. Bâki AYTEMİZ