FRANCİS’İN JAPONYA ZİYARETİ VE NÜKLEER SİLÂHLAR – CARLOS (Salim MUHAMMED)

FRANCİS’İN JAPONYA ZİYARETİ VE NÜKLEER SİLÂHLAR – CARLOS (Salim MUHAMMED)

Bu konuşmayıgerçekleştirdiğimiz sırada Katoliklerin lideri Papa Francis Japonya’dabulunuyor. Japonya nüfusunun sadece yüzde 1’i Hıristiyan ve bunların da büyükçoğunluğu Katolik. Bunlar da yüzlerce yıl evvel Portekizliler tarafındandinleri değiştirilen Japonlar.

Japonya, dünyada atom bombası atılan ilk ve tekülke.  Dolayısıyla, konuşmalarında sürekli nükleer silâhlarınazaltılmasından bahseden Papa’nın Japonya ziyaretinin sembolik bir ehemmiyetivar. Nitekim atom bombası atılan şehirlerden biri olan Hiroşima’da bir konuşmada yapacak. Bununla neyi amaçlamakta? Elbette propaganda yapmayı amaçlıyor.Papa, nükleer silâhların azaltılmasına yönelik söylemlerle bir propagandafaaliyeti yürütecek. 

Siz de hatırlarsınız, Polonyalı Yahudi menşelibir Papa vardı, Papa II. John Paul. Bu adam, nükleer silâhları destekliyordu.Kendisi bir komünist düşmanıydı ve Polonya gizli servisinde iyi bağlantılarıvardı. Her şeyde olduğu gibi, dünyada çok fazla bağlısı bulunan inançlardanbiri olan Katolikliğin zirvesinde de bir takım fikir değişiklikleri yaşanıyor.Katolikler, “barış” söylemiyle diğer milletlere nüfuz etmeye ve kontrol altınaalmaya çalışıyorlar.

Haksız yere insan öldürmek ve dolayısıylanükleer silâhlar Hıristiyanlıkça yasaklanmıştır. Tüm dinler tarafındanyasaklanmıştır. Nitekim Yahudilik ve İslâm da, haksız yere öldürmeyi yasaklar.Dünyada en fazla mensubu bulunan inanç Hıristiyanlıktır ve Hıristiyanlıkuygulamada öyle olmasa da inanç bakımından barışçıl bir dindir. Daha iyi birdünya ortaya çıkarma iddiasındadır. İnancın özüne dönüş şeklindealgılanabilecek bu değişimin propagandasını ise nükleer silâhlar üzerindenyapmaktalar. 

Türkiye de nükleer silâhlara sahip olan birülke; fakat nükleer bir güç değil. Çünkü Türkiye sınırları içerisinde bulunannükleer silâhlar Amerikan silâhları. Bu silâhlar Rusya’ya eski adı ileSovyetlere karşı Türkiye’de konuşlandırılmıştı. Ümid ediyorum ki CumhurbaşkanıErdoğan bunları temizlemeyi başarır.

Türkiye, asla Avrupa Birliği’nin bir üyesiolamayacaktır. Çünkü Türkiye’nin Avrupa Birliği’nin bir parçası olmasıdurumunda, Avrupa Birliği’nin en önemli gücü Türkiye olacaktır ve bunu aslaistemezler. Bunun sebebi ırkçılıktan ziyade Avrupa’da yükselen İslâmdüşmanlığıdır. Diğer bir sebep ise Türkiye’yi, bazı Arap devletlerini olduğugibi münafıkların değil, gerçek Müslümanların yönetmesidir. Bu sebepleAvrupa’nın, Türkiye’yi istediği gibi yönlendirmesi zordur. Erdoğan onlar içinson derece zor bir lider. Ne yazık ki, Türkiye asla Avrupa Birliği’nin birparçası olmayacak.

Türkiye, şu an için bu ölçü olmasa da senelerceemperyalistlerin arka bahçesi vaziyetindeydi. 1950’lerden beri NATO,Türkiye’nin talebi doğrultusunda ülkeye modern roketler konuşlandırdı. BuTürkiye açısından son derece akıllı bir adımdı. Muhtemel bir Rus bombardımanınakarşı sınırlarını bu şekilde muhafaza edebileceklerini düşünüyorlardı. ÇünküRusya, Bolşevik devriminin ardından Türkiye için önemli bir tehditti. Türkiye,bu süreçte nükleer silâh bulunan ülkelerden biri oldu. Bugün ise Türkiye, NATOroketlerinin yanı sıra sınırlarını muhafaza etmek adına Rusya’dan roketleralmaya başladı. 

Bugün Türkiye menfaatlerini muhafaza etmeyedönük bir politika seyrediyor. Konumu itibariyle barışın en fazla faydasağlayacağı ülkelerden birisi Türkiye. Türklerin, Kürtlerin, Arapların,Müslümanların, Hıristiyanların, hatta Yahudilerin ve hülâsa insanlığın düşmanıolan Siyonistler nükleer silâhları bölgedeki barış ortamını ortadan kaldıranbir bahane olarak kullanıyorlar. Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan evvel Ortadoğu’nunen popüler rejimine sahip olan Irak’ta nükleer silâhları bahane olarakkullandılar. Saddam Hüseyin, Siyonistlere karşı ekonomik bir savaş açmıştı.Irak işgâl edildi ve Saddam Hüseyin ihanete uğradı. Yakalandı, önce mahkûmedildi, ardından tiyatro kabilinde bir yargılama neticesinde asılarak şehidedildi. 

Hülasa; Katolik Kilisesi’nin Japonya hamlesisiyasî bir hamledir. Ben 1975 yılında Müslüman oldum ve tüm Müslümanlarkelime-i şehadet getirerek, Allah’tan başka ilâh olmadığını, Peygamberefendimizin onun kulu ve Resûlü olduğunu kabul eder. Bugün diğer tüm inançlarPeygamber Efendimiz’e ve İslâm’a saldırıyorlar. Buna mukabil İslâm çok hızlıbir şekilde yayılmaya devam ediyor. 

Elbette başka inançlara mensup olup daMüslümanlarla dost olanlar da yok değil. Mesela, Venezülla hükümeti, Müslümandostu bir idaredir. Bu enteresan bir durum; fakat Bolivaryan bir hükümetMüslümanların dostu. Bu hükümetin kurucusu Komutan Hugo Chavez ve onun selefi NicholasMaduro Müslüman dostu siyasetçilerdir. Bu doğru tarafta olmak ile alâkalı birdurum; Müslüman olmamalarına rağmen İslâm’ın düşmanlarına düşmanlar.Münafıklarla değil, gerçek Müslümanlarla aynı safta bulunuyorlar. ElbetteMüslüman Türkiye halkı ve Türkiye’deki gönüldaşlarımla aynı safta bulunuyorlar.Türkiye’deki Nakşî gönüldaşlarım senelerdir cezaevinde olmama mukabil cesur birşekilde benimle ve memleketim Venezüella ile dayanışma içindeler. Bu onurluduruş, Siyonistlerden ve emperyalistlerde zerre korkmadığımızın göstergesidir!
 
Allahü Ekber!
24.11.2019

Görüşen: Av. Güven YILMAZ

Bir Cevap Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

%d blogcu bunu beğendi: