KORONA VİRÜS VE VENEZÜELLA-KOLOMBİYA GERİLİMİ – CARLOS (Salim MUHAMMED)
Çin’de ortaya çıkan Korona virüsü hakkındakısa bir değerlendirmeyle başlayalım. Bu virüs ilaç üretim endüstrisitarafından geliştirildi. İnsan tabiatına bu şekilde zarar veriliyor, daha sonraise sözde tedavi edilmeye çalışılıyor. Artık hasta olmak tabiî bir vaziyetolmaktan çıktı. Çin’in çok fazla bilinmeyen bir endüstri bölgesinden yayılan buvirüsün bir takım global ekonomik yansımaları da olacaktır. Bunun ekonomikneticelerini gelecek günlerde göreceğiz; fakat şu an dünyanın her tarafında buvirüse rastlanması mümkün. Bizler hapishanedeyiz, buradaki bir insan enfekteolursa nasıl bir manzara ile karşılaşacağız bilmiyorum. Zannediyorum berbatolurdu.
Bu konudaki haberlerin oyun veya manipülasyonolduğunu ise düşünmüyorum. Kimya da paraya dönüştürülen bir ekonomik sömürüaracı olarak kullanıldığı için zaman zaman böyle hastalıklarla karşılaşıyoruz.Bu kapitalizmin ne kadar kötü bir sistem olduğunu da bir kez daha gösterir.Koronavirüsün sosyalist bir rejime sahip olmasına mukabil son dönemde müthişbir kapitalist ekonomik büyüme yakalayan Çin’de ortaya çıkması da ironik. BaştaÇin’de ardından da diğer ülkelerde yüzbinlerce insanın hayatını kaybetmesindenkorkuyorlar. Çin’den kaçmaya çalışan insanlar virüsü diğer ülkelere taşıyorlar,Kuzey Amerika ve Avrupa başta olmak üzere bir çok ülkede enfekte olmuşinsanlara rastlandı. Ümid ediyorum, kendimizi muhafaza edebiliriz ve bu salgındurur.
***
Yıllar önce, Venezüella’da kendisine sığınaninsanların veya suçluların iade edilmemesinin bir gelenek olduğunu belirtmiştim.Chavez döneminde bu gelenek sebebiyle Venezüella’ya ajanlar, kriminal tiplernüfuz etmeye başladı, bununla birlikte gerillalar da Venezüella sınırındafaaliyetler gösterdiler. Elbette Chavez harika bir adamdı, cesur ve dayanışmacıbir liderdi; fakat iyiliği bazı yanlışlara da sebebiyet verdi. Chavez,Kolombiyalı gerillalara yakın bir siyaset seyretti. ABD dahi Venezüella’dabulunan Kolombiyalı gerillalar meselesine dahil edilmek istendi. Buna mukabilChavez bu hususta uzlaşmaya yanaşmamıştı. Bu gerillalar Venezüella sınırındanKolombiya’ya geçiyorlardı.
Mahkûm iade konusunda, Venezüella tarihindesadece bir örnek var. 1950’lerde Kolombiyalı gerillaların lideri teslim edildi.Kolombiya sınırının Venezüella tarafında faaliyet gösteren gerilla liderini Kolombiyaistedi. Perez Jimenez döneminde, Venezüella’nın prensiplerine aykırı birşekilde, bu Kolombiyalı gerillaya ihanet edilerek Kolombiya’ya teslim edildi.Dönemin başkanı Jimenez onu Cristobal’dan Kolombiya’ya gönderdi. Kolombiya’dakendisi tutuklandı.
Bu ihanete karşın Carlos Andrez Perez,döneminde dahi onlara çeşitli imkânlar tanınmıştır. Perez ailesi Kolombiya’nıngeleneksel soluna mensup bir aileydi. Kendisi de Venezüella’da doğmuş birKolombiyalı olarak 1970’lerde Venezüella devlet başkanı oldu. İşte Venezüellatarihinde kendisine sığınan birinin iade edildiği ilk örnek budur.
Bugün bunlardan bahsetmemizi zaruri kılan birvaziyet mevcut. Kolombiya genel meclisinde senatörlük yapan genç bir Britanyakökenli kadın vardı. Kendisi sağ görüşe mensup birisi, devrimci değil.Geçtiğimiz aylarda aniden tutuklanarak ve cezaevine gönderilmişti.
Kolombiya daha önce bağımsızlık için mücadeleeden insanlara karşı Venezüella’dan iade talebinde bulunuyordu. Eski fakirgerillaları da çıkarlarını korumak için hâlâ öldürmeye devam eden bir devlettenbahsediyoruz. Şimdi de, mecliste çoğunluğu elinde bulunduran bir partininsenatörlüğünü yapan, önce hapsedip daha sonra ellerinden kaçırdıkları bukadının iadesini talep ediyorlar. Merlano isimli bu eski senatör Kolombiyahapishanelerinden bir şekilde kaçarak Venezüella’ya geldi ve burada yakalandı.Bu hadise büyük tartışmalara sebep oluyor. Esasında bu mesele Kolombiyarejimindeki yozlaşmanın aynadaki aksi niteliğinde. Kolombiya’da hükümettarafından her gün cinayetler işleniyor. Uyuşturucu çeteleri ülkede ciritatıyor.
Venezüella’nın prensip olarak kendisinesığınanları iade etmediği gerçeğini bir tarafa bırakarak meselenin can alıcınoktasına gelelim. Elbette Kolombiya, kaçırdığı bir mahkûmun iadesini talepedebilir. Fakat problem şu ki; Kolombiya Venezüella’nın meşru hükümeti olanMaduro idaresini tanımıyor. Esasında başta ABD ve AB devletleri olmak üzere birçok devlet Maduro hükümetini tanımıyor. Mevzu bahis devletler Guaido hükümetinitanıyorlar. Maduro, kanunî olarak Merlano’yu iade etmek veya etmemek kararınıalma hakkına sahip; fakat Kolombiya rejimi Venezüella’ya açıktan düşmanlıkediyor. Venezüella’nın resmî hükümetiyle irtibatları yok. İşin Fransa ve diğerülkeler için de geçerli olan komik tarafı; elçilikler yerinde duruyor,çalışanlar duruyor, her şey yerinde duruyor, fakat meşru hükümet muhatapalınmıyor. Bu tam mânâsıyla bir tutarsızlık.
Venezüella’da ABD’ye yakın isimlerin iktidardaolduğu dönemde dahi kendisine sığınan kişi iade edilmemiştir. Buna Kolombiyalıgerillalar da dâhildir. Üstüne hiç beklenmedik zamanlarda kendilerine büro açmaimkânları dahî tanınmıştır. Bu hoşgörü Venezüella’nın prensibi ve geleneğidir.
Kolombiya ile Venezüella ilişkileri iki ülkeaçısından da çok önemli. Çünkü iki ülke halkı birbiriyle akrabadır. HâlâVenezüella’da milyonlarca Kolombiyalı bulunmakta, aynı şekilde Kolombiya’da daVenezüellalılar. Üstüne Merlano, Kolombiya halkı tarafından seçilmiş birsenatör. Ümid ediyorum, Kolombiya bu yanlışlarından döner.
02.02.2020
Görüşen: Av. Güven YILMAZ