KORONA TOPLANTISI – DAĞ FARE DOĞURDU
Arkadaşlar, “karantina sünnettir”.Hiç abartmıyorum: Batı’da karantina uygulamasının başlamasından 1000 yıl önce,Allah’ın Sevgilisi, salgın hastalıklar karşısında karantina tavsiyeetmişlerdir. Osmanlılar da karantinayı bu şekilde bilirdi. Ona tehaffuz derlerve titizlikle uygularlardı. Bu yüzden Avrupa’daki salgınların pek çoğuOsmanlı’da görülmezdi. Hiç abartmıyorum: Batılılar karantinayı Osmanlı’danöğrendiler. Onu bir perhizde 40 gün toplumdan tecrit olmalarına benzeterek,“karantina” adını verdiler. (Garantina değil arkadaşlar, quarantina.)
Bu umreci arkadaşlar bunları bilmiyormuhtemelen. Karantina karşısında Çinlilerin ve İranlıların tepsikisinigösteriyorlar. Gerçekten de Çinlilerin pek çoğunu polisler Çin işkencesiyoluyla karantinaya alabiliyor. İranlılar ise hükümetin emirlerini dinsizliksayıyor dinlemiyorlar.
Ordu zorla uyguluyor. Bu psikolojiyi anlamakkolay değil.
Bizim Umrecilerde de yaygın şekilde görülüyor.Hele Konya’dakiler, ilk gün CHP milletvekilini imdada çağırdılar. Adamcağız,iktidarın açığını yakalayacağım diye geldi, bunların taleplerini bir gördü,tabana kuvvet. Bugün de (17 Mart 2020) polisle çatışmış, barikatları yıkmayaçalışmışlar. Gezi eylemcileri onlara makara olsun diye gaz veriyordu.
Tedbir, tevekkülün menfi sıfatı değildirarkadaşlar. Tam aksine tedbir alınca tevekkül hakikat olur. Tedbirsiz tevekkül,tevekkül değil “eblehlik”tir. Bunları bilelim.
*
Hangi durumda hangi surenin, hangi ayetinokunacağını bilmem. Bu büyük bir ilimdir. Bu ilme sahip bazı hocalar vardır ki,ayetlerin, surelerin vaktini, miktarını, faziletlerini bilirler. Onlar hertürlü saygıya layıktır. Onlardan biri Salih Mirzabeyoğlu’dur. Benimsöyleyeceğimse bir ilim değil, bir fikir olarak görülmelidir.
Bu Korona virüsü, malum, “ta町eklinde ve ismini oradan alıyor. Taç denilince de “Arüs-‘ül-Kur’an /Kuranın tacı” denilen Rahman Suresi akla geliyor. Hani şu Berzah sırrınınanlatıldığı, iki denizin birbirine kavuşma ama sularının karışmama ayetlerinin(19 ve 20. ayetler) yer aldığı sure. Bu sure, Hazret-i Ebu Bekir vesilesiyle,Allah’tan korkanlara bir müjde olarak indirilmiş. Bununla beraber Allah’ınnimetlerini yalanlayanların uğrayacakları azaba da dikkat çekiliyor.
Bildiğiniz gibi dünkü (18 Mart 2020) toplantıve sonuçlarını milyonlarca insan akşama kadar bekledi. Dağ fare doğurdu.Turizmcilerle müteahhitlerin sırtı sıvazlandı, başkasına bir şey yok. He bir devatandaşa, “sokağa çıkmayın, başınız sıkışırsa Alo 184’ü arayın” gibinasihatlerde bulunuldu.
Sokağa çıkmayın diye kime söylendiğini ben enbaşından beri anlamakta güçlük çekiyorum. Arkadaş, şu an resmi daireler açık,işyerleri açık, toplu taşıma araçları, restoranlar, helâlar, hatta virüsün ilktemas merkezi olan Kapalı Çarşı ve Sultan Ahmet vızır vızır. Daha birkaç haftaöncesine kadar Çinli turistler buralarda 20-30 kişilik kafileler halindegeziyorlardı. Korelisi, İranlısı, Hollandalısı sebildi. Onlarla temas edeninsanlar, mekânlar halen faal. İstanbul’da nereden baksan birkaç milyon insanhalen birbiriyle koyun koyuna. Buna Umre’yi de kat.
Diyeceğim, arkadaşlar işimiz duaya kalmıştır. Ben naçizane, kısmet olursa Rahman Suresine sığınacağım. (Bir de minibüsümde kolonyam var.) Size de onu tavsiye ederim. Zira bu sureyi okuyanın dünyalık isteklerine kavuşacağı söylenir. Alo 184’e kalırsak yandığımızın resmidir.
Selim GÜRSELGİL