HOMOSEKSÜELLİĞİN KAYNAKLARI VE MÜCADELE YÖNTEMİ

HOMOSEKSÜELLİĞİN KAYNAKLARI VE MÜCADELE YÖNTEMİ

Bir gün üniversitede, benden birkaç yaş büyük, aklıbaşında, kültürlü, gayet düzgün görünümlü biriyle tanışmıştım. Soldan ayrılmış. Ülkücüler birkaç defa yalnız yakalayıp dövmüşler. Artık korkmuş ve siyasî kimliğini bırakmış. Bir süre koridorlarda muhabbet ettik, derken kaynaştık, iyi ahbap olduk.

Arasıra üniversite dışında da görüşüyor, Beyoğlu’na falan gidiyorduk. Bir gün bir caz konserine gittik. Orada nasıl oldu şu an hatırlamıyorum, homoseksüel olduğunu belirten şeyler söyledi. Önce algılayamadım, kafamda bir yere oturmadı. Yalnız hoşuma gitmeyen bir hava sezdiğim için ayrıldım. Otobüste eve dönerken kafama dank etti. Birtakım parçaları birleştirince onun homoseksüel olduğunu anladım. Müthiş öfkelendim. Benim kimliğimi biliyordu. İçeriden yeni çıkmıştım, 96 sonu, 97 başı falan.

Uzatmayayım, ben bunu birkaç gün aramadım.

Bir akşam bu beni aradı. Telefonda ona öyle şeyler söyledim ki, sanırım hayatımda tehdit ettiğim tek kişidir. Çok korktu. Bir daha üniversiteye uğramadı. Bir yıl sonra üniversiteye geldi, kantinde beni uzaktan gördü. Bir yolunu değiştirdi ki, ne kadar korkmuş olduğunu o zaman daha iyi anladım.

Sonra, yıllar içinde bu olay arasıra aklıma geldi. Daha etraflı düşünmemi gerektirecek müşahedeler edindim. Bu işi bir “birey” sorunu değil, “sistem” sorunu olarak görmeye başladım. Hemen hemen bütün suçluları, katilleri, sapıkları bile yüzde yüz suçlu değil, yarı yarıya “sistem kurbanları” olarak görmeye başladığım gibi.

Ben homoseksülliği bir hastalık olarak değil, bir suç olarak görüyorum. Ama bu suç, büyük ölçüde, içinde yaşadığımız sosyokültürel sistem tarafından üretiliyor, bireylere empoze ediliyor. Zayıflar düşüyor, Allah’ın kurtulmasını diledikleri kurtuluyor.

Bugün, her zaman olduğundan çok daha yoğun şekilde, toplum, homoseksüellik kültürünün saldırısı altında. Bu iş hem dışarıdan, Batı kültürü tarafından empoze ediliyor, hem de içeriden, genekten ve bugünkü ayaktakımı kültüründen beslenen yanları var.

Dışarıdan gelen saldırı AB merkezli olarak yürütülüyor. AB’nin bütün kültür politikası homoseksüelliği doğallaştırmak, özendirmek üstüne. Onun taşeronluğunu da içeride sol ve kürtçü kesim yapıyor. Onlar da homoseksülliği bir devrim aracı olarak görüyor ve sömürüyor. Toplum ahlakını, inancını, maneviyatını yıkım planı olarak ifa ediyorlar. İktisadi sınıf anlayışına dayalı devrim düşünden vazgeçip, ahlaki derim yoluyla ilerlemek istiyorlar.

Geçmişte Sovyetler, homoseksülliği bir hastalık olarak görmüş ve onunla örnek bir mücadele vermiş, sosyalist toplumdan homoseksüelliğin kökünü kazımıştı. 80 öncesi solcular da az çok ahlaklı insanlardı; en azından “yarin yanağı” diye bir kavramları vardı. Facia 80 sonrasında koptu ve adım adım gelişerek bugünkü ileri boyutuna ulaştı. Şimdi dinimize ahlakımıza her türlü sosyal değerimize fütursuzca söverek yol alıyor.

Diğer taraftan bu işin toplum içinde de bazı kökleri var. Bir kahvehaneye girin, hatta kahvehaneyi bırakın alelade bir ayaktakımı ortamında bulunun, muhabbet dedikleri şey bu merkezde dolanıyor. Dışarıdan gelen saldırıya bu ayak takımı kültürü zemin oluşturuyor. Her türlü sapıklığın türemesine elverişli bir ortam sunuyor. Öyle ya, homoseksüellik sadece “düşen” için değil, “düşüren” için de geçerli bir suç tanımıdır.

Buna bir de siyasi sistemin, iktisadi sistemin, adli sistemin, eğitim sisteminin ortaya çıkardığı sıkıntıları, cinnetleri, travmaları ekleyin. Bu işin öyle diyanet başkanının yaptığı gibi ucuz şovlarla içinden çıkılabilecek bir iş olmadığını görürsünüz. Vaazla nasihatle bütün suçu bireylere yükleyerek, içinde yaşanan düzeni suçtan tecrit ederek, tenzih ederek bunun altından kalkamayız arkadaşlar.

Özetle homoseksüellik bir sistem sorunudur. Sistemin ürettiği ve bireylere bulaştırdığı bir suç sorunudur. Bütün suçlarla nasıl mücadele edilirse onunla da öyle mücadele edilebilir. Yani bu topyekûn bir inkılâp sorunudur, düzen değişimi sorunudur.

Selim GÜRSELGİL

Bir Cevap Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

%d